"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kabe-i Şerif ile buluşmak için arefe gününü bekliyor...

27 Ağustos 2017, Pazar 20:59
Kutsal şehir Mekke'de yapılan ve tamamlanması 8 ile 10 ay arasında değişen Kisve (Kabe örtüsü), Kabe-i Şerif ile buluşmak için arefe gününü bekliyor.

Kabe örtüsü fabrikasında yaklaşık 150 işçinin emeğiyle farklı aşamalardan geçirilerek ve saf ipek kullanılarak yapılan Kisve yetkililere teslim edildi.

Fabrikanın Halkla İlişkiler Sorumlusu Faysal Harbi, Kisve'nin yapım aşamasına dair bilgi verdi. Kisve'nin birtakım aşamalardan geçtiğini ifade eden Harbi, bunları "fabrikada ipliklerin boyanması, kumaşın desenli ve desensiz olarak örülmesi, ayet ve motiflerin el işçiliğiyle nakşedilmesi, ayet ve motiflerin Kisve'nin desensiz bölümleriyle birleştirilmesi" şeklinde sıraladı.

Harbi, Kisve'nin Kabe kapısı ile beraber 5 parçadan oluştuğunu belirterek, Kabe'nin dışarıdan görünen siyah örtüsünün yanı sıra altında astarın da bulunduğunu ve bunun da sarımsı ipekten imal edildiğini kaydetti.

Boyama ve örülme aşamasından söz eden 32 yıllık fabrika çalışanı Süleyman El-Henibi de ipliklerin ilk olarak beyaz ipek şeklinde geldiğini, bunların yıkandığını ve ardından da siyah renge boyandığını belirtti.

Boyanan ipliklerin de daha sonra bobinlere sarılarak kumaş haline getirilmesi için örme aşamasına sevk edildiğini aktaran Henibi, ipliklerin burada kuşak bölümü sade, diğer bölümleri ise desenli olacak şekilde örüldüğünü söyledi.

Henibi, tüm işlemlerin ve kontrollerin tamamlanmasının ardından da Kisve'nin el işlemesi için nakış bölümüne gönderildiğini ifade etti.

Nakışlar, altın kaplama gümüş ipliklerle yapılıyor

Kuşak ve diğer nakışların el emeği ile yapıldığı bölümdeki işçilerden Salih Burey Raddadi de bu bölümde 34 yıldan bu yana çalıştığını dile getirdi.

Kisvenin Kuşak, Rukn Yemani, Kabe Kapısı, Hacerul Esved ve diğer bazı bölgelerine el emeği ile ayetleri nakşettiklerini ifade eden Raddadi, sadece kuşak bölümünde 16 el işi parçanın yapıldığını söyledi.

Kisvenin üzerindeki ayet ve nakışların yapımı hakkında konuşan Raddadi, "Bizim bölüme sade olarak gelen ve üzerine el emeği ile ayetlerin yazılması gereken bölümlere önce makineden desen çizdiriliyor. Çizilen desen ve yazılara göre alt kısmına sarı ipek, üstüne ise altın kaplama gümüş iplikler ile yazıyı yazıyoruz." diye konuştu.

Arefe günü değiştirilen, Kabe'den indirilerek yetkililere teslim edilen eski Kisve de genellikle müzelerde sergileniyor, parçalar halinde dünyanın farklı yerlerine gönderiliyor.

Hacı adaylarının ''Hira'' heyecanı: "Yarı yoldan sonra ayaklarım açıldı"

Dualar ve gözyaşları bir arada...

Kabe'de rahmet sevinci

***

Konuyla ilgili içerikler:

Hac İbadeti Müslümanların Kongresidir

“Hacda şeytan taşlamanın hükmü nedir? Terk edildiğinde hac sahih olur mu?”

Hacda şeytan taşlamak, haccın aslî vâciplerindendir. Mâzeretsiz olarak terk edilmesi tahrîmen mekruhtur. Tamamen terk edilmesi, bir koyun veya keçi kurban etmek gibi bir cezâyı gerektiren bir cinâyettir. Eğer bir günde atılması gereken taşların yarıdan fazlası atılmış ve azı atılmamışsa, atılmayan her bir taş için sadaka vermek gerekir.

Ancak hastalık, ihtiyarlık, aşırı zayıflık, bayılma, kadınların hayız hâli… vs. gibi mâzeretlere binâen şeytan taşlama terk edilmişse veya yapılamamışsa, hiçbir cezâyı gerektirmez, haccın sıhhatine zarar vermez.

Bununla berâber, şeytan taşlamak haccın farzlarından olmadığından, mazeretsiz olarak terk edilmesi haccın sahih olmasını engellemez. Yani haccın farzları îfâ edilmişse, hac sahihtir.

Haccın farzları ve vacipleri

“Haccın farzları ve vacipleri nelerdir? İhram nedir? İhram ile niyet arasında bir fark var mıdır? İhram yasakları nelerdir?”

HACCIN farzı üçtür:

1-İhram,

2-Arafat’ta vakfe yapmak,

3-Kâbe’yi tavaf etmek.

Haccın vacipleri ise şunlardır:

1-Müzdelife’de vakfe yapmak.

2-Şeytan taşlamak.

3-Saçı tamamen kestirmek ya da kısaltmak.

4-Safa ile Merve arasında sa’y etmek.

5-Veda tavafı yapmak.

İhram, sözlükte, kendini mahrum etmek, haram kılmak, hürmet edilen zamana ve mekâna girmek, saygı duymak manalarına gelir. Terim olarak ise ihram, hac veya umre yapmaya niyet eden kişinin, normal zamanlarda mübah olan fiil ve davranışları hac ve umre süresince kendi nefsine haram kılmak demektir. Hacda ihram, namazda başlama tekbiri mesabesindedir. Bilindiği gibi, namazda başlama tekbiri farzdır.

Niyet ve telbiye, ihramın rükünleridir. Bir kimse niyet etmeden ve telbiye getirmeden yalnız beyaz giysi giymekle ihrama girmiş olmaz.

Niyet, ihram giyilirken hac veya umre yapmaya karar vermekten ibarettir. Niyeti dil ile teyid etmek müstehaptır.

Telbiye ise, namazdaki başlama tekbirine denk olarak söylenilen şu sözlerdir: “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk. Lebbeyke lâ şerike leke Lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülke. Lâ şerike lek.” (Manası: Allah’ım! Davetine sözümle ve özümle koşup geldim! Emrin başımın tacı! Emret Allah’ım! Senin emrine başımı ve gönlümü koydum! Davetine tekrar tekrar icabet ettim! Senin benzerin, şerikin ve ortağın yoktur! Allah’ım, bütün varlığımla sana yöneldim! Muhakkak ki hamd de, nimet de, mülk de yalnız Sana mahsustur! Senin ortağın ve şerikin yoktur!)

Mîkat sınırında hac veya umreye niyet esnasında erkekler yün, keten veya pamuktan beyaz renkli giysi (ihramlık) giyerler. Bu giysi, birisi belden aşağıya sarılan izar, diğeri omuzlardan itibaren vücudun üst kısmını örten ridâdan ibarettir ki, hac ibadetinin başladığının alâmetidir. Kadınlar normal giysileriyle hac yaparlar. Ancak kadınların elbiselerinin de, erkeklerinki gibi beyaz olması daha efdaldir.

İbn-i Ömer (ra) bildirmiştir: Bir kimse Resûlullah’a (asm) sordu:

“İhrama giren kişi giyecek cinsinden ne giyer?”

Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm):

“Gömlekleri, başlıkları, şalvarları (pantolonları veya dikişli uzun donları), bornozları, ayağı kapatan ayakkabıları giymeyiniz. Ancak nalın bulamayan kişi, ayakkabıların üst kısımlarını kesmek şartıyla ayakkabı giyebilir” buyurdu.1

Ya’la ibn-i Ümeyye (ra) bildirmiştir: Peygamber Efendimiz (asm) Ci’râne’de iken huzuruna bir kimse geldi. Ben de Hz. Peygamber’in (asm) yanında idim. O kimsenin üzerinde vücuduna göre biçilip parçalardan dikilmiş bir cübbe vardı. Kendisi de bol koku sürünmüştü. Peygamber Efendimiz’e (asm) dedi ki:

“Ben üzerimde bu elbise bulunduğu ve vücudumda da güzel koku süründüğüm halde umre niyetiyle ihrama girdim.”

Peygamber Efendimiz (asm) ona:

“Sen hac ederken ne yapardın?” buyurdu. Adam:

“Kendimden bu elbiseleri çıkarır ve vücudumdaki bu kokuyu da yıkardım” dedi.

Bunun üzerine Hz. Peygamber (asm):

“Haccında yapmakta olduğun aynı şeyleri umrende de yap!”2

İhrama giren kişi için normal zamanlarda haram olmayan giyim-kuşam, cinsel hayat ve avlanmayla ilgili haramlar söz konusudur. Bu yasakların çiğnenmesi, yasağın çeşidine göre değişen şekillerde cezayı gerektirir.

İhramlı bir erkek diğer zamanlarda giyilmesi olağan olan dikişli ve örgülü biçimde gömlek, pardesü, palto, pantolon, başa örtü… vs. gibi elbiseleri bir gün süresince giyerse, bu giyime ceza olarak bir koyun veya keçi kurban etmesi kendisine vacip olur. Eğer bir günden az bir zaman içinde giyerse, bir fitre miktarı sadaka vermesi gerekir.

Dipnotlar:

1- Müslim, Hac, 1

2- Müslim, Hac, 7

***

Okumak için tıklayınız:

Kurban soruları

Kimler kurban yükümlüsü değildir?

Kurban Bayramı ile ilgili merak edilen önemli sorular ve cevapları...

AA

Okunma Sayısı: 4163
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı