"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zorunlu askerlik

Kâzım GÜLEÇYÜZ
30 Temmuz 2017, Pazar
Son dönemde tekrar yoğunlaşan “bedelli asker” talepleri üzerine, 24 yıl önce çıkan 18.11.93 tarihli yazımızdan bir bölümü paylaşalım:

Zorunlu askerlik tarihî tatbikatımıza aykırıdır: Çünkü Kemalistlerin beğenmediği Osmanlı, profesyonel ordu sistemini uyguluyordu. Yeniçeri, mükemmel bir profesyonel ordu modeliydi. Ayrıca, toprağın has-timar-zeamet taksimatı usulüyle, barış dönemlerinde ülkenin dört bir yanında ekonomiye katkıda bulunan, savaş halinde ise derhal mobilize edilebilecek durumda olan askerleri vardı Osmanlının. Bu sistemi bıraktık, şimdiki halimiz malûm.

Mevcut uygulama insan fıtratına aykırıdır: Çünkü durumunun ve şartlarının müsait olup olmadığına bakılmaksızın herkesi asker olmaya zorlamaktadır. Gençlerin, ev bark kurup iş ve meslek sahibi olmasına, kısa yoldan hayata atılmasına çok ciddî bir engel teşkil etmektedir. Askerlikte geçirilen sürenin ne işe yaradığı; bundan gerek ordunun, gerekse askerlik yapan kişinin ne kazanç sağladığı da tartışmalıdır. Pek çok kişinin askerlik dönemini “kayıp” saymasının sebepleri neler olabilir, hiç düşünüldü mü?

Zorunlu askerlik ülke gerçeklerine aykırıdır: Çünkü ilimde, kültürde, sanatta, ekonomide, iş hayatında fevkalâde değerli hizmetler verip ülkemizin her bakımdan kalkınmasına katkıda bulunabilecek pek çok kabiliyetin altın değerindeki vakitleri, ilgi ve kabiliyet alanlarının tamamen dışında bulunan bir meseleyle meşgul edilmekte, boşa harcanmaktadır. Ayrıca, terörün karşısına “acemi” askerlerle çıkmanın yanlışlığı ve özel eğitilmiş kuvvetlerle mücadele vermenin zarureti birçok defa ifade edildiği halde, şimdiki uygulamada ısrar etmenin mantığını anlamak zordur. Hem okuyup hem çalışarak hayatını sürdürürken işinden ve üniversiteden koparılıp zorla askere alınmış tecrübesiz gençleri terör çetelerinin karşısına çıkarmakla ne yapılmak isteniyor?

Zorunlu askerlik ekonomi mantığına aykırıdır: Çünkü savunma sistem ve mekanizmalarının modernleştirilmesine harcanması gereken çok büyük kaynaklar, gereksiz yere, ”Askerlik eğitimi veriliyor” görüntüsü altında heba edilmektedir.

Zorunlu askerlik çağın gelişmelerine aykırıdır: Bugün savunma teknolojisi baş döndürücü gelişmeler kaydetmektedir. Bilgisayarlı savaş sistemleri karşısında, İkinci Dünya Harbinden kalma, eskimiş, demode olmuş silah ve teçhizata dayalı bir “askerlik eğitimi” nin kime ne faydası olacaktır? (Ordu ve Demokrasi kitabımız, s. 14-5)

***

-“Bizim ona, onun bize ihtiyacı var” denilen İsrail küstahlıkta çizmeyi iyice aştı: Osmanlı geride kaldı. Kudüs Yahudi kenti ve öyle kalacak!

-One minute’den “lütfen”li “kınama”lara geçiş yapan iktidarın, İsrail’in azgınlık ve küstahlığına vereceği doğru dürüst bir karşılık yok mu?!

-“Aksa’ya sahip çıkmak iman meselesidir” diyenler, İsrail’le yaptıkları doğalgaz müzakerelerini ve diğer işbirliklerini ne zaman kesecekler?!

Okunma Sayısı: 9445
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ahmet ayar

    30.7.2017 19:51:44

    Yerinde bir tesbit,Allah ihlasdan ayırmasın.

  • Özcan ERKİŞ

    30.7.2017 18:23:19

    (7)Bir an evvel ülkemize maddi-manevi zarar veren, fertlerde istikbal endişesini tetikleyen, mağduriyet ve türlü zulümlere kapı açan,topluma travma yaşatan, hak ve hukuk gasbını netice veren OHAL ve KHK anafor ve girdabından çıkmamız, normale yani demokratik hukuk devletine dönmemiz gerekmektedir. 45 gün diye başlayıp bir yılı geçen OHAL'den, yalnızca dahilde millet fertleri değil hariçteki müttefik ve dostlar da zarar görmektedirler. Zararlı ve yanlış yolda ısrar etmenin mantığı ve manası yoktur. Hak, hukuk ve adalet talebi toplumun her kesiminin ortak talebi haline gelmiştir. OHAL'de devam ısrarı ve inadı sürerse, korkarım ki toplumdaki zıtlaşma, kutuplaşma, ayrışma daha da derinleşecek; yeniden 12 Eylülün o me'şum ve menhus günlerine dönülecektir. Milletin hak ve hukuku OHAL ve KHK darbe rejimi muhafaza edilmez.

  • Özcan ERKİŞ

    30.7.2017 18:06:32

    (7) Demek 15 yıl tek başına ülkeyi yönetmek; eğer menfi ve yanlış politikalar uygulanırsa problemleri çözmüyor tam aksine çoğaltıyor. Dün katı ideolojik yapı üzere kurulan devleti bunlardan arındırıp; millet hakimiyeti ve iradesine istinat eden, meşveret, hukukun üstünlüğü, adalet, hürriyet, demokrasi gibi evrensel değerleri hakim kılsak ve mesaimizi (dün ve bugün)bunlara sarf etseydik, maddi-manevi pek çok meselenin üstesinden gelmiş olacaktık. Fakat maalesef dünün "deli gömleği" olan katı "-izm"ler bugün isim değiştirerek ülkeyi yönetiyorlar. Maddi ve manevi yönlerimizi de deşifre eden uluslararası raporlar maalesef hakkımızda güzel şeyler söylemiyor. Ya gözümüzü ve kulağımızı tıkayacak "neme lazım" diyecek Osmanlının -Allah korusun- akıbetini yaşayacak, yahut kulağımızı ve gözümüzü "dört açacak" ülke olarak bu vahim gidişattan kurtulma çareleri arayacağız. Yol iki görünüyor. Üçüncü bir yol yok.

  • Özcan ERKİŞ

    30.7.2017 17:47:32

    (6) Mihenk taşı mesabesinde gördüğüm ve kendimizi dev aynasında görmeden ve göstermeden önce, mihenge vurmak için kullandığım, uluslararası bağımsız kuruluşların zaman zaman yayınladıkları raporlardan birisi de Yeni Asya'nın bugün manşetten haber verdiği "yalnızlık ve güvensizlik" meselesi. Manşet : Yalnızlık ve Güvensizlik Gençliğin Kabusu! "Güvensizlik" yalnızca gençlerin meselesi mi? Bir de buna ilaveten "belirsizlik" yok mu? Evet bugünün genci istikbalin nesli, kuşağı demektir. "Yalnızlık ve Güvensizlik" ortamında yetişen geleceğin nesli olan fertlerin vaziyeti içtimai hayatımızda nasıl bir etki yapacak acaba? "AB üyesi ve aday ülke vatandaşları üzerinde yapılan bir araştırmada, kendini yalnız hissetme oranı Türkiye'de %11,3 olup , bu oran Türkiye'yi Avrupa'nın en yalnız altıncı (6.) ülkesi yaptı." (Yeni Asya,30.7) Yani bu nevi raporlar bize, (siyasi, ekonomik, sosyal, eğitim,sağlık, demokrasi vb) pek çok konularda toplumsal manada SOS verdiğimizi söylüyor.

  • Özdemiroğlu

    30.7.2017 12:54:54

    (2) Terör konusunda olduğu gibi israil konusunda da zulmün esas sahibi ABD'dir ve ve bu çıkmazın mutlaka kırılması gerekmektedir. S. Arabistan başta olmak üzere bir çok İslam Devleti de bu zulmün ortağıdır. İlla ki zulüm kendinize döndüğün de mi ses çıkaracaksınız!

  • Özdemiroğlu

    30.7.2017 12:51:30

    İsrail politikamız da bir ileri, bir geri çelişkileri ile dolu. Eğer dış politikayı da ehline vermez ve her şeyi tepeden dizayn etmeye kalkarsanız bunun sonu çıkmaz değil mi?

  • Özcan ERKİŞ

    30.7.2017 12:42:38

    (4.)Meseleyi "zorunlu askerlik" boyutunda değil, yaşadığımız asrın teknolojik savunma yönünde ele almalıyız. Milyonlarca efradı bulunan bir kara ordusu değil, teknik ve teknolojik savunma mekanizmalarıyla donatılmış, iyi eğitilmiş, profesyonel bir ordu için ciddi anlamda çalışmalar yapmalıyız. Geç bile kalınmış diyebilirim. Savunmaya ayrılan devasa bütçelerin ve kaynakların, içtimai hayatın diğer alanlarına kaydırılmasıyla ülkemiz, maddi-manevi daha iyi kalkınma imkanı bulacaktır. Bunun anlamı ordudan vazgeçelim değildir. Tam aksine daha fonksiyonel bir ordunun, daha az bütçe ve kaynakla hayata geçirilmesidir. İki yıl görev yaptığım piyade birliğinde gördüğüm vakit, nakit ve emek zayiatı maalesef bizi böyle bir ordu sistemine mecbur kılmaktadır. Bir 24 yıl daha geçmesin.

  • Özcan ERKİŞ

    30.7.2017 12:33:50

    (4) İki yıl boyunca vazife yaptığım piyade tugayında, usta er ve erbaşların gün boyu ciddi anlamda hiç bir şey yapmadıklarını, sadece günde birkaç saatlik sözde "eğitim" adı altında vakit harcadıklarını, sair vakitlerde boş şeylerle uğraştıklarını gördüğümde, orada geçen zamanın, harcanan emek ve sermayenin israf olduğunu, ülkemizin maddi-manevi kalkınmasına hiçbir katkısının olmadığını üzülerek gördüm. Bir de bunu Türkiye sathında ve yekunu yüz binleri aşan askeri birlikler için düşünün ve hesaplayın lütfen. Yaşadığımız çağ milyonlarca efradı bulunan orduların olduğu bir asır değil. Savunma teknolojileri bizi başka türlü tedbir almaya ve askerlik yapmaya sevk etmektedir. Meseleyi "zorunlu askerliktenher yönüyle ele almak zorundayız.

  • Özcan ERKİŞ

    30.7.2017 12:25:40

    (3) Maalesef menfi siyaset her şeyi siyasetine alet ettiği gibi şehitlik meselesini de alet ve istismar etmektedir. Kendi evlatlarını iş ve meslek yahut can ve mal kaygısıyla askere göndermeyen (hiç bir şahsı hedef alarak söylemiyorum) veya bedelli askerlik yaptıranlar, şehitlik üzerinden siyaset yapmaktadır. Oysa askerliği meslek olarak tercih yapacak askerlerden oluşacak paralı ve profesyonel bir ordu hiç değilse siyasete bulaşmayacak, siyasetin aleti olmayacak, şehitlik de istismar edilmeyecektir. Yani meselenin siyasi, iktisadi, içtimai boyutları vardır. Artık bu mesele ciddi anlamda gündeme gelmeli ve hayata geçirilmelidir. Vakit, nakit ve emek zayi edilmemelidir. 24 yıl evvel yazdığınız şu hakikatleri aynen yaşamaktayız.

  • Özcan ERKİŞ

    30.7.2017 12:16:18

    (2) Sözlerimizden askerliğe düşmanlık anlaşılmasın lütfen. Asker ocağına" Peygamber ocağı" diyen ve öyle bilen, vatani vazifesini de yapmış biri olarak; çağın gereği ve gerçeğine göre bir ordu sistemi kurmak mecburiyetinde olduğumuzu söylüyoruz. Bir başka gerçek de 30 küsur senedir pkk terör örgütü ile tsk ve (son dönemde) emniyet güçleri silahlı mücadele etmektedir. Hala bittiği söylenebilir mi? Binlerce şehit verdiğimiz, milyarca dolar harcanan pkk terör belası yine can almaya devam ediyor. Çok zaman er-erbaş-uzman çavuş seviyesinde yapılan bu mücadele elbette gerilla taktiği uygulayan cani bir terör örgütüne, iyi eğitilmiş, iyi donatılmış, özel birliklerle mücadele edilmeli değil mi? Artık böyle bir uygulamaya geçme zamanının vakti bile geçmek üzere, diyebiliriz.

  • Özcan ERKİŞ

    30.7.2017 12:05:29

    Sayın Güleçyüz hem güncel hem de tarihi hakikatleri ihtiva eden tenvir edici yazınız için teşekkürler. Öteden beri hemen her iktidar döneminde konuşulan fakat -ne hikmetse- hayata geçirilmeyen "profesyonel ordu" projesi; savunma teknolojilerinin zirve yaptığı şu yüzyılımızda hala gerçekleşmedi. Sebebini ciddi ciddi incelemek gerekir. Pek çoğumuzun lise tarih derslerinde okuyup haberdar olduğumuz Osmanlı ordu sistemindeki Yeniçeri, has,tımar,zeamet meseleleri bilinmemektedir. Osmanlının ordu sistemi Hazarda ve seferde (barış ve savaşta) daha fonksiyoneldi. Bugün için böyle fonksiyonel bir ordunun olduğu söylenemez. Hasbel kader iki yıl boyunca, şehrimizde, daha önce acemi birliği şimdi ise usta birliği olan bir Piyade Tugayına hazır yemek veren bir Catering firmasında işletme görevinde bulundum. Piyade Tugayında gördüğüm manzara yazınızda anlattığınız hakikatlerle tam örtüşmekteydi. "Emek ve sermaye zayiatı" olarak ifade edebileceğim bir sistemi orada müşahede ettim.

  • Mustafa Torun

    30.7.2017 09:45:00

    Okutup yetiştirdiği meslek sahibi yaptığı genç delikanlıları kazanç elde etmeden borçlandırmak veyahut yuva kurmada kullanacakları küçük birikimlerine gözdikmek Devlet e yakışmaz. Modern tefecilerin avuçlarını ovaladıkları bu haraç kesme anlayışından bir an evvel vazgeçmelidir.

  • Mustafa Torun

    30.7.2017 09:29:34

    Profesyonel olmayan bir kadroya ya da şöyle diyelim hiçbir zaman asker olmayacaklara angaje olmuş bir kadroya mesleki sorumluluk tanımı yapılamayacağı gibi mesleklerinin icaplarını bihakkın yerine getirip getirmediğini denetleyip sorgulamak ta mümkün olamamaktadır. Ordumuzu zaaf içerisinde gösteren bu tablodan ivedilikle kurtulmak gerekmektedir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı