"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaşasın Cumhuriyet

Kübra ÖRNEK KORKMAZ
27 Ekim 2018, Cumartesi
Cumhuriyet, Hürriyetin en geniş şekli olarak İslâmiyete uygun bir yönetim şeklidir.

Her ne kadar Kur’ân-ı Kerîm’de Cumhuriyet adı geçmese de, Cumhuriyetin temel esasları olan adalet ve meşveret emredilmiştir, “Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. “, “Onların işleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da harcarlar.” 1 “İş konusunda onlarla istişare yap!” âyeti indiği zaman Peygamberimiz (asm) de şöyle buyurmuştur, “Biliniz ki, Allah ve Resulü müşavereden müstağnidirler. Fakat Allah, bunu benim ümmetime bir rahmet kıldı. Onlardan her kim istişare ederse doğru yoldan mahrum kalmaz.” 2 Kur’ân ve hadisdeki tariflere baktığımızda, hürriyet eksenli bir yönetim için istişarenin ne kadar gerekli olduğunu görebiliyoruz. “Dindar bir cumhuriyetçi” olarak bilinen Bediüzzaman ise Cumhuriyeti şöyle tarif etmiştir: “Cumhuriyet ki, adalet ve meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibarettir.” 3 O zaman diyebiliriz ki, Cumhuriyet; meşveret, şûrâ ve demokrasi çiçeklerini bağrında barındıran bir hürriyet tarlasıdır. Böyle verimli bir tarladan ancak çalışarak istifade edebiliriz.

Her şahsın hukukunu ayrı ayrı gözeterek, temel hak ve hürriyetlere kavuşturan bir yönetim, gençlerimiz tarafından da kabul görmektedir. Öyle ki, fikirlerini sunacakları hür zeminler, her genci topluma kazandırarak, sağlam adımlarla ilerlemelerini sağlar.         Hedefleri ve inançları doğrultusunda çalışan gençler, hakikî birer Cumhuriyetçi olduklarında, daha parlak bir geleceğe kavuşacaklardır. Yeter ki Cumhuriyet, Cumhuriyet ola! Özünde demokrasi ve hürriyeti barındıran Cumhuriyet, ne yazık ki büyük istismarlara maruz kalmıştır. Said Nursî’nin ifadesiyle,     “İstibdad-ı mutlaka cumhuriyet namını verir, irtidad-ı mutlakı rejim altına alırsanız, sefahat-i mutlaka medeniyet ismi verirseniz, cebr-i keyfi-i küfriye kanun ismini takarsanız” 4 nazenin cumhuriyeti üzmüş, incitmiş oluyoruz. Kuvvetin kanunda olmadığı, dinsizliğin dine tercih edildiği ve zulmün nam saldığı Cumhuriyet, hüviyetinden uzaklaşmış demektir. Ve böyle bir Cumhuriyete de muhalefet etmenin suç teşkil etmediğini Bediüzzaman söylemiştir.

Evet Cumhuriyet kadar, uygulanış biçimi de önemlidir. Cumhuriyetin özüyle çelişen   laikliğin ve diğer keyfi dayatmaların baskıya alet edilmesi, dinsizlik olarak kullanılması, Cumhuriyeti isimden ve resimden ibaret bir levhaya dönüştürmüştür. Halbuki Cumhuriyet, toplumu geliştirerek çağlar ötesine götüren bir anlayıştır. Hatta Bediüzzaman, Asya’nın ve İslâm toplumlarının geri kalmasını, Cumhuriyetin esası olan meşveretin yapılmamasına bağlamıştır, “Asya’nın ve âlem-i İslâm’ın istikbalde terakkisinin birinci kapısı meşrûtiyet-i meşrûa ve şeriat dairesindeki hürriyettir. Ve talih ve taht ve baht-ı İslâmın anahtarı da meşrûtiyetteki şûrâdır. En büyük kıt’a olan Asya’nın en geri kalmasının bir sebebi, o şûrâ-yı hakikiyeyi yapmamasıdır.” 5    Arap Yarımadasındaki, Asya Kıtasındaki ve dönem dönem ülkemizin hali bu duruma örnektir. Bediüzzaman’a göre keyfî karar ve iradelere, hikmet dışı eğilimlere dayanan bir toplumun sağlıklı bir şekilde gelişmesi ve varlığını devam ettirmesi mümkün değildir. Özellikle İslâm toplumlarının her alanda      gelişmesi, baskıdan uzak İslâmî hürriyet ve Şûrâ ile mümkündür.

Velhasıl, umumî akıllara danışılan meşveret sisteminin kurulduğu, demokrasinin herkes tarafından kabul gördüğü, kanun hâkimiyetinin tesis edildiği ve keyfiliklere son verildiği adil bir yönetim olan Cumhuriyet esas alındığında, toplum ilerleme kaydedecektir. Gençler de, Cumhuriyete sahip çıktıklarında haklarına kavuşarak, başarıya ulaşacaklardır. 

O zaman, Yaşasın Cumhuriyet!

Dipnotlar:

1) Nahl, 16/9 - Şûrâ /38.

2) Celâleddin Suyuti, Ed-Dürrül Mensur, c. 2, s. 359.

3) Divân-ı Harb-i Örfî, s. 64.

4) Şuâlar. 

5) Divân-ı Harb-i Örfî, 149.

 

Okunma Sayısı: 2507
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı