"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Deprem tesadüfî olamaz bir kısım hatalar, arzı hiddete getiriyor

09 Haziran 2012, Cumartesi
Bir kısım hatâlar, unsurları ve arzı hiddete getirecek derecede bir şümûllü isyandır ve çok mahlûkatın hukukuna bir tahkirli tecavüzdür.

Beşinci Suâl: Âdil ve Rahîm, Kadîr ve Hakîm, neden hususî hatâlara hususî ceza vermeyip, koca bir unsuru musallat eder. Bu hâl cemâl-i rahmetine ve şümûl-ü kudretine nasıl muvâfık düşer?
Elcevap: Kadîr-i Zülcelâl, herbir unsura çok vazifeler vermiş ve herbir vazifede çok neticeler verdiriyor. Bir unsurun birtek vazifesinde, birtek neticesi çirkin ve şer ve musîbet olsa da, sâir güzel neticeler, bu neticeyi de güzel hükmüne getirir. Eğer, bu tek çirkin netice vücuda gelmemek için, insana karşı hiddete gelmiş o unsur, o vazifeden men edilse; o vakit o güzel neticeler adedince hayırlar terk edilir ve lüzumlu bir hayrı yapmamak, şer olması haysiyetiyle, o hayırlar adedince şerler yapılır. Tâ birtek şer gelmesin gibi; gayet çirkin ve hilâf-ı hikmet ve hilâf-ı hakikat ve kusurdur. Kudret ve hikmet ve hakikat kusurdan münezzehtirler. Mâdem bir kısım hatâlar, unsurları ve arzı hiddete getirecek derecede bir şümûllü isyandır ve çok mahlûkatın hukukuna bir tahkirli tecavüzdür. Elbette o cinâyetin fevkalâde çirkinliğini göstermek için, koca bir unsura, küllî vazifesi içinde “Onları terbiye et” diye emir verilmesi ayn-ı hikmettir ve adâlettir ve mazlûmlara ayn-ı rahmettir.
Altıncı Suâl: Zelzele, küre-i arzın içinde inkılâbât-ı mâdeniyenin neticesi olduğunu ehl-i gaflet işâa edip, âdetâ tesadüfî ve tabiî ve maksadsız bir hâdise nazarıyla bakarlar. Bu hâdisenin mânevî esbâbını ve neticelerini görmüyorlar; tâ ki intibâha gelsinler. Bunların istinad ettiği maddenin bir hakikati var mıdır?
Elcevap: Dalâletten başka hiçbir hakikati yoktur. Çünkü, her sene elli milyondan ziyâde münakkaş, muntazam gömlekleri giyen ve değiştiren küre-i arzın üstünde binler envâın birtek nevi olan, meselâ, sinek tâifesinden hadsiz efrâdından birtek ferdin yüzer âzâsından birtek uzvu olan kanadının kasd ve irâde ve meşîet ve hikmet cilvesine mazhariyeti ve ona lâkayd kalmaması ve başıboş bırakmaması gösteriyor ki, değil hadsiz zîşuurun beşiği ve anası ve mercîi ve hâmisi olan koca küre-i arzın ehemmiyetli ef’âl ve ahvâli, belki hiçbir şeyi, cüz’î olsun küllî olsun, irâde ve ihtiyâr ve kasd-ı İlâhî haricinde olmaz. Fakat, Kadîr-i Mutlak, hikmetinin muktezâsıyla, zâhir esbâbı tasarrufâtına perde ediyor. Zelzeleyi irâde ettiği vakit, bâzan da bir mâdeni harekete emredip, ateşlendiriyor. Haydi mâdenî inkılâbât dahi olsa, yine emir ve hikmet-i İlâhî ile olur; başka olamaz. Meselâ, bir adam, bir tüfek ile birisini vurdu. Vuran adama hiç bakılmasa, yalnız fişekteki barutun ateş alması noktasına hasr-ı nazar edip, bîçare maktûlün büsbütün hukukunu zâyi etmek, ne derece belâhet ve divâneliktir; aynen öyle de, Kadîr-i Zülcelâlin musahhar bir memuru, belki bir gemisi, bir tayyâresi olan küre-i arzın içinde bulunan ve hikmet ve irâde ile iddihar edilen bir bombayı, ehl-i gaflet ve tuğyânı uyandırmak için, “Ateşlendir!” diye olan emr-i Rabbânîyi unutmak ve tabiata sapmak, hamakàtın en eşneidir.
Sözler, On Dördüncü Sözün Zeyli

LÛGATÇE:

arz: Yer, Dünya.
ayn-ı hikmet ve adâlet: Hikmet ve adaletin ta kendisi.
cemâl-i rahmet: Rahmetinin güzelliği.
muvafık: Uygun.
Kadîr-i Zülcelâl: Celâl sahibi ve herşeye gücü yeten Allah.
hilâf-ı hikmet: Hikmete ters.
Küre-i Arz: Dünya.
hamakàt: Ahmaklık, anlayışsızlık, budalalık.
eşne: Çirkinin en çirkini.
şümûl-ü kudret: Kudretin her şeyi içine alması.
inkılâbât-ı mâdeniye: Madenlerin değişmesi.
işâa: Bir haberi yayma, duyurma.
esbâb: Sebepler.
intibâh: Uyanıklık.
belâhet: Ahmaklık, düşüncesizlik.
Okunma Sayısı: 1826
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ERTAN YAZICI

    9.6.2012 00:00:00

    Ya Rab Cemaline sığındık haşmeti celalinden.Sana meftun gönlümüzü fani sevdadan bir kısım hatâlar, unsurları ve
    arzı hiddete getirecek bizlere felakete sürükleyecek hülyalardan korusun.Bizlere dört mevsim Baharı yaşayacağımız bir ömür bahşeylesin.Amin.

  • ertanyazici

    9.6.2012 00:00:00

    Ya Rab Cemaline sığındık haşmeti celalinden.Sana meftun gönlümüzü fani sevdadan bir kısım hatâlar, unsurları ve
    arzı hiddete getirecek bizlere felakete sürükleyecek hülyalardan koru.Bizlere dört mevsim Baharı yaşayacağımız bir ömür bahşeyle.Amin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı