"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni Türkiye: Nutuk’la mı?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
13 Kasım 2014, Perşembe
Erdoğan, geçen yıl başbakan sıfatıyla yaptığı 10 Kasım konuşmasında, aksi yöndeki tarihî gerçeklerle çelişmeyi göze alarak, M. Kemal’i “birleştirici ve demokrat” gösterme çabasını devam ettirirken, daha evvel söylediği ve eleştirdiğimiz “Hedefimiz ilke ve inkılapları toplumun ortak paydası yapmaktır” sözündeki mesajı farklı bir biçimde bir kez daha tekrarlamış; “Gazi’yi, ismini ve hatırasını bir ayrıştırma değil, bütünleştirici bir değer halinde muhafaza ederek, 76 milyon hep birlikte tek yürek olarak, geleceğin Türkiye’sini inşa edeceğiz” demişti.

Bu yıl cumhurbaşkanı sıfatıyla yaptığı ilk 10 Kasım konuşmasında da şunları söyledi:

“1920’de TBMM’nin açılmasından itibaren, başta Gazi M. Kemal Atatürk olmak üzere dönemin tüm idarecileri millî iradeye sürekli vurgu yapmışlardır. 1923 sonrasında da millî irade Gazi M. Kemal’in her zaman gündeminde olmuştur, her fırsatta hakimiyet-i milliyenin ehemmiyetini vurgulamıştır. (...) 1923 yılında İzmir’de halka hitap ederken, ‘Bu devletin dayandığı esaslar, tam bağımsızlık ve kayıtsız şartsız millî egemenlikten ibarettir. Yeni Türkiye devletinin yapısı, ruhu millî egemenliktir’ diyen yine Gazi M. Kemal’dir.“

Yeni Türkiye vurgusunun ilk kez M. Kemal tarafından Nutuk’ta defalarca zikredildiğini de söyleyen Erdoğan, konuşmasını “Bizim yeni Türkiye özlemimiz tıpkı Gazi M. Kemal’in kastettiği gibi 23 Nisan 1920 Türkiye’si, o ruh, o heyecan ve o örftür. Yeni Türkiye, Gazi M. Kemal’in bir istismar aracı olmaktan çıkarılıp, asker, başkomutan, Meclis Başkanı, Cumhuriyetin banisi, Cumhurbaşkanı, en önemlisi de millî irade âşığı bir şahsiyet, bir insan olarak öğrenileceği, öğretileceği, anlaşılacağı bir Türkiye olacaktır” sözleriyle sürdürdü.

Tarihen de, hukuken de Osmanlı Meclis-i Meb’usan’ının devamı niteliğindeki çok sesli, özgür, demokratik ve Gazi Birinci Mecliste ifadesini bulan “yeni Türkiye,” zaferden sonra M. Kemal’in kurnazca taktikleriyle cumhuriyet adı altında kurulan bir tek parti diktasının kıskacına alınmışken, bu tarihî gerçeği örtbas edip, 2010’lar Türkiye’sine Nutuk-1927’yi referans göstermenin ve dahası bunu “yeni Türkiye” cilasıyla parlatarak sunmanın izahı ne?

Bu söylemler ve diğer işaretler, 1923’te millî irade söylemleri eşliğinde kurulan “tek adam” rejiminin yeni bir versiyonuna doğru götürülmek istendiğimizi düşündürmüyor mu?

“2. Atatürk”benzetmeleriyle birlikte,,,

tweet 1: Said Nursî “Hükümetin işine karışmayız” derken “Siyasetle ilgimiz ve devlet idaresine talip olmak gibi bir gündemimiz yok” mesajı veriyor...
tweet 2: Bediüzzaman’ın “Hükümetin icraatına karışmayız” sözü, zulme ve keyfîliğe seyirci kalıp boyun eğmek şeklinde anlaşılamaz ve öyle yorumlanamaz.
tweet 3: Said Nursî “Böyle hürriyeti lafızdan ibaret gaddar bir hükümetin en rahat yeri hapishane olsa gerektir“ sözünü kime karşı ve niçin söyledi?

Okunma Sayısı: 2439
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı