Egzersiz beyin gücünü artırır:

Azerbaycan’da dünyanın en uzun yaşayan insanı ile bir röportaj yapılır ve kendisine bu uzun yaşamasının sırrı sorulur. Yaşlı amca cevaben: “Bilmem ki diğer insanlardan farklı bir şey yaptığımı zannetmiyorum” der.

Röportajı yapan muhabir: “Mesele tereyağı gibi gıdaları yer misiniz?” diye sorar.

Yaşlı amca: “Tereyağından başka bir yağ var mı ki? Ben hayatım boyunca tereyağından başka bir yağ yemedim” diye karşılık verir.

Muhabir daha da şaşırarak yeni sorular sorar. Tüm aldığı cevaplar işin sırrını bulmaya yaramaz. Röportajın sonunda yaşlı amca: “Uzun yaşamanın bir sırrı var mı bilmem ama ben her gün köyümden tarlama 2 saat keman çalarak, oynayarak giderim ve işim bittiğinde gene 2 saat yürüyerek gelirim. Anlayacağınız ben kendimi bildim bileli hep yürürüm” der.

Yapılan son araştırmalara göre ideal olan egzersiz haftanın en az dört günü ve 45-60 dakika arasında olması gerektiğidir. Bununla birlikte yapılacak her türlü egzersiz (yaşa ve bünyeye uygun olmak kaydı ile) kişiye fayda sağlamaktadır.

Baskın özelliğinizi keşfedin:

1994’te dünyanın en iyi basketbol oyuncularından bir olan (ESPN spor kanalının 20. yüzyılın en iyi sporcusu seçtiği) Michael Jordan bu sporu bırakmaya ve onun yerine beyzbol oynamaya karar verdi. Jordan, tamamlayabileceği tek sezonda o yıl ligde düzenli oynayan bütün sporcular arasında en düşük topa vurma yüzdesi ile oynayarak başarısız oldu. Aynı zamanda dış sahada 11 hata yaparak bu alanda da ligin en kötüsü oldu. Jordan’ın performansı o kadar kötüydü ki, bir ikinci lig takımına bile seçilemezdi. Oysa Jordan baskette harikalar ortaya koyan biriydi...

Birçok şirket bünyesine inanılmaz kabiliyette A işini yapabilecek eleman çalıştırmasına rağmen, kurum elindeki memuru B işine yapmaya zorladığı için yeterli verimi alamamaktadır. Peki, bu durum aileler için farklı mı? Tabii ki hayır! Çocuklarımızın hangi alanda daha kabiliyetli olduğunu tespit etmeden, günün ekonomik geliri en iyi mesleklere zorlanması, çocuğun kabiliyetini gösterememesine neden olmaktadır. Bu sayede çocuğumuz bir ömür sevmediği ve daha az başarılı olduğu işi yapmak zorunda kalmaktadır.

İç konuşmanızı yeniden düzenleyin:

Bir düşünceyi içinizden fazlaca tekrarladığınızda beyin onu gerçek olarak algılar. Bu nedenle olumsuz iç konuşmaları kafanızın içinde çok tekrarlamayın. Kendinizle olumsuz konuşmanıza engel olamıyorsanız gidip başkalarıyla sizi meşgul eden konuyla alakasız konuşabilirsiniz! Veya kendinizi her hangi bir işle meşgul edebilirsiniz.

Arkadaşımız randevumuza biraz geç gelince hemen bunu niye yaptığına dair olumsuz iç konuşmaya başlarız. Cep telefonu kapalıdır, niye geciktiği konusunda bir fikrimiz yoktur ama niye gelmediğine dair fikir üretmede cesur davranırız. Bizi önemsememesine bağlarız. Oysa kaza geçirmiştir ya da tam tersi kaza geçirdiğini sanırız; önemsemediği için gelmemiştir. Zihnimizde kendi kendimize varsayımlar kurar, kendi kendimize inanırız. Kendi akıl oyunlarımıza kanarız. Başımıza geleni içimizde olana göre yorumlarız. Bilgi sahibi değilseniz fikir üretmeye çalışıp aklınızı boşuna yormayın. Kısaca: “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın.”

Zihnî arşiv kayıtlarınızı yeniden düzenleyin. Geçmişte başarısız olduğunuz bir durum ile şu anda karşınızda olan bir durum birbirine benziyor diye hemen başarısız olacağınızı düşünmek; Temel’in 50 metre ileride muz gördüğünde: “Eyvah yine ayağım kayacak, düşeceğim” demesine benzer. Geçmişteki başarısızlıklarınıza odaklanarak değil, gelecekteki muhteşem başarılarınıza odaklanarak yaşayın. Dikiz aynasına bakarak ilerlemeye çalışmayın. Gözlerimiz geçmişe takılıp kalmayalım diye ensemizde değil yüzümüzdedir.