"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâmda “cihad” emri nasıl anlaşılmalı?

09 Ocak 2015, Cuma
Önümüzdeki günlerde Yeni Asya Neşriyat’tan çıkacak olan “Bediüzzaman’ın Görüşleri Işığında Büyük Cihad” isimli eserin, Avrupa’da İslâma saldırıların arttığı ve yeni tezgâhlarla İslamofobinin körüklendiği bir vasatta Kur’ân’ın “cihad” emrinin doğru anlaşılmasında ve İslâmın terörle asla bağdaştırılamayacağı gerçeğinin idrakinde büyük bir hizmete vesile olacağına inanıyoruz.

Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’de “Allah yolunda nasıl cihad etmek gerekirse, öyle cihad edin”1 buyuruyor.

Asrımız, devletlerin “insan hak ve hürriyetleri”ne önem verdiği, “din ve vicdan hürriyeti”nin kabul edilerek anayasalara girdiği ve “hukuk devleti” kavramının esas alınarak uygulamaya çalışıldığı bir medenî dönemdir. Elbette “cihad” kavramı da bu medenî dönemde yerini alacaktır.

Ancak zamanımızda bazı müfessirler felsefî cereyanlardan etkilenerek Kur’ân’ın emri olan “cihad” ile yine Kur’ân’da “kıtal” olarak geçen savaşı birbirine karıştırmış; “İslâm’da cihadın gayesi, bâtıl sistemleri yıkıp yerine İslâm nizamını getirmektir”2 diye manevî mücahedeye gereken değeri vermemişlerdir. Bu yanlış anlayış ve kavram kargaşası, nihayet kitleleri “Siyasal İslâm” gibi dinin siyasete âlet edilmesine ve bundan netice alınamayacağı görüşü de “radikal İslâm” denilen anarşi ve teröre götürmüştür. Günümüzde İslâm dünyasını saran sıkıntının temelinde bu vardır.

Bediüzzaman Said Nursî ise “Asıl mesele bu zamanın cihad-ı mânevîsidir. Mânevî tahribatına karşı sed çekmektir”3 diyerek işin gerçeğini açıklamış ve Kur’ân’ın yanlış anlaşılmasına engel olmaya çalışmıştır. Bu şekilde Selef-i Sâlihînin ve Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in haklı görüşünün doğruluğunu izah etmiştir.

Bütün bunları yirminci asrın başlarında nazara alarak dikkatimize sunan Bediüzzaman Said Nursî, medenilerin “laiklik” kavramıyla ilgili olarak da “Dinde zorlama yoktur”4 âyetinden hareketle şu çarpıcı tesbiti yapmıştır:

“[Bu âyet,] makam-ı cifrî ve ebcedî ile 1350 [M. 1932] tarihine parmak basar ve mânâ-yı işârî ile der: Gerçi o tarihte, dini, dünyadan tefrik ile dinde ikraha ve icbara ve mücahede-i diniyeye ve din için silâhla cihada muarız olan hürriyet-i vicdan, hükümetlerde bir kanun-u esasî, bir düstur-u siyasî oluyor ve hükümet, lâik cumhuriyete döner. Fakat ona mukabil mânevî bir cihad-ı dinî, iman-ı tahkikî kılıcıyla olacak. Çünkü, dindeki rüşd-ü irşad ve hak ve hakikati gözlere gösterecek derecede kuvvetli bürhanları izhar edip tebyin ve tebeyyün eden bir nur Kur’ân’dan çıkacak.”5

Evet, “Cihad-ı haricîyi şeriat-ı garrânın berahin-i kâtıasının (kesin delillerinin) elmas kılınçlarına havale edeceğiz. Zira medenîlere galebe çalmak ikna iledir, söz anlamayan vahşîler gibi icbar ile değildir.”6 diyen Bediüzzaman’a göre, zamanımızda cihad şeklini değiştirmiş ve “cihad-ı manevî” adını almıştır. Artık farz olan cihad vazifesi manevî olarak hükmünü icra edecek ve her Müslüman manevî hizmetlere yönelecektir. Bunun için cihad her Müslüman’a “farz-ı ayn” olmuştur. Bu da “iman-ı tahkikiyi Kur’ân’dan ders almak ve muhtaç olan insanlara iman dersi vermek” şeklindedir. 

Bediüzzaman ayrıca “Haricî tecavüze karşı kuvvetle mukabele edilir… Dahilde ise öyle değildir. Dâhildeki hareket, müsbet bir şekilde mânevî tahribata karşı mânevî, ihlâs sırrıyla hareket etmektir… Biz bütün kuvvetimizle dahilde ancak âsâyişi muhafaza için müsbet hareket edeceğiz”7 diyerek de, İslâm dünyasında “cihad” adı altında yapılan ve nice masumların ölümüne sebep olan “isyan hareketleri”nin yanlışlığına dikkat çekerek, Müslümanın Müslümana kırdırılmasını netice veren iç savaşların daima karşısında olmuştur.

İşte çok yakında Yeni Asya Neşriyat’tan M. Ali Kaya imzasıyla çıkacak olan “Bediüzzaman Said Nursî’nin Görüşleri Işığında Büyük Cihad” isimli kitap, bu manaların işlendiği, Kur’ân’ın “cihad” emrinin doğru anlaşılmasına hizmet edecek kıymetli bir çalışma. Eser, din adına ortaya çıkan IŞİD gibi terör örgütlerinin dine verdiği zarara dikkat çekmek ve Kur’ân’ın cihad emrinin doğru anlaşılmasına hizmet etmek gayesi ile hazırlandı. Avrupa’da İslâma saldırıların arttığı ve yeni tezgâhlarla İslamofobinin körüklendiği son günlerde, “doğru İslâmın ve İslâma lâyık doğruluğun” anlaşılmasına vesile olacağına inandığımız kitabın, büyük bir ihtiyaca cevap vereceğine inanıyoruz.

YENİ ASYA NEŞRİYAT ARAŞTIRMA MERKEZİ

Dipnotlar:

1- Hac Sûresi, 22: 78.
2- Seyyid Kutub, Fî Zılâli’l-Kur’ân, İstanbul-1973, 6: 427.
3- Emirdağ Lâhikası, Yeni Asya Neş., İstanbul-2004, s. 455.
4- Bakara Sûresi, 2: 256.
5- Şuâlar, 2009, s. 424.
6- D. H. Örfî, s. 64.
7- Emirdağ Lâhikası, Yeni Asya Neş., İstanbul-2004, s. 455.

Okunma Sayısı: 2794
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hakan Yılmaz

    9.1.2015 20:32:56

    Kim ki “Onlar da peygamberimizi çizmeseydi” diyorsa, Kim ki “İslam barış dinidir” deyip “ama…” diye devam ediyorsa, Kim ki “Bize ne” deyip kaytarmaya kalkışıyorsa, Kim ki sessiz kalıp aslında “dilsiz şeytan”ı oynuyorsa, Bilin ki onlar “O Kafa”dandır… …Ve de “O Kafa” yok edilmedikçe, bu gibi katliamlar artarak devam edecektir.

  • Hüseyin İLHAN

    9.1.2015 10:44:01

    Bu zamanda maalesef CİHAD bazı müslümanlarca yanlış anlaşılmaktadır.Peygamber efendimiz SAV.min gazadan dönüşünde sahabe-i ikrama 'asıl büyük cihad şimdi başlıyor diyerek,sahabeninde ya resulallah bundan büyük cihad nedir dediklerinde,'Nefsinizle olan cihad'dır buyurmaları bizlere nebevi örnektir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı