YSK’nın İstanbul seçimini iptal gerekçeleri, bu yönde oy kullanan 7 üyenin iddiaları ile karşı oy kullanan başkan dahil 4 üyenin itirazlarıyla birlikte açıklandı.
Ama ilgi, karşı oy gerekçelerinde yoğunlaştı. Bu bile 23 Haziran öncesinde toplumun nabzının nasıl attığını ölçmek için başlı başına bir gösterge.
Karşı oy gerekçelerinden kısa bir özet:
Başkan Sadi Güven: Kamu çalışanı olmadığı halde sandık başkanı olarak görev yapan 754 kişinin görev yaptığı sandıkların 750 tanesinde AKP’li üyeler görevli. AKP bunların 354’ünde iki üye ile temsil edildi. Sandık kurulu, 5 kişisi siyasî parti temsilcisi olan 7 kişiden oluşur. İBB seçimine ilişkin maddî hatalar giderilip geçersiz oyların tamamının sayılması karşısında, usûlsüz atanmış başkanın, tek başına seçimin neticesine tesir ettiğine ilişkin, iptali gerektirir bir tesbit yok.
Üye Cengiz Topaktaş: Yüksek Kurulumuz sonuçlar birden fazla aşamadan geçerek ortaya çıktıktan sonra seçimin iptali kararı ile seçmenlerin iradesini yok saymıştır. Sandık kurulunun oluşumunda bir hata varsa, bunun sorumluluğu seçmenlere yüklenemez.
Üye Kürşat Hamurcu: Seçmenin oyunu geçersiz kabul ederek iradesinin yok sayılması, anayasa, uluslararası sözleşmeler ve seçim mevzuatı ile güvence altına alınan en temel yurttaşlık haklarından seçme hakkının özüne müdahale anlamı taşır. Seçim hukukuna egemen olan serbest, genel oy, eşit, tek dereceli, gizli oy açık sayım ve döküm ilkelerinin hangisinin kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanı tarafından ihlâl edildiği, hiçbir şekilde ortaya konulmamıştır.
Üye Yunus Aykın: Seçmen özgür iradesiyle oyunu kullanmış, sayım, döküm ve tasnif işlemleri adaylar, müşahitler ve vatandaşların huzurunda şeffaf ve dürüst şekilde yapılmış ise, seçmene yüklenecek bir kusur olmamasına rağmen, seçme hakkının özünü ortadan kaldıracak şekilde, kullanılan oyların geçersiz sayılması hukuken mümkün değildir.
İlginç bir nokta: Çoğunluk görüşünde iptal gerekçelerinden biri olarak gösterilen “108 sandıkta sayım döküm cetvellerindeki eksiklik” için, iptal oyu kullanan 7 üye de “tek başına seçim sonucuna müessir değil” diyor!
Neticede 23 Haziran’da yine seçim olacak.
Ama bu gerekçeler de unutulmayacak...