09 Ekim 2014, Perşembe
Harp belâsı, hizmet-i Kur’âniyemize mühim bir zarardır… Kadîr-i Külli Şey, bir dakikada, bulutlarla dolmuş cevv-i havayı süpürüp temizleyerek semânın berrak yüzünde ziyadar güneşi gösterdiği gibi, bu zulümatlı ve rahmetsiz bulutları da izale edip hakaik-i şeriatı güneş gibi gösterir ve ucuz ve dağdağasız verebilir.
İKİNCİ MERAKLI SUAL
Bu
iki ay zarfında heyecanlı bir vaziyet-i siyasiye karşısında bana, hem
alâkadar olduğum çok kardeşlerime kavî bir ihtimalle ferah verecek bir
teşebbüs etmek lâzımken, o vaziyete hiç ehemmiyet vermeyerek, bilâkis,
beni tazyik eden ehl-i dünyanın lehinde olarak bir fikirde bulundum.
Bazı zatlar hayret içinde hayrette kaldılar. Dediler ki: “Sana işkence
eden bu mübtedi’ ve kısmen münafık baştaki insanların takip ettikleri
siyaseti nasıl görüyorsun ki ilişmiyorsun?” Verdiğim cevabın muhtasarı
şudur ki:
Bu zamanda ehl-i İslâmın en mühim tehlikesi, fen ve
felsefeden gelen bir dalâletle kalblerin bozulması ve imanın
zedelenmesidir. Bunun çare-i yegânesi nurdur, nur göstermektir ki,
kalbler ıslah olsun, imanlar kurtulsun. Eğer siyaset topuzuyla hareket
edilse, galebe çalınsa, o kâfirler münafık derecesine iner. Münafık,
kâfirden daha fenadır. Demek, topuz böyle bir zamanda kalbi ıslah etmez.
O vakit küfür kalbe girer, saklanır, nifaka inkılâp eder. Hem nur, hem
topuz-ikisini, bu zamanda benim gibi bir âciz yapamaz. Onun için, bütün
kuvvetimle nura sarılmaya mecbur olduğumdan, siyaset topuzu ne şekilde
olursa olsun bakmamak lâzım geliyor.
Amma maddî cihadın muktezası
ise, o vazife şimdilik bizde değildir. Evet, ehline göre kâfirin veya
mürtedin tecavüzatına sed çekmek için topuz lâzımdır. Fakat iki elimiz
var. Eğer yüz elimiz de olsa, ancak nura kâfi gelir. Topuzu tutacak
elimiz yok.
ÜÇÜNCÜ MERAKLI SUAL
Bu yakında İngiliz ve
İtalya gibi ecnebîlerin bu hükümete ilişmesiyle, eskiden beri bu
vatandaki hükümetin hakikî nokta-i istinadı ve kuvve-i mâneviyesinin
membaı olan hamiyet-i İslâmiyeyi tehyiç etmekle şeâir-i İslâmiyenin bir
derece ihyâsına ve bid’aların bir derece def’ine medar olacağı halde,
neden şiddetle harp aleyhinde çıktın ve bu meselenin âsâyişle
halledilmesini duâ ettin ve şiddetli bir surette mübtedi’lerin
hükümetleri lehinde taraftar çıktın? Bu ise, dolayısıyla bid’alara
tarafgirliktir.
Elcevap: Biz ferec ve ferah ve sürur ve fütuhat
isteriz—fakat kâfirlerin kılıcıyla değil! Kâfirlerin kılıçları başlarını
yesin; kılıçlarından gelen fayda bize lâzım değil. Zaten o mütemerrid
ecnebîlerdir ki, münafıkları ehl-i imana musallat ettiler ve zındıkları
yetiştirdiler.
Hem harp belâsı ise, hizmet-i Kur’âniyemize mühim bir
zarardır. Bizim en fedakâr ve en kıymettar kardeşlerimizin ekserisi kırk
beşten aşağı olduğundan, harp vasıtasıyla vazife-i kudsiye-i
Kur’âniyeyi bırakıp askere gitmeye mecbur olacaktılar. Benim param olsa,
hüsn-ü rızamla, böyle kıymettar kardeşlerimin herbirisini askerlikten
kurtarmak için, bedel-i nakdiye bin lira kadar da olsa verirdim. Böyle
yüzer kıymettar kardeşlerimizin hizmet-i Kur’âniye-i Nuriyeyi bırakıp
maddî cihad topuzuna el atmakta, yüz bin lira kendi zararımızı
hissediyordum. Hattâ Zekâi’nin bu iki sene askerliği, belki bin lira
kadar mânevî faydasını kaybettirdi.
Her neyse... Kadîr-i Külli Şey,
bir dakikada, bulutlarla dolmuş cevv-i havayı süpürüp temizleyerek
semânın berrak yüzünde ziyadar güneşi gösterdiği gibi, bu zulümatlı ve
rahmetsiz bulutları da izale edip hakaik-i şeriatı güneş gibi gösterir
ve ucuz ve dağdağasız verebilir. Onun rahmetinden bekleriz ki, bize
pahalı satmasın. Baştakilerin başlarına akıl ve kalblerine İmân versin,
yeter. O vakit kendi kendine iş düzelir.
Lem’alar, On Altıncı Lem’a
LÛGATÇE:
kavî: Kuvvetli.
dalâlet: Hak yoldan sapmak, sapkınlık.
nifak: Münafıklık, iki yüzlülük, bozgunculuk.
ferec: Ferahlık, sıkıntıdan kurtuluş.
mütemerrid: İnatçı.
hamiyet-i İslâmiye: İslâmı koruma, Müslümanlara sahip çıkma ve müdafaa etme gayreti.
tehyiç: Heyecanlandırma, coşturma.
ihyâ: Diriltme, canlandırma.
mübtedi’: Yeni, acemi, bid’a çıkaran.
Kadîr-i Külli Şey: Herşeye gücü yeten Allah.
zulümat: Karanlık
izale: Ortadan kaldırma, yok etme.
Okunma Sayısı: 2199
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.