"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hat, İlahi güzelliği gösteren bir perdedir

28 Ağustos 2017, Pazartesi
Kuveyt’te yaşayan ve aslen Suriyeli olan hattat Ayman Hassan, “Gerçek bir hat şaheseri insanlara İlahi güzelliğin parıltısını sezebilecekleri bir pencere olmalıdır” diyor.

TAKDİM

Kuveyt’te yaşayan ve aslen Suriyeli olan Ayman Hassan, hat san’atında yükselen bir yıldız. Dünya çapında özel koleksiyonlarda eserleri yer alan Ayman, sülüs ve nesih icazetini 2003 yılında ve talik icazetini 2010 yılında aldı. Yaşayan büyük hattatlardan ders alan Ayman’ın eserleri, gören herkes için bir zevk kaynağı. Al-Madina Institute için verdiği bir röportajın çevirisini istifadenize sunuyoruz.

“İslami hat san’atı sadece güzel ölçülü ve okunaklı bir yazı değildir. Bu san’at bütünüyle çizgilerin ve istifin, iç ahenk ve maneviyatın uyumudur. Gerçek bir hat şaheseri insanlara ilâhî güzelliğin parıltısını sezebilecekleri bir pencere olmalıdır.” (Ayman Hassan)

Bu san’atta seni çeken şey nedir?

Belki tuhaf gelebilir, ama ben alfabeyi bile öğrenmeden önce hat san’atına ilgi duyuyordum. Benden dört yaş büyük olan abim okulda hat dersi alıyordu ve kamışın siyah mürekkeple boş bir kâğıt parçasına çizdiği farklı hatlar beni çok etkilemişti. O zamanlar 5-6 yaşlarındaydım. Okula giderken her zaman el yazısı derslerine ilgi duydum ve bu derslerden çok zevk aldım. O küçük yaşlarımdan itibaren Arap harflerinin güzelliği beni etkilemiştir. Allah bizim sadece fizikî ve maddesel yönlerimizi değil, aynı zamanda ruhî yönlerimizi de tayin etmiş. Allah’ın izniyle O’nun kelâmını el ve kaleminle övdüğünü hissetmek çok büyük bir onur.

Hat hocaların, Türkiye’de olduğu halde sen Kuveyt’te yaşayan Suriye asıllı birisisin. Nasıl onlardan ders alabildin?

Her şeyden önce hocam Hasan Çelebi’ye, benimle ve dünyanın her yerinden gelen yüzlerce öğrencisiyle deneyimlerini cömertçe paylaşan adama, en derin şükranlarımı sunmam gerekir. Dünyada onun kadar nazik, mütevazı ve cömert bir insan var mı diye merak ediyorum, ama açıkçası şimdiye kadar onun gibi birisiyle karşılaşma şansına erişemedim. Bununla beraber o benim tek hocam değildi. Dediğiniz gibi ben Kuveyt’te yaşayan bir Suriyeliyim. Dolayısıyla kendi ülkemde eğitime başlamam normal bir şey. Burada ilk hocalarımdan olan Waleed Al-Farhood’dan bahsetmem gerekir. Ayrıca yazları Adnan Şeyh Osman’ı Suriye, Humus’taki ofisinde ziyaret ederdim. Bir hattat olmasının yanında belâgatli bir şair olan Şeyh Osman, Humus halkının meşhur mizah anlayışını taşıyordu. Türk hocalarım arasında ise Davut Bektaş ve Ali Alparslan da var. Ama Hasan Çelebi’yle tanışmam ayrı bir hikâye.

1997’de Kuveyt’te bir hat sergisi vardı. O zamanlar lise son sınıfa gidiyordum. Sergiye son gününde gittim ve Çelebi’nin hanım talebelerinden biriyle tanıştım. Yaptığı eserler beni çok etkilemişti. Tablonun kompozisyonu, teknikler ve renkler çok etkileyiciydi. O hanımın biyografisinde Hasan Çelebi’yle çalıştığı yazıyordu. Ve “Eğer bu kadın böyle güzel yazıyorsa kim bilir hocası ne kadar güzel yazıyordur?” diye düşündüm. Ertesi yıl aynı serginin yine aynı galeride açılmasını umuyordum ve umduğum gerçekleşti. Asıl sürpriz ise Hasan Çelebi’nin kendisinin sergiye gelmiş olmasıydı. Ve kendimi ona tanıttım. Sonraki iki yıl derslerimi mail yoluyla ona göndererek geçti. Ta ki 2000 yılı Eylül’ünde İstanbul’a gidene kadar.

Çelebi’yle mail yoluyla haberleşmenin yanında iki arkadaşım ve ben Çelebi Hoca’nın da yardımıyla 2002 yılında Davut Bektaş’ı bir aylığına Kuveyt’te ağırladık. Bundan sonra bütün hocalarımla birlikte daha yoğunlaştırılmış bir eğitim için altı aylık bir periyodu İstanbul’da geçirdim.

Biliyoruz ki sanatsal çalışmalar çok büyük sabır istiyor, hiç bu san’atı bırakmanın eşiğine geldiğin bir an oldu mu? Ve seni devam etmeye motive eden şey ne oldu?

Türkçe’de yaygın olan bir deyiş şöyle der: “Hat öğrenmeye çalışmak demir kurabiye yemek gibidir. Ve hat hocasının görevi o kurabiyeyi yenilebilir yapmaktır.” Bu san’at sabır gerektirdiği gibi sabırlı olmayı da öğretir. Bu noktada hocanın rolü önemlidir. Ama evet, hattı bırakmak istediğim bir an oldu. Muhammed Özçay’ın stüdyosunda en iyi arkadaşım Jassim Mirage’ı ziyaret ediyordum, kendisi yetenekli bir hattattır. Orda Osmanlı’nın son usta hattatı olan Ahmed Kamil Akdik’in bir murakkası (sülüs ve nesih ile yazılmış birkaç küçük sayfa) vardı. O kadar güzeldi ki, hayatım boyunca böyle bir şey yazamayacakmışım gibi hissettim. Neredeyse zamanımı boşa harcamamaya, hattı bırakmaya karar veriyordum. Farkına varmam biraz zaman aldı, ama bu Kamil Akdik’in çabası ya da yeteneği değildi. Bu Allah’ın güzelliğinin onun güzel kaleminden yansımasıydı. O yüzden bütün yapmam gereken bu yolda yürümeye devam etmek.

En çok hangi yazı tipini yazmayı seviyorsunuz?

Her yazı şeklinin kendine has bir işlevi ve güzelliği var. Bu yüzden bütün yazı tiplerini seviyorum. Ama benim için nesih ve talik yazmanın zevki yazıyı yazarken hissedilirken, celi sülüs yazmanın zevki neticeyi gördükten sonra hissediliyor. Celi sülüste harfleri yazmak, onları istiflemek, ünlü harfleri ve süslemeleri mükemmel bir denge içinde eklemek çok büyük çaba gerektiriyor.

Hatta yeni başlayanlar için ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?

Öncelikle iyi bir hoca bulun. Yanlış öğrenip sonra onu düzeltmeye çalışmaktansa sıfırdan başlamak daha kolaydır.

İkinci olarak, keyfini çıkarın. Ben hâlâ hocamın çalışmamı kırmızı kalemle çizmesinden zevk alıyorum. Biliyorum, pek çok yeni öğrenci hocalarının hatalarını ortaya çıkarmasından hoşlanmıyor. Ama zaten hocaların görevi hatalarımızı görmemizi sağlamak değil mi?

Üçüncü olarak “hat” yazmak bir meslek değildir, bir “aşk”tır. Bir aşık olarak çalışın, işçi olarak değil.

ÇEVİREN: EMİNE SULTAN ÇAKIR

(Kaynak: http://almadinainstitute.org)

 

Etiketler: hattat
Okunma Sayısı: 3408
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı