"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yargı süreçlerinde yaşanan tuhaflıklar

Kâzım GÜLEÇYÜZ
10 Mayıs 2017, Çarşamba
Nur’un davasında bire bir şahit olduğumuz haller, benzer durumdaki on binlerce insana da kurulan kumpastaki ağır hukuk ihlallerini bizzat görüp tesbit etmemizi sağlıyor.

Bunların başında, yöneltilen “silahlı terör örgütüne üyelik” suçlaması geliyor.

İddianamelerin bu suçlamaya bina edilmesi, başlı başına bir baskı unsuru oluşturuyor. “Atılı suçun niteliği ve ağırlığı, kuvvetli suç şüphesinin varlığı” gibi “kalıp ve şablon” ifadelerle sanığa peşin peşin “suçlu” muamelesi yapılıyor.

Nur örneğinde bu ithamın dayanağı aynı suçlamaya muhatap olup “etkin pişmanlık”la itirafçı olmaya zorlanan kişinin verdiği ve 2’sini “kod” adlarıyla bildirdiği (!) 3 isimden birinin Nur olması ve Bylock iddiası.

Ardından, isnad edilen suçun ispatı için “delil” arama safhasına geçiliyor.

Emniyet Müdürlüklerinin KOM Şube Müdürlüklerine yazı yazılıp, sanığın “terör örgütüyle ilgisi”ne dair bilgiler isteniyor.

Ama aylar geçiyor, o bilgiler bir türlü gelmiyor. Ve bu durum, tutukluluk halinin sürekli uzatılmasını netice veriyor.

İstenen cevabın gelmeme sebebi, on binlerce dosya için benzer taleplerin iletilmesinden kaynaklanan yoğunluk ve tıkanma mı; savsaklama mı; yoksa suç isnadını delillendirecek bilgilerin mevcut olmayışı mı?!

Nur’un dosyasında yazı yazılıp cevap istenen diğer kurumlar Turkcell (Super Online), D-Smart, Digitürk ve Türk Telekom (Tivibu). Sorular: Nur bunlara abone mi? Abone ise aboneliği iptal edildi mi? Edildi ise iptal sebebi? Ve abonelik tarihleri? Peki, bu soruların “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla alâkası ne?!

Bir diğer soru STV, Bugün TV ve Kanaltürk’ün yayından kaldırılış tarihi. Bu sualin de Nur ve davayla ilgisi yine meçhul.

Bir başka soru—o sırada henüz evlenmemiş olan!—Nur’un “eş ve çocukları”na ait Bank Asya hesap numaraları ve beş yıllık geriye doğru hesap hareketleri. 

23 Mart’ta gönderilmesine karar verilen bu sorunun cevabı cd ile gelmiş, ama bu cd bozuk çıkmış ve açılamamış!

Diğer bazı kurumlardan gelen cevaplarda ise “Bilgi istediğiniz kişinin TC numarasını verin ki bakalım” deniliyormuş!

Başka bazı davalarda iletilen cd’lerde, hiç ilgisiz kişilerin bilgileri yer alıyormuş!

Yargılama süreçleri böyle işliyor...

***

Nur ve benzer durumdaki masumların hâlâ devam eden mağduriyetinde sorumluluğu olanlar dünyada da, ahirette de hesabını veremezler.

Feryatlar Arş’a yükselirken Bakan Canikli hâlâ “Mağduriyet edebiyatı kesinlikle doğru değil” “edebiyat”ına (!) devam ediyor. Yazıklar olsun!

Canikli’den aynı nakarat: “Mağduriyetler % 1 bile değil. Yine de komisyon kuruldu. Uzun soluklu bir çalışma.” Mağdurların soluğu yetecek mi!

Okunma Sayısı: 7403
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hale nur

    11.5.2017 00:09:42

    Yeniasya camiasından allah ebediyen razı olsun kalemlerine güç kuvvet versin hukukun adaletin olmadığı bir dönemde biz mağdurların sesini duyuran yeniasya camiasının sayılarını artırsın inşallah bugün benim eşimin tutuklulugunun 291. Günü 3 çocuğumla bayramda cezaevi kapilarindaydik 15 haziran da 5. Mahkememiz olacak allahım sen benim gibi olanları bu durumdan kurtar. Bizlere yardım et Ey ilahi adalet...

  • Hale nur

    11.5.2017 00:03:32

    Allah en kısa zamanda haklıyı haksızı meydana çıkarsın.zalimlere haddini bildirsin.şu mübarek gece hürmetine masum çocukların ahlarını yerde bırakmasın.Rabbim duy sesimizi canımız yanıyor.

  • Sema

    10.5.2017 20:59:55

    Bugün sevgili eşimin tutukluluğunun 200. günü. Dile kolay. Önümüz Ramazan. Biz kurban bayramını da cezaevi kapılarındayız geçirmiştik. Allah'ım yetiş. Bunlara sebep olanları affetme.

  • ali

    10.5.2017 15:36:59

    hukuk adaletin geldiği nokta. tutuklu yargılayarak eziyet etmek... tutukluluğu cezaya dönüştürmek.

  • Özcan Erkiş

    10.5.2017 15:30:00

    (. .) Şimdi de yeni versiyon bir tezgâhla karşı karşıyayız! "Dindar" eliyle maneviyaı tahrip eden ve ettiren iktidarın ardındaki "muktedir güç " şimdi de bazılarının "kutsalı" olan şahıs ve kurumlara, güya "tarihi gerçekleri" beyan ediyoruz diye, İslâmın nezaket ve nezahetine bütün bütün zıt bir vaziyet ve lisan ile yine "dindar" eliyle ve diliyle saldırtmak suretiyle, cemaatlerin şahsı manevisinin belki de "kökünü kazımak" projesinin ön hazırlığı mahiyetinde, muvazenesiz ve muhakemesiz sözler devreye sokuldu. Buna bilerek yahut bilmeden âlet olanlar ve bilhassa cemaat ehli kimseler bilmeli ki, yaptıkları yanlış olup, "-Izm" ve "-ist" ideolojilerinin dine-imana muhalif ve muarız olanların lehine ve hesabına, yine onların ekmeğine yağ sürmektedirler. Uhuvvetin iktizası olarak bizden hatırlatması! Bizim vazifemiz "İslâmın kemalât ve hakâikini efalimizle izhâr etmektir!" Onun bunun "kült, fetiş yahut kutsalına" saldırmak,sövmek, saymak değildir...

  • Özcan Erkiş

    10.5.2017 13:05:43

    ( 4 ) Yargıyı ele geçirerek kendilerini "hesap sorulamaz" yahut "yargılanamaz " zannedenler, yanılıyorlar. "Madem zalim izzzetinde mazlum zilletinde bu dünyadan göçüp gidiyor!" demek bir mahkeme-i Kübrâya bir ma'dele- i ulyâya tehir ediliyor. "Dindar"olanlar bundan titremeli değil mi? Suç icad ederek yahut olmayan "terör örgütünün" üyesi gibi iddia ve itham ve isnadlarla insanları mağdur etmek adalet midir? Suç ve cezası kanunlarda bellidir. Yâni suç ve cezanın kanunîliği ilkesi. Ama bu kaide demokratik hukuk devletinde geçerlidir. Hukukun askıya alındığı OHAL darbe rejimnde değil. Cümle âlem biliyor ki şu anda Türkiye'nin, "kuvvetin kanunda" ve hukukun üstün olduğu demokratik bir hukuk devleti olduğumuz söylenemez. Kendimizi kandırmayalım. Vesselâm.

  • Özcan Erkiş

    10.5.2017 12:48:32

    ( 3 ) Hukukun yine Yargı eliyle nasıl bir hukuksuzluk sürecine çevrildiğine dair çok şeyler yazılmasına mukabil "imam bildiğini okur!" dedikleri gibi, yargı bildiğini okumaya devam ediyor. Yargıya bu cesareti ve gücü kim veya kimler veriyor ki, mülkün temeli olan adâlet, "Adaletsizliğe" âlet ve vasıta ediliyor? Mağdurlardan yükselen feryatlara "edebiyat! " diyen sözüm ona "dindar " bir iktidar! Yazıklar olsun! Bütün menfiliklere rağmen ümitvarız. Hak ve hukukun tecelli edeceği günler gelecektir. Herşey Cenab-ı Hakk'ın yed- i kudretindedir. Devletin gücünü eline geçiren menfi ve menfaatçi siyasi ideolojinin, toplumsal zeminimize vaktiyle ektiği tohumların meyvelerine şahitlik etmekteyiz sanki. "Menfaat- i şahsiyye"nin ön planda olduğu menfi ve menfaatçi siyaset, kendine âlet etmediği hiç bir şey bırakmadı. Ve âlet ettiği her şeyin kıymetini düşürdü ve tüketerek kem âlât derekesine düşürdü. Değer miydi?

  • Özcan Erkiş

    10.5.2017 12:22:32

    ( 2 )Beşerin zulüm ettiği bu haksız hukuksuz mağduriyet sürecini medrese-i Yusufiye'de geçiren kardeşlerimizin de Berat Kandillerini ayrıca tebrik ederiz.İnşâallah bu süreç, kendileri hakkında hem TC mahkemelerinde hem mahkeme-i Kübra'da beraat vesikası olur, diye duâ ediyoruz. Bu kardeşlerimiz kapalı cezaevinde bizler de teşbihte hata olmasın, "ev hapsinde"gibi bir ülke ortamında yaşıyoruz. Elbette "zorluk kolaylıkla beraberdir "hakikatince, bugünler de geçecek bu zulümler de bitecektir. Herşey de bir hikmet ciheti vardır. Demek bu zulumatlı süreci yaşatmak, kendilerine "dindar iktidar "dedirten Siyasal İslâmcıların devr-i iktidarında olacakmış! Tarihe not düşülecek ibretâmiz bir vâkıa olup, nesl-i âti okuyacaktır! Gidişat hayra alâmet olmamakla beraber, duâmız, bu sıkıntıların hayra vesile olması istikametindedir.

  • Özcan Erkiş

    10.5.2017 12:07:21

    Sayın Güleçyüz, önce herkesin Kadir Gecesi kudsiyetinde olan Berat kandilini tebrik ederim. Sizin yazınız, Yeni Asya'nın "Ne yazık ki Adalet yok! " manşeti, Danıştay Başkanın:"OHAL ve KHK'lar hak ve özgürlüklere sınırlama getirmemiştir!" tuhaf açıklaması ve yine Ekonomi Bakanının;:"OHAL ortamından çıkmalıyız!" beyanatı birlikte mütalaa edildiği zaman nasıl bir ülkede ve nasıl bir hukuk düzeninde yaşadığımız ortaya çıkmaktadır. Skandalların ve tuhaflıkların içiçe geçtiği ve bunun sebep olduğu mağduriyetlerin yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Ve acı olan işbaşındaki iktidar cenahı haksız ve hukuksuz süreci bitirmek yerine, zulüm boyutuna varan mağduriyetleri "edebiyat yapmayın!" gibi hiç de insanî ve vicdani ve hukukî olmayan bir tarzda görmek ve göstermek istememektedir. Fakat zulumatlı süreç bizzat yaşandığından inkârı da üzerinin örtülmesi de katiyen mümkün değildir.

  • Bahri

    10.5.2017 09:41:10

    Hocam Allah sizden razı olsun. Bu zalimlere Risale-i Nur'dan iki paragraf ile cevap vermek istiyorum : 1- "Evvelen: Aslı ve faslı olmayan ve hatırıma gelmeyen bir siyasî cemiyet namını mâsum ve siyasetle hiç alâkaları olmayan Risale-i Nur talebelerine takıp ve o daire içine giren ve iman ve âhiretinden başka hiç bir maksatları bulunmayan bîçareleri, o cemiyetin nâşiri, ya faal bir rüknü veya mensubu veya Risale-i Nur'u okumuş ve okutmuş veya yazmış diye suçlu sayıp mahkemeye vermek ne kadar adaletin mahiyetinden uzak olduğu" ortadadır. 2- "Elcevap: Evvelâ, imkânat başkadır, vukuat başkadır. Herbir fert, çok adamları öldürebilmesi mümkündür. Bu imkân-ı katil cihetiyle mahkemeye verilir mi? Herbir kibrit bir haneyi yakması mümkündür. Bu yangın imkânıyla kibritler imha edilir mi?"

  • özdemiroğlu

    10.5.2017 08:40:49

    Hak etmeyen masumlar için ''hak ettiler'' diye savuranların cezasını mutlaka Hakim-i Adil vereceğine inanıyor ve temenni ediyoruz.

  • Hamza

    10.5.2017 00:45:11

    Adalet herkese lazım .keser döner sap döner gün gelir hesap döner .O zaman ne olacak .Bu gün adalet farklı yarın farklı olmamalı .Diğer tarafın adaleti yerini tam bulur .Suçu olanın olmayanın mahkeme ve mahkumiyet aranmaksızın askerlikle, memurlukla ilişiği kesilmiştir, hakları alınmıştır, dava açması engellenmiştir, insan hakları başvurusu askıya alınmıştır. Musîbetin hastalık olan nev’î, musîbet değil, belki bir iltifat-ı Rabbânîdir, bir tathirdir. Rivayette vardır ki, “Ermiş bir ağacı silkmekle nasıl meyveleri düşüyor; sıtmanın titremesinden günahlar öyle dökülüyor.Nur kardeşimiz ve diğer suçsuz olan kardeşlerimiz içinde böyledir .Allahu âlem (Allah en iyisini bilir) La Tahzen (Üzülme,Çünkü Allah bizimledir)

  • Hatice

    10.5.2017 00:22:43

    Bu kadar mağdur insan varken halen hak ediyorlar diyenler var ya işte Allah sizi affetsin diyorum. Tek gözyaşımin ve daha aklı sevgiden, merhametten başka birseye ermeyen çocuğumun hakkını Allah sorsun siz zalimlerden diyorum.  Yeni asya gazetesi camiasına sesimizi bir nebzede olsa duyurdukları için teşekkür ediyorum her daim dualarda yer bulursunuz inşallah. Adalet adalet adalet...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı