"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni Asya’nın AB’ye bakışı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
27 Ocak 2017, Cuma
2008’de Yrd. Doç. Dr. İsmail Ermağan’ın sorularına cevaplarımız

Dünden devam:

Yeni Asya Türkiye’nin AB ile ilişkilerini nasıl görüyor? AB yayın politikası nedir?

Yeni Asya, Avrupa ülkelerinin geçen yüzyılda kendilerini büyük yıkımlara uğratıp derin acılar yaşatan iki dünya savaşından çıkardıkları dersle hukuk, demokrasi, barış, temel hak ve özgürlükler gibi değerler üzerine bina ettikleri AB projesini, dünyanın ihtiyaç duyduğu bir yapılanma olarak görüyor ve Asya ile Avrupa arasında kilit konumda bulunan Türkiye’nin de bu birlik içinde yer alması gerektiğini düşünüyor. 

Türkiye’yi dışlayan bir AB’nin eksik kalacağına, AB dışında kalan bir Türkiye’nin de hem kendi iç sorunlarını aşmakta ciddî zorluklar çekmeye devam edeceğine, hem de bölgesinde üstlenebileceği olumlu rollerin gereğini yerine getiremeyeceğine inanıyor.

Yeni Asya gazetesine göre Avrupa nedir? AB Projesini nasıl algılamak gerekir?

Bediüzzaman Said Nursî’nin Lem’alar isimli eserinde yaptığı 

“Avrupa ikidir. Birisi, İsevîlik din-i hakikîsinden (gerçek Hıristiyanlıktan) aldığı feyiz ile hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye (insanlığın sosyal hayatına) nâfi (faydalı) sanatları ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fünunları (fenleri) takip eden birinci Avrupa ve ”felsefe-i tabiiyenin zulmetiyle (materyalist tabiatçı felsefenin karanlığıyla), medeniyetin seyyiatını (kötülüklerini) mehasin (iyilik) zannederek beşeri (insanlığı) sefahete ve dalâlete (ahlâksızlık ve sapıklığa) sevk eden bozulmuş ikinci Avrupa” (s. 119) şeklindeki ayrım ve değerlendirme, Yeni Asya’nın Avrupa’ya bakışında temel aldığı ölçüyü belirliyor. 

Ve buna göre, AB’yi insanlığa faydalı bilim ve sanatlarla, adalet ve hakkaniyeti sağlayacak değerler üzerinde şekillenen birinci Avrupa’nın öne çıktığı bir proje olarak gören Yeni Asya, ikinci Avrupa kaynaklı olumsuzlukların bu proje için de bir handikap oluşturduğunu düşünüyor.

Yarın: Yeni Asya AB sürecini niye destekliyor?

Okunma Sayısı: 3536
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    27.1.2017 16:58:41

    (4) Aynı canhıraş kampanyanın, hem de 15 yıl boyunca "demokratik hukuk devleti olan güçlü bir Türkiye!" diye yapılmasını ne kadar isterdik. Ama maalesef bu yönde bir gayrete şahit olmadık. 15 yıl önce iktidara gelirken vadettikleri ile 15 yıl sonra geldiğimiz nokta birbirinin zıddı. Millet ne ümit etti ne buldu? Lütfen bu ülkeye ve milete daha fazla zaman kaybettirmeyelim. Adalet, hürriyet, meşveret, hukukun üstünlüğü, millet meclisi gibi hususiyetlerle techiz edilmiş demokrat bir Türkiye'yi inşâ edemeyip bu asrı da ıskalarsak, Üçüncü Dünya Ülkeleri liginde yer almak gibi bir vaziyetle karşı karşıya kalabiliriz. Zira hür ve demokrat dünya liginde küme düşmek çok kolay. Bıkkınlık verse de bir kez daha tekrar edelim:Güçlü Türkiye, tek adamın yöneteceği Türkiye değildir. Güçlü Türkiye adaletin, hürriyetin, meşveretin, hukukun üstünlüğü ile miletin kalbi olan meclisin olduğu,ileri demokrasinin hâkim olduğu Türkiye'dir. Eğer varsanız bunlar için kampanya yapalım......

  • Özcan Erkiş

    27.1.2017 15:26:57

    (3) Daha referanduma bir hayli vakit varken, gerginliği ve kutuplaşmayı arttıracak bir tarzda, hem gerçekçi bir argüman olmayan; tek adam sistemini kamufle edip, kimsenin itiraz etmediği "güçlü Türkiye!" söylemini öne çıkarmak suretiyle, şimdiden medya üzerinden düğmeye bastılar. Allah aşkına bu ülkede kim büyük ve güçlü Türkiye'ye karşı çıkıyor ki? Ama "evet" diyeceklerin "güçlü Türkiye"den kasıtları tek adam sistemi ise bu bir yanılgıdır. Çünkü büyük ve güçlü Türkiye, tek adamın idare edeceği Türkiye demek değildir. Öyle olsaydı Ortadoğu'daki devletlerin hepsi hem büyük hem güçlü olurdu. Şimdi bir kampanya başlatıldı ki, sanki bir yanda güçlü Türkiye'yi isteyenler diğer yanda istemeyenler. Bu bir demogoji, mugalata ve cerbezedir. Hayır diyecek olanlar katiyen güçlü bir Türkiye için değil, "güçlü Türkiye"kılıfına gizlenmiş, asrın gerisinde kalmış (hangi şahıs olursa olsun) tek adam sistemi için hayır diyecektir. Halkı yanıltmanın, gerçeği çarpıtmanın kimseye faydası olmaz.

  • Özcan Erkiş

    27.1.2017 12:39:29

    (2) Kendi iç dinamiklerimizle hâlâ demokratik hukuk devletini tesis edemedik. 15 yıldır tek başına iktidarda olan partinin şimdiki Başbakanı bile "En acil ihtiyaç adalet!" diyor. Günaydın, desek ayıp olmaz mı? Adaletin tecellisi ve demokratik hukuk devletini hâkim kılmalarına engel olan mı var? OHAL ile antidemokratik bir ortam tesis ederken hiç zorlanmayan iktidar, "en acil ihtiyaç" olan adaletin yerine getirilmemesinden şikayet(!) etmesi katiyen inandırıcı olmadığı gibi samimi de değil. İşte halkın AB'ye taraftar olmasının haklı sebepleri. Yoksa taassup derecesinde ne Avrupa düşmanı ne de Avrupa hayranıyız. Makyavelist politikalarla milleti kandırmanın mânâsı yoktur. Dün hedef AB derken bugün, ülkeyi, örneğini Ortadoğu'da çokca gördüğümüz bir sisteme çevirmekle AB hiçbir şey kaybetmez. Asıl kaybeden biz oluruz. Pire için yorganı yakan adamın gülünç durumuna düşmeyelim....

  • Özcan Erkiş

    27.1.2017 12:11:33

    (1) Sayın Güleçyüz, milletin kâhir ekseriyeti de inanıyorum ki, AB ye Yeni Asya'nın baktığı gibi bakıyor. AB'ye hayır diyenlerin, ülkemiz adına demokratik bir hukuk devletini temin edecek proje ortaya koyamaması, gerek askeri ve gerekse bu iktidarla ortaya çıkan sivil vesayetin demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne engel müdahaleleri sebebiyle, Türkiye için AB zaruret hâline gelmiştir. Hem asır adalet, hürriyet ve kuvvetin kanunda olduğu, ittifaklar dönemi olduğundan, AB hür ve demokrat bir topluluk olarak bünyesinde insanlığa faydalı ortak değerleri barındırmaktadır. Mâneviyatta elbette AB'ye muhtaç değiliz. Bilkakis AB'nin mâneviyatta bizden alacağı pek çok şey vardır. AB'ye tam üyelik işte böyle hayırlı bir şeye de vesile olacaktır. Toptancı bir yaklaşımla "Avrupa kötüdür!"demek sağlıklı bir değerlendirme olmayıp, halkın körü körüne Avrupa düşmanlığını netice vermektedir. En doğru, isabetli ve sağlıklı Avrupa mülahazası, Bediüzzaman Hz.ne ait olandır. Hayırlı cumalar.

  • turgay namdar

    27.1.2017 11:13:15

    Sayın Güleçyüz! Bu ropörtajı bir broşür olarak basıp gazetemizin şubattaki kuruluş yıl dönümünde dağıtmayı öneriyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı