İzmİr Yeni Asya hanım okuyucularının her ay düzenlediği aylık seminerlerin üçüncüsünde dünyevîleşmenin artık çocuklara kadar indiğine dikkat çekildi. İbadet, namaz ve dünyevîleşme konulu seminerler iki oturum şeklinde yapıldı. Leyla Şimşek’in Kur’ân tilâveti ile başlayan program, ibadet ve namaz konulu seminerle devam etti. Manisa’dan Gülnihal Deniz ve Nurefşan Karaot sunumunu yaptığı dünyevîleşmenin, dindarlar arasında da hızla yaygınlaşmaya devam ettiğini ifade ettiler. Bu dünyevîleşmenin artık çocuk yaşlara kadar indiğini dile getiren konuşmacılar alt yapısında hırs, gayri zarurî ihtiyaçların zarurî olarak sınıflandırılması ve mimsiz medeniyetin dayatmaları olduğunu vurgulayarak şunları kaydettiler: “Dünyanın esmaya, ahirete ve fenaya bakan üç yüzü var. Üstad Bediüzzaman bu üçüncü yüzden bahsederken fanilerin ve ehl-i hevesatın maşukası ve ehl-i şuurun ticaretgâhı, ehl-i dünyanın mel’abe-i hevesatı olarak tarif ediyor. Dünyevîleşmede tam da bu yüzde oluyor. Bizler ticaretgâh olduğunu unutup maşuk haline geldiğimizde hırsla bizi içerisine çekiyor. Bediüzzaman ise hırs meselesinde hırsın kanaatsizliği netice verdiğini, kanaatsizlikle saye olan şevkin kırıldığını şükür yerine şekva ettirdiğini ifade ediyor.” 

Dünya saadeti için ibadet 

Turgutlu’dan Ayşe Bulut ve Elmas Ocak, ibadet ve namaz konulu seminerlerinde Bediüzzaman’ın da üzerinde durduğu şu noktalara dikkat çektiler: “Bediüzzaman’a göre ibadetler, dünya saadetinin güçleri ve gizli kuvvetleridir. Mutlu ve huzurlu bir hayat için ibadetlerin sayısız faydaları vardır. İbadetler fikirleri Cenâb-ı Hakk’a yöneltir. Kulun Allah’a olan teveccühü, emirlerine boyun eğmeyi gerektirir. Allah’ın emirlerine boyun eğmek ise kulu intizam altına alır. Kul hareketlerinde intizam altına girmekle kâinatın umumî intizamına tabi olur, hikmetin sırrını anlar. Hikmet ki, kâinat sayfalarında parlayan sanat nakışlarıyla kendini gösterir. İşte hikmet sırlarını keşfeden ve anlayan insan çalışmalarında başarılı olur.” 

Dünyevîleşmeye karşı çare ne? 

Kişinin önce nefsini terbiye ile başlaması gerektiğine, dikkat çeken Nurefşan Karaot, ‘Bir çocuğun eğitimi doğumundan yirmi yıl önce başlar önemli olan biz anneler kendimize çeki düzen vermeliyiz’ dedi. Her şeyin çocuk merkezli bir hale geldiğini çocukerkil bir toplum olduğumuz bu dönemde önce hayat gayelerimizi doğru bir şekilde belirleyip, sonra doğru rehberler olmamız gerektiğini belirten Karaot, sözlerini Bediüzzaman’ın 24. Lema’dan aktardığı misallerle tamamlarken, ‘O halde bizler evlâtlarımızın şefaatini istiyorsak bizdeki bu şefkati su-i istimal etmemeliyiz’ dedi.

Nurseza SAĞIR / İzmir