“Yasaklar ve zulüm döneminde insanlarımız çok zor şartlarda bu kitapları koruyabilmiş” diyen Rodop’un eski köy muhtarı ‘Altın Kur’an’lı Kütüphane’yi anlatıyor.
Bulgaristan’da Rodop Dağı eteklerinde gizlenmiş Çıngırdere Köyü, el yazması İslâmî eserler bakımından Sofya’daki Millî Kütüphane’den sonra ülkenin en büyük kütüphanesine sahip. Bulgaristan’da Rodop Dağı eteklerinde gizlenmiş Çıngırdere Köyü, tabiî güzellikleriyle olduğu gibi, el yazması İslâmî eserlere ev sahipliği yapmasıyla da ünlü. Köy, onlarca el yazması eseri içinde barındıran bir kütüphaneye sahip.
Kütüphane; komünist dönemde halk tarafından saklanan ve rejimin devrilmesinden sonra köylülerden toplanan kitaplardan oluşuyor. Köy halkı okuyup anlayamasa da Osmanlıca ve Arapça eserlere sahip çıkmış. Eserler arasında 14. yüzyıla ait “Altın Kur’ân” diye nitelenen altın yaldızlı Kur’ân da var. Köyün ortasında inşa edilen ve yerleşimin sembolü olan çifte minareli cami, el yazması İslâmî eserler bakımından Sofya’daki Millî Kütüphane’den sonra ülkenin en büyük kütüphanesine sahip. Burada 800’ün üzerinde matbu ve 400’ün üzerinde el yazması eser mevcut. Bunlar arasında felsefe, astronomi, fıkıh, hitabet ve tarih kitapları bulunuyor.
Zulüm döneminin eserleri
Bölgeden bilgileri toplayarak Rodop’un gizemini aktaran yazar Sevde Dükkan’cı şu bilgileri iletiyor: Köyün eski muhtarı Hayri Brahimbaşev, 1999 yılında caminin inşasından sonra kütüphane oluşturma gereği duyduklarını ve bu iş için 7 genci görevlendirdiklerini söylüyor: “Bu gönüllüler köyde ve civar köylerde ev ev dolaştı ve bu eski eserleri topladı. En eski eserimiz 14. asra ait ‘Altın Kur’ân’. Burada Allah yazan bütün yerlerde altın yaldızlı harfler kullanıldığı için ona ‘Altın Kur’ân’ ismini verdik. Yasaklar ve zulüm döneminde insanlarımız çok zor şartlarda bu kitapları koruyabilmiş. Amacımız, komünist rejim döneminde gömülerek gizlenen değerli eserleri gelecek nesillere aktarmak. Birkaç kişiyi kütüphane dizimi için kursa gönderdik ve nihayet bu hayalimize ulaştık.”