Bardakçı Mahallesi'nde oturan Eşme, baba mesleği çömlekçiliği sürdürmeye çalıştıklarını söyledi.

Mahallelerinde 1950'li yıllarda 13 atölyede yaklaşık 100 ailenin geçimini çömlekçilikle sağladığını anlatan Eşme, "Mahallemiz eskiden sanayi sitesi gibiydi. Çok sayıda çömlek atölyesi vardı. 1976 yılında plastik sanayinin ortaya çıkmasıyla bu meslek yavaş yavaş terk edilmeye başlandı." dedi.

Şimdi sadece 13 yaşındaki oğlu Oğuzhan ile çalıştığı atölyenin kaldığına işaret eden Eşme, "Bu sanatın kaybolmasını istemiyorum. Mesleğin yeniden canlandırılması için elimdeki kısıtlı imkanlarla elimden gelen çalışmayı yapacağım." diye konuştu.

Çömleklerinde Urartu motiflerini kullanıyor

Eşme, eski dönemlerdeki motiflerle yeni çömlekler üretmeye çalıştığını belirtti.

Üniversitedeki akademisyenlerden aldığı fotoğraflardan yararlanarak, Urartu döneminde üretilen çömleklerden hazırlamaya başladığını bildiren Eşme, "Bölgede, 3 bin yıl önce yaşamış Urartular tarafından çömlek üretiminde kullanılan kırmızı toprağı buldum. Bu toprakla Urartuların ürettiği çanak çömleklerin aynısını üretmeye başladım." ifadelerini kullandı.

Eşme, her gün ürettiği onlarca çömleği Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine sattığını kaydetti. 

Oğuzhan Eşme ise dedesinden babasına kalan mesleği sürdürmek için okul çıkışlarında atölyede çömlek ürettiğini anlattı.

Daha işin başında olduğunu ve çok çalışması gerektiğini dile getiren Eşme, "Şimdi kolay ve basit çömlek çeşitlerini üretebiliyorum. İleride usta olduğumda mesleğin en zor ürünü olan çömlek testiyi yapacağım. Urartu çömleklerini babamdan sonra da üretmeyi sürdüreceğim." diye konuştu.

AA