Memleketin dört bir yanında gelen 100’ün üzerinde araştırmacı gençler, Risale-i Nur Külliyatı’nı referans alarak Dünya Barışını konuşacaklar. Hanımların ve erkeklerin ayrı mekânlarda yapacakları çalışmalar Hürriyet ve Demokrasi, Aile ve eğitim,  İttihad-ı İslâm, Dünya Barışı ve İhlâs masası olmak üzere 5 masada gerçekleşecek. Özenle hazırlanan deklarasyon maddeleri, yarın  Risale-i Nur Gençlik Kongresi’nde sunulacak. Gençlerimizi böyle güzel bir çalışmanın içerisinde yer aldıkları için tebrik ediyoruz.

Hakikî barışı sağlamak için önce kalpleri barıştırmak gerek. Evrensel barışın şifresi İslâm kardeşliğidir. İslâm kardeşliği de iman temelleri üzerine inşa edilmiştir. Hakikî imanı elde eden adamın, kâinata meydan okuyabileceğini bu hakikatten anla- yabiliriz. Kalp dairesinden, hane, mahalle, vatan, memleket, insanlık ve dünya dairesine kadar halka halka yayılan bir hamle ile kısa zamanda sulh-u umumî sağlanacaktır.Yoksa en büyük daire olan dünya dairesinde zahiren bir vazifemiz yoktur, ama insan kendi şahsi vazifelerini yapmaz, gider üzerine vazife olmayacak bü- yük işler ile uğraşırsa umumî barış ve huzura kavuşamayız. Ve en önemlisi bizi gerçek bir barış ortamına ulaştıracak, Kur’ân hükümleriyle barışmalıyız. Öyle anlaşılıyor ki, bugün dünyada gerçek ve kalıcı bir barışın sağlanabilmesi için, Kur’ânî düsturların hakim olması gerekmektedir. Bu da Kur’ân’ın manevî tefsiri olan Risale-i Nur’a toplumun sahip çıkmasıyla mümkündür. “Sulh-u umumî” ancak Kur’ân’ın evrensel değerlerinin, bütün insanlık tarafından benimsenmesiyle kendini gösterecektir. Fransız muharriri [Gaston Car],  Kur'ân'ın umumî müsâlemeti muhafaza husûsundaki hizmetini bahis mevzûu ederek diyor ki: “İslâmiyet yeryüzünden kalkacak ve bu sûretle hiçbir Müslüman kalmayacak olursa, barışı devam ettirmeye imkân kalır mı? Hayır, buna imkân yoktur.”1 ifadeden anlıyoruz ki, İslâmiyet barışı sağlayacak yegane güçtür. Bediüzzaman’ın dediği gibi, “Kur'ân'ın emrettiği ve hak ve hakikat ve maslahat ve insaniyet ve İslâmiyet iktiza ve teşvik ettikleri olan barışmak ve musalâha etmektir. Evet, hakikat ve maslahat sulhtur.”2 İslâmiyet özünde, hak, adalet, meşveret, ittihad, muhabbet, uhuvvet, kardeşlik ve barış gibi müspet kavramları barındırıyor. Tarih buna şahit ki, İslâmî güzellikler yaşanırsa, Müslümanlar çoğalacak. Doğru İslâmiyet ve İslâmiyete lâyık doğruluk, çağdaş değerlerin bütün eksikliklerini tamamlayacak ve bütün dünyayı barış ve huzura kavuşturacaktır.  

Velhasıl Bediüzzaman, doğuda sulhun sağlanabilmesi için Medresetüzzehra projesini önermiş; sosyal tabakalar arasında barışın sağlanabilmesi için zekâtın gerekliliğini ve faizin yasak olmasının gerektiğini savunmuş; ülkede birliğin sağlanabilmesi için din, vatan ve sınıf birliğine dikkat çekmiş ve dünyada barışın korunabilmesi için insani değerlerde birleşilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Uhuvvet ve muhabbet ile yola çıkan Genç Said’ler, Üstad’ından aldıkları dersle bu esasları yerine getiriyor. Aşkla şevkle vazifelerini yapıyorlar. İnşaallah gençler, İslâm Kardeşliği ile dünyayı barıştıracak..

Dipnotlar:

1) İşaratü'l-İ'caz, s. 270.

2) Şuâlar, s. 418-419.