"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bence kıymetini bilin

Kenan TAŞTAN
25 Ağustos 2015, Salı
Öğretmen girdiği derste öğrencilerine şu hikâyeyi anlatır:

“Bir gemi seyir halindeyken, yolcular güvertede eğleniyorlarmış. Gemi, aniden bir buz kütlesine çarpmış ve denizin derinliklerine doğru batmaya başlamış. Güvertede yolcuların arasında evli bir çift bulunuyormuş, korku içinde can havliyle kurtarma botuna doğru koşmaya başlamışlar. Ancak botta sadece bir kişilik yer varmış. Adam, o an karısını ardında bırakarak botun içine atlamış. Kadın, güvertede yapayalnız kalmış, gemi, neredeyse batmak üzereymiş ve deniz, kadını kendine doğru çekmiş. Kadın, bir yandan dalgalarla boğuşurken diğer yandan eşine sesini duyurmak için bağırmaya başlamış, çünkü eşine söyleyecekleri varmış…”

Öğretmen, bu noktada susar ve sınıfa şu soruyu yöneltir: “Sizce, kadın ne söylemiş olabilir?”

Sevgili okurlar hikâyenin devamını okumadan önce sizlerin de kısa bir süre düşünerek kendi cevaplarınızı bulmanızı öneriyorum. Bu sizin kendi bakış açınızı görmeniz açısından önemli.

Herkes kendince bir şeyler söylemiş, kimi: “Senden nefret ediyorum. Ne kadar da körmüşüm seni hiç tanımamışım...” derken, kimi “Sen ne vefasız bir adammışsın.” diye fikrini beyan etmiş. Kimilerinin yorumları ise kızgınlıklarını ifade eden küfür içerikli cümleler olmuş.

Aldığı cevaplar öğretmeni memnun etmemiş. Öğretmenin dikkatini bu süreç zarfında sessiz, sakin ve yorumsuz kalan bir erkek öğrenci çekmiş, ona doğru yönelmiş ve aklına gelen bir şey varsa söylemesini cevabını öğrenmek istediğini söylemiş. Çocuk bir süre sessiz kalmış ve sonra: “Öğretmenim, benim düşünceme göre kadın, kocasına ‘Çocuğumuza iyi bak, onu koru kolla...’ diye bağırmıştır” diye cevap vermiş.

Öğretmen, hayret içerisinde kalarak öğrencisine sormuş: “Sen, bu hikâyeyi daha önceden duymuş muydun, biliyor muydun?” Çocuk, kafasını sallayarak: “Hayır, duymadım ama annem, hasta olup bizi bu dünyada terk etmeden önce babama aynı bu sözcükleri söylemişti.”

Öğretmen hüzün dolu bir sesle: “Evet, cevabın doğru” diyerek anlatmaya devam etmiş: “Gemi, giderek suların altına batıyor, denizin derinliklerine doğru çekiliyordu... Adama gelince; evine sağ salim ulaşır ve tek başına kızını büyütür, yetiştirip eğitir. Aradan seneler geçer. Ve bir gün adam da ölür. Kızları babasının ardından kalan evrakları düzenlerken hatıra defterini bulur ve anlar ki bu yolculuğa çıkmadan önce annesi amansız bir hastalığa yakalanmıştır ve ölmek üzeredir. Babası kızlarını büyütebilmek için o anda hayatta kalma umudu yakalamıştır. Babasının yazdıklarını okumayı sürdürür: ‘Aslında o kadar can atıyordum ki okyanusun derinliğinde seninle birlikte olmak için... Buna rağmen kızımızın uğruna, senin tek başına dalgalar arasında kaybolmana razı oldum’...” 

Evet, çocuklar hikâye böylece son bulur...

Sınıf, derin bir sessizliğe bürünürken, öğretmen, öğrencilerinin bu hikâyenin içerdiği ahlaki dersi almış olduklarını düşünerek dersi sonlandırmış.

Çıkarılacak ders ne mi? Bence herkesin çıkarımı kendince ama genel olarak ders, bu dünyadaki ‘hayır ve şer’le, ‘iyilik ve kötülük’le ilgilidir. Her işin, her olayın, her durumun ötesinde; her bağırışın, her sözün ardında bazen öyle karmaşık durumlar mevcuttur ki onların idrak edilmesi çok zordur. Bu nedenledir ki asla yüzeysel düşünmeyelim ve anlamadan, idrak etmeden kimseyi yargılamaya kalkmayalım.

Hesap ödeme konusunda hevesli olanlar, cepleri parayla dolu olduğu için değil dostluk ve arkadaşlığa paradan daha çok değer verdikleri için, çalışma hayatında her işi yapmak için istekli olanlar, ahmak oldukları için değil sorumluluklarını iyi bildikleri için, her kavga ve tartışmadan sonra ağızlarını özür dilemek için açanlar, suçlu oldukları için değil sizi gerçek dostu olarak gördükleri için, size sık sık arayanlar, yalnızlıklarından ya da yapacak başka işleri olmadığından değil, sizin sevginizi kendi canlarında ve yüreklerinde taşıdıkları için, çocuklarına zaman zaman tavır alan ebeveynler onları sevmedikleri veya önemsemedikleri için değil, doğruyu onlara bu yolla anlatmaya çalıştıkları için yapıyor olabilirler.

Günler, aylar, seneler birbiri ardına öyle büyük bir hızla geçiyor ki, gün gelecek hepimiz birbirimizden ayrılacağız. Simalarımızı, sohbetlerimizi, elbet özleyen birileri olacak. Ve bir gün torunlarımız bizim resimlerimizi görüp çocuklarımıza soracaklar: “Kim bunlar?” Siz gözlerinizde saklı gözyaşlarınızla, acı bir tebessümle bizleri kalbinizin en derinlerinde hissederek diyeceksiniz ki: “Onlar mı? Belki hayatımın en güzel günlerini değil ama desteğe en çok ihtiyaç duyduğum günlerinde beni koşulsuz olarak destekleyen ve seven insanlar...”

Şimdiden o insanların kıymetini bilin…

Okunma Sayısı: 5224
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Kenan Taştan

    26.8.2015 05:35:52

    Danışmanlık ve terapilerde çoğu zaman biz danışanlara/hastalara metaforlar kullanarak örnekler veririz burada amaç metaforun kendisi değil verilmek istenen mesajın etkisidir. Bu yazıda da amaç hikayeden çok sizler üzerinde oluşturulmak istenen etkidir. Eskiden tek kaynak kitaplardı ve kaynağı belliydi ama son zamanlarda internet ve facebook da kaynak açısından zengin. Tek farkla facebbook ve internetten aldığınız bir cümlenin veya metaforun çoğu zaman kaynağına ulaşmanız zor. Onun için parmak ayı gösterirken parmağa değil aya odaklanmak lazım, diye düşünüyorum. Geribildiriminiz ve hassasiyetiniz için teşekkürler "h"...

  • h

    25.8.2015 20:04:54

    Paylaştığınız için teşekkürler. çok anlamlı bir yazı ancak bu size ait değil. Alıntı yaptığınız asıl yazarını da paylaşırsanız saygınlığınız lekelenmez...

  • Mehmet Çetin

    25.8.2015 01:18:28

    Harika bir ders. Tebrik ediyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı