Imad Mahouk, “Hat benim için nefes alabileceğim, özgürlüğümü kullanabileceğim yegâne alan. Levhalarım kalbimin atışları oldu. Mutluysam bu yazıma yansır. Burada başka tür bir baskı var, çünkü hat sanatı Kur’ân’la bağlantılıdır. Kur’ân da İslâma bağlı. Kur’ân’ın ruhunu alıyorum” dedi. BBC’nin haberine göre, hayatı önce ilkokulda, sonra da iç savaşın başlamasıyla değişti. Öğretmeni Arapça’daki ‘vav’ harfini çok güzel yazdığını söyleyince hattatlığa adım attı. Ardından da hat için sık sık geldiği İstanbul’a, iç savaşın başlamasıyla, göç etmek zorunda kaldı. Şimdi ‘aşığım’ dediği İstanbul’da sergiler açıyor ve hat sanatını, ‘özgür olabildiğim tek alan’ diyerek tarif ediyor.

Fizikten hat sanatına geçtim

Imad Mahouk, Suriye’deki iç savaşın ardından ailesiyle birlikte ülkesini terk etmek zorunda kalan milyonlarca mülteciden biri. Mahouk lisans eğitimini atom fiziği üzerine yapsa da, üniversiteden mezun olur olmaz hat sanatını icra etmeye koyulmuş. Hat sanatına olan yatkınlığının ise ilk defa ilkokul öğretmeni tarafından fark edildiğini söylüyor: “Annem ve babam üniversitede fizik okumamı istemişti, bu nedenle mezun olduktan sonra diplomamı annem ve babama verdim ve ‘Bu benden size hediye’ dedim. Ama ben tekrar, fizikten daha çok sevdiğim hat işime dönecektim.”

‘Vav’ harfiyle değişen bir hayat

“İlkokul öğretmenim yazdığım ‘vav’ harfinin çok güzel olduğunu söylüyor, çok şaşırıyordu. Öğretmenimin bu sözü hâlâ kulaklarımda çınlıyor, çünkü o an benim için hat sanatımın başlangıcıydı. Onun sayesinde ben de doğuştan yeteneğimin farkına vardım.” 

Mahouk, hat sanatına yönelmesinde babasının da etkisinin olduğunu söylüyor: “Babam devlet memuruydu ve o zamanlar teknoloji olmadığı için, tüm resmî yazışmalarını el yazısıyla yapıyordu. Babamın da el yazısı çok güzeldi ve beni çok etkiledi. Hâlâ babamın seviyesine ulaşamadım” diyen Mahouk, hat sanatına dair herhangi bir teorik eğitim almış olmamasına rağmen, Suriye’de başladığı bu işi Türkiye’de de profesyonel olarak sürdürüyor.