İnci Ertuğrul’u TRT ekranlarından yakınen tanıyoruz. Kendisiyle Can Kardeş Dergi’sinin kuruluş yıl dönümü münasebetiyle bir söyleşi yaptık. Çok içten ve samimî duygularını bizimle paylaştı. Hep birlikte okuyalım!

Röportaj: İrem Demir / [email protected]

Çocukken takip ettiğiniz yayınlar var mıydı?

‘Ne bulursam okurdum’ dersem yalan olmaz. Çocukluğum Trabzon’un bir köyünde geçti. Babam bir köy öğretmeniydi. Bir sahil köyü olmasına rağmen günlük gazete ya da dergileri satın alabileceğimiz bir bayi yoktu. İlçe merkezine gidenler alırdı gazeteleri, tabi unutmazlarsa! Çoğunlukla akşam saatlerinde okurduk gazeteleri. Ya da tarihi geçmiş gazete ve dergilere göz atardık. Gazetelerin çocuk dergileri en sıklıkla takip edebildiklerimdi. Bir kaç sayısını okuma fırsatı bulduğum (belki de eski tarihli) kapak fotoğrafı ve sayfa düzeniyle beni çok etkileyen Doğan Kardeş dergisi, Hayat mecmuası okul kitaplığındaki kitap ve dergiler, oturduğumuz evin yanındaki bakkalın kese kâğıdı yapmak için kullandığı eski gazete sayfaları. Okumayı o yaşlardan beri çok sevdiğim için bulduğum ne varsa okumaya çalışırdım. Bol bol gözyaşı döktüren Kemalettin Tuğcu kitaplarını unutmamalıyım. Ne kadar ağlatsa da aileye yaptığı vurguyla değerliydi bu kitaplar. Bir de babamın satın almamıza izin vermediği, ama İstanbul’da yaşayan büyük kuzenlerimin yaz tatilinde Trabzon’a gelirken getirdikleri çizgi romanlar vardı. Tommiks, Teksas’lar az da olsa Ten Ten gibi. Bunlar içerisinde benim kahramanım Kızıl Maske’ydi. En düzenli takip edebildiğim ise radyoydu. ‘Okul Radyosu’nu vaktim varsa hem sabah hem akşam dinlerdim. Bir de radyo tiyatrolarını tabi.

Öyküler ve masallar çocuklar için ne ifade ediyor sizce? 

‘Çocuk oyunla, masalla büyür’ deniyor ya. Çocuk için hayatın kendisi bir masal aslında... Her şeyi hikâyeleştirmek, hayal gücüyle yoğurmak çocuk olmak demek. Öyküsüz, masalsız büyüyen çocuklar mutsuz ve renksiz bireyler olur, diye inanırım ben. Masalların renkli dünyası, sürprizleri, inanılmazları çocuğu hayata hazırlıyor. O düş dünyası sınırlarını büyütüyor, bulunduğu ortamdan başka diyarlara götürüyor çocuğu. Benim büyüdüğüm küçük çevrede kitaplar ve radyo benim dünyaya açılan sihirli pencerelerimdi. Bir de anneannemden, babaannemden dinlediğim masallar. Hayata dair kavramları o masallar içinde öğreniyoruz; farkında olmadan, kendi dünyamızı oluşturuyoruz. Ben de kızımı her akşam öyküler okuyarak, masallar anlatarak büyüttüm.

Can Kardeş Dergisini nasıl buldunuz? 

Önce yıl dönümünüzü kutlamak istiyorum. Umarım daha uzun yıllar okurlarınızla buluşmanız devam eder. Dergicilik yapmak çok zor günümüzde. Onun için emeği geçen herkesin eline sağlık demek istiyorum. Çok samimî, sıcak bir dergi Can Kardeş. Dolu dolu bir içerikle hazırlanmış. ‘Özenle süzülmüş’ demek istiyorum, dergi için. Başta söylemiştim ben çocukken yazılı bir metin bulabilmek için, bilgiye ulaşmak için kıvranırdım deyim yerindeyse. Oysa şimdi oturduğumuz yerde her şeye ulaşabiliyoruz. Bir çok kaynaktan çok farklı konulardaki bilgilere, belgelere ulaşabiliyoruz. Ama bu kez de doğru bilgi mi, faydalı mı konuları karşımıza çıkıyor. Özellikle çocuklarımızı pek çok tehlikeyle, geri dönüşü olmayan olumsuzluklarla karşı karşıya bırakabiliyor, bu durum. Burada ailelere önemli bir görev düşüyor. Çünkü okunan bir cümle, görünen bir resim çocukların hayatlarını alt üst edebilir. Çok dikkatli ve seçici olmak gerekiyor. Anne-babalar hiç tereddüt etmeden Can Kardeş dergisini okutabilirler çocuklarına. 

(Can Kardeş Dergisi, Nisan sayısından alınmıştır.)

Haber Merkezi