Yeni Asya Gazetesi Lahika sayfasında yayınlanan Risale-i Nur'dan Osmanlıca vecize.
نوردن قطره لر
بن نفسمى تبرئه ايتمييورم، نفسمهر فنالغى ايستر. فقط شو فانى دنياده،شو موقّت مسافرخانهده، إختيارلقزماننده، قيصه بر عمرده، آز بر لذّت ايچون؛أبدى، دائمى حياتنى و سعادتِ أبديهسنىبرباد ايتمك، أهلِ عقلڭ كارى دگل. أهلِعقلڭ و ذىشعورڭ كارى اولماديغندن، نفسِأمّارهم ايستر ايستهمز عقله تابع اولمشدر.
Nurdan Katreler
Ben nefsimi tebrie etmiyorum, nefsim her fenalığı ister. Fakat şu fânî dünyada, şu muvakkat misafirhanede, ihtiyarlık zamanında, kısa bir ömürde, az bir lezzet için, ebedî, daimî hayatını ve saadet-i ebediyesini berbat etmek, ehl-i aklın kârı değil. Ehl-i aklın ve zîşuurun kârı olmadığından, nefs-i emmarem ister istemez akla tâbi olmuştur.
Mektubat, s. 84