"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Örtünme” gerçeği yeniden keşfediliyor

30 Nisan 2017, Pazar
“Tesettür bütün İlahî dinlerin ortak emridir. İlk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’den (as) itibaren bütün dinlerde erkek ve kadınlara ‘örtünmeleri’ emredilmiştir.

Zaman içinde ‘Kitapları’ tahrif edilen ve hurafe âdetler tarafından istila edilen Yahudilik ve Hrıstiyanlık’ta bu emir zamanla unutulmuş ve terk edilmiştir. Tesettür, İslam’ın ve onun mukaddes kitabı Kur’an’ın  en açık ve kesin emirleri arasındadır. Sünnet-i Seniyyede de tesettür mes’elesi üzerinde ayrıntılı olarak durulmuştur. Hz. Peygamber (asm), onun iffetli eşleri ve diğer hanım sahabiler ise, tesettürün nasıl olması gerektiğini ayrıntılarıyla mü’minlere ders vermişlerdir. Bu bakımdan 1400 yıllık İslâm tarih ve geleneğinde, üzerinde kuvvetle ittifak edilmiş hususların başında gelir tesettür mes’elesi. Geçmiş asırlardaki mü’minlerin giyim kuşamlarına bakıldığında, iklim ve coğrafya bakımından bazı farklılıklar olsa da ‘tesettür’ bakımından temelde aynı noktada buluştukları görülür.” 

Yukarıdaki cümleler, yazarımız Yasemin Güleçyüz’ün ikinci kitabı “Örtünmek Hürriyettir”in “Takdim” yazısından… 

“TESETTÜR RİSALESİ”NİN HİKÂYESİ

Bahsini edeceğimiz kitaba kaynaklık eden Bediüzzaman Said Nursî’nin “Tesettür Risalesi”nin tarihçesi de şöyle: 

Said Nursî’nin birkaç risalesi, özellikle de tesettürle ilgili olanı “Yirmi Dördüncü Lem’a”) Nisan 1935’te (Tek Parti devri), uhrevî değerlere (Vahiy ve Sünnet), bilhassa tesettüre savaş açmış olan ve kadınları açık saçıklığa “teşvik” eden  rejimin hışmına uğramış! 

Isparta sürgünündeki Bediüzzaman önce talebeleriyle birlikte göz altına alınıp bilahare Eskişehir’e sevk edilerek “mevkuf ve cezaevi”nde (hapishane) iki ay süreyle “tecrid-i mutlak”ta (tek kişilik hücre) tutuluyor. Yargılama üç-beş ay sürüyor ve mahkeme heyeti Ağustos 1935’te onun hakkında tesettürle alakalı ayetin tefsirini (Tesettür Risalesi) gerekçe göstererek “kanaat-i vicdaniye” ile 11 ay hapse hükmediyor. (Bediüzzaman, Temyiz/Yargıtay başvurusunda, mahkeme kararını “ancak bir beygir hırsızına veya bir kız kaçırıcısına verilebilecek bir ceza” diye kinayeli biçimde eleştirerek, aleyhindeki suçlamalar sabitse idamına veya müebbet hapsine, değilse beraatine hükmedilmesini istiyor. Ancak başvurusu iki ayın sonunda reddediliyor...) 

KİTAPTA NELER VAR?

Gelelim kitabın muhtevasına…

Yasemin Güleçyüz, kitabının başlarında önce Bediüzzaman Said Nursî’nin “Tesettür Risalesi”ni şerh ediyor, bilahare bu şerhten hareketle geçmişten bugüne “tesettür” (örtünme) hakikatinin değişik veçheleri ile muhalif-muvafık hâl ve akislerini “bir insan ve bir kadın bakış açısıyla” yorumluyor. 

Yazar, kitabının “önsöz” mahiyetindeki yazısında günümüzle ilgili olarak bizce fevkalade önemli bir ayrıntıya dikkat çekiyor: “(…)‘Fuhuş yolunu genişletip nikâh yolunu kapatmaya çalışan’ ifsat komiteleri, teknolojinin de yardımıyla çalışmalarını geniş alanlara yayma konusunda titiz bir gayretteler. Hayâ duygusunun giderek aşındığı bu tablo içinde aile yapısı zedeleniyor, kadına yönelik suçlarda hızlı bir artış görülüyor.” 

Yani müfsitler, ortadan kaldırmak amacıyla “aile”yi hedef almış, silahları ise açık saçıklık (müstehcenlik) olmuş!..

O hâlde toplumun bu en temel kurumunu nâzenin bir çiçek, korunmaya muhtaç bir canlı yavrusu gibi “himaye” (koruma) altına almak, bunun için de müstehcenlik hastalığının panzehiri olan, gerek erkek gerekse ve de özellikle kadında ar ve hayâ (utanma, mahçubiyet) duygusunun göstergesi mahiyetindeki “maddî-manevî tesettür”ü dimağlara ve gönüllere zerk ve nakş etmek gerekmez mi? O hâlde “kitap” başına! Başlangıç olarak ise “Örtünmek Hürriyettir” deyip gereğini yapalım inşallah…

“Risale-i Nur Külliyatından ‘Tesettür Risalesi’nde Bediüzzaman Said Nursî, tesettür gerçeğini kadınlar için ‘fıtrî bir hakikat,’ yani ‘yaratılışlarının gereği’ olarak ele alır.

“‘Tesettür Risalesinin bir şerhi’ olarak değerlendirilebilecek bu eserinde Yasemin Güleçyüz, tesettür gerçeğinin insanlık ve İslam tarihi içindeki seyrini inceliyor. Yazar, örtünmenin ‘fıtratın gereği’ olduğunu, kadınların ancak tesettürle rahat edebileceklerini ve gerçek hürriyeti onunla tadabileceklerini Kur’an, Hadîs ve Tesettür Risalesi ışığında yaptığı tahlillerle ve güncel gelişmeleri de dikkate alarak işliyor. 

“Kadının aile ve toplum hayatındaki rolüne, tesettür-moda denklemine de işaret eden Güleçyüz, son bölümdeyse ihtida edip tesettürü seçen hanımların çarpıcı açıklamalarına yer veriyor.”

Etiketler: tesettür
Okunma Sayısı: 2630
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı