Yine birbirinden güzel hazırlanan afişler duyurulmak için yerlerinden fırladı whatsapp gruplarına. Bu sefer mekân “gönüllerin sığdığı yere gövdeler de sığar” dediğimiz 40’ı aşkın Nur gönüllüsünün sığdığı Kayseri dershanesi değildi. Yaza uygun bir yer olan Barla idi. Geceleri sükûnet çöktüğü zaman dinlendirici etkisini keşfettiğimiz cırcır böceklerinin sesleriyle, sabahları temiz havanın iliklerimize ilmek ilmek dokunduğu, tefekkürle baktığımız her yerde içimize işlediği Barla. Şehrin tozundan Barla’nın toprağıyla temizlendik.

İKİNCİ KOP, İKİNCİ EVİMİZ: BARLA  

İkinci KOP’umuz ikinci evimiz olan Barla’da Sosyal Tesislerimizin güzel karşılaması eşliğinde Hasan Şen Ağabeyden dinlediğimiz Barla’ya en uygun konu olan tefekkür dersiyle fiilen başlamış oldu. 1,5 yaşından 60’ı geçkin yaşlara kadar geniş bir yelpazeden tefekkür edildi, gözlemlendi, izlendi Barla dört gün boyunca. Sabah dersleri, seminerler, ilginç oyun deneyimleri, okumalar ve en sevilen akşam saatleri muhabbetleri, Barla gezileri… Sıraya dizildiler zihnimde tesbih taneleri gibi. Uçup gitmeden yakalamak, bu yazıya mühürlemek istiyorum. Ama biliyorum ki nafile… Sabah namazında uykusunu feda edip ve bu feda edilişe değecek zamanlar geçiren gruptan söz edelim. Dört gün boyunca Barla’nın o büyük, kaçışmaktan komik hallere büründüğümüz köpeklerine rağmen gidip tefekkürlerini, okumalarını yaptılar Üstadın evinde, yokuşlu uzun yolların ardından 11. sözün yazıldığı yerde, Karakavak’ta. Bol maneviyat depolamış olacaklar ki bizden dinç başlıyorlardı güne ve bizden dinç bitiriyorlardı.

“İstirahat köprüsü”

Nükteli anılar, istifadeli okumalar, dersler, seminerler, lezzetli yemekler… Seminerlerden sonraki akşam yemeğinden önceki vakitlerde toplu gezi saati vardı. Üstadın evi, Çam Dağı, Barla içi ve Cennet Bahçesi gezildi. Üstadın evinde hislenmiş kalpler, Ulu Çınar ağacının düşen yapraklarını toplayan liseli talebelerimiz, Çam Dağı’nda gözleri manzaranın derinlikleriyle buluşmuş kardeşlerimiz… Cennet Bahçesi’ndeki “sırat köprüsü” denilen yerden neşe kaynağımız olan çocuklar geçti. Bir küçük kardeşimiz o köprünün adını “istirahat köprüsü” olarak değiştirdi. Barla Sosyal Tesisleri’ni evi gibi benimsemiş koca bir Yeni Asya grubunun uyumlu ihlâslı, samimî birlikteliği altında huzurun bile arzu duyduğu bu duygularla dolu dört günün meyveleri herkeste farklı farklı yansıdı. Organize ekibinin fedakâr, sistemli çalışmalarından, Ahmet Demirdöğmez Ağabeyden ve Nurhan Demirdöğmez Abladan, aşçımız Necati Doğan Ağabeyden, katılımlarıyla şevk veren ve emeği geçen herkesten Allah razı olsun.

Son olarak bizler biliyoruz, sizler de biraz bilin ve kalanını merak edin: 

3. KOP için mekân seçildi, birbirinden güzel afişleri beklemede kalın, Allah’a emanet…