Anadolu kültür tarihçisi, Türkolog ve yazar Ali Canip Olgunlu, Ayasofya’ya sembol diliyle yüzlerce anlamın serpiştirildiğini ifade etti.
Anadolu kültür tarihçisi, Türkolog ve yazar Ali Canip Olgunlu, Ayasofya’ya dair yaptığı çalışmalarda ortaya bazı semboller ve sloganlar çıkardığını belirterek, “Ayasofya’nın en bilinmeyen tarafı şu; ezberi olmayan bir binadır. Her geldiğimizde Ayasofya sanki bize yeni bir şey gösterecek, yeni bir şey dinletecek gibidir. O yüzden Ayasofya’yı canlı bir organizma olarak görürüm. Sebebi de yapılırken buraya sembol diliyle yüzlerce anlamın serpiştirilmesidir ve bir defada bunu göremezsiniz. İki defa geldiğinizde, o arada geçirdiğiniz sürede dolarak, dinleyerek ne öğrendiysek, öğrendiklerimizin ölçüsünde gelip Ayasofya’da mutlaka yeni bir şey bulabiliyoruz.”
30 yıllık birikimini kitaba yansıttı
Olgunlu, her zaman dinî-mimarî eserleri anlamlandırmaya çalıştığını vurgulayarak, “Bazı binalar sadece ses-bilimsel, bazı binalar sadece yapı-bilimsel, ama bazı dini-mimari binalar ise anlam-bilimseldir. O yüzden Ayasofya son derece anlamlı bir binadır. Benim de derdim bu binayı anlamlandırabilmek ve kendi üslûbumca da bütün okuyucularıma ve dostlarıma bu binayı daha çok tanıtarak sevmelerini ve daha çok ziyaret etmelerini sağlamak. Taşlıcalı Yahya, ‘Şehirlerdeki kubbeler yer yer karada açan yelkenlilere benzer’ diyor. Bana göre karada açan en büyük iki yelkenli bizdedir. Biri Selimiye, biri Ayasofya’dır” diye konuştu. Olgunlu, son kitabı “Ayasofya / Karadaki En Büyük Yelkenli” kitabının oluşum sürecinden bahsetti. Olgunlu, kitabın 30 yıllık bir bilgi birikiminin ürünü olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Anadolu’daki bütün yolculara, şiddetle tavsiyem şudur: Anadolu’muzu önce bilelim, sonra bildiklerimiz ölçüsünde arayalım, ardından aradıklarımızı Ayasofya’da olduğu gibi seyreyleyelim. Akabinde de bizi bize gösterelim.”
AA