Melbourne’daki konferans Avustralya Nur Vakfı’nın 20 bin m2’lik hizmet kompleksinde yer alan çok amaçlı salonda icra edildi. Sami Cebeci, Sadık Karadağ’ın Kur’ân tilavetinin ardından Mustafa Gök‘ün takdimiyle kürsüye geldi. Sidney’deki konferans ise Türk Dayanışma Derneği’nin salonunda yapıldı. Nagehan Akyıl’ın Kur’ân tilavetinden sonra Halil Bozkaya’nın takdimiyle konferansa geçildi. Takdim konuşmasında dinleyicilere, konferansı düzenleyen Avustralya Nur Vakfı-Sidney Şubesi tanıtılarak faaliyetleri hakkında kısaca bilgi verildi.  Sami Cebeci; konferanslarının başında Avustralya’ya ilk defa 1998’de geldiğini, 12 yıl sonra tekrar dostlarını ve okuyucularını görmekten çok  memnuniyet duyduğunu ve geçen 12 yıllık sürede alınan mesafenin her türlü takdir ve tebrike şayan olduğunu belirtti. Cebeci, sistemli ve organizeli bir şekilde samimiyetle çalışıldığı takdirde çok güzel hizmetlerin ortaya çıkacağını sözlerine ekledi.
Konuşmasında insan ve kâinat ilişkisinden bahseden Cebeci, insanın bu dünyaya bir vazifeli olarak gönderildiğini söyledi. Sami Cebeci, insanın Allah’a iman ile bu kâinatın sultanı olabileceğini dile getirdi. Kâinatta var olan her şeyin bir icad edeni olduğunu, hiçbir şeyin sahipsiz ve başıboş olmadığını söyleyen Cebeci, insanın da Cenâb-ı Hakk’ın en mükemmel sanat eseri olduğunu sözlerine ekledi. Sami Cebeci kâinatın, insana Rabbini tarif eden büyük bir kitap olduğunu söyledi. İnsanın Allah’ın isimlerine bir odak noktası olduğunu söyleyen Cebeci, ”İnsan, bir ayna gibidir. Allah’ın isimlerini gösterir“ dedi.
Konferanslar yoğun ilgi gördü. Katılımcıların ilgi ve beğeniyle dinlediği, salondan çok hoşnut bir şekilde ayrıldıkları dikkat çekti. Sami Cebeci programdan sonra kitaplarını imzaladı ve okuyucularıyla sohbet etti.