Halife Hz. Ömer (ra) bir gün mecliste hazır bulunanlara sordu:
-Eğer Allah duânızı hemen kabul ediverecek olsa dine hizmet için Allah’tan ne isterdiniz?
Meclistekilerden birisi, “Benim falan vadi dolusu altınım olsun, onunla sadaka verip, hayır yaparak dine hizmet etmek isterim” derim.
Bir diğeri, “Malım ve mülküm olsun. Onları hizmette harcayım isterim.”
Bir başkası, “Cami ve okul yaptırmak isterim” demiş.
Hz. Ömer (ra) onların hiçbirini beğenmedi. Bu defa meclistekiler Hz. Ömer’e sordular:
“Ya Ömer! Peki sen ne isterdin?” dediler.
Hz. Ömer (ra):
“Ben de Muaz b. Cebel, Salim b. Ubeyd ve Ebu Ubeyde b. Cerrah (ra) gibi Müslümanlar yetişsin isterdim” diye cevap verdi.
**
Peygamberlerin (as) parası, devleti, okulu ve malı yoktu. Onlar mü’min ve müttaki, Allah’tan korkan insan yetiştirdiler. Bazı peygamberlerin ancak bir kaç ümmeti olmuştu. Ama Allah onları başarısız kabul etmedi. “Sizler vazifenizi yaptınız. Mükâfatını hak ettiniz. Size inanmayanlar buna lâyık değillerdi ve Ben de onlara imanı nasip etmedim. Sizler benim hikmetimi bilemezsiniz” buyurdu.
**
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri ne diyor?
“Akdemir Adasında bir medrese yapsam ve on senede elli talebe yetiştirsem dâvâmı bütün dünyaya anlatırım.”
Önemli olan insanı eğitmektir. Eğitimin de üç unsuru vardır. Öğretmen, öğrenci ve kitap...
İyi bir öğretmen, meraklı ve istekli bir öğrenciye elindeki kitapla her yerde en iyi dersi verir.
**
Peygamberimiz (asm) “Paranızı taşa ve toprağa harcamayın!” (Ramuz) buyurdu. Bundan dolayı Bediüzzaman hayatı boyunca bir ev sahibi olmadı. Ama, Allah ona oturması için en güzel mekânları verdi.
Günümüzde okullar var; ama eğitim yok...
Camiler var; ama cemaat yok...
Medreseler ve külliyeler var; ama içinde adam yok, talebe yok...
Peki bu binaların amacı ne idi?
**
En verimli yatırım, en faydalı hizmet adama yapılan yatırım ve hizmettir.
Yapılan araştırmalarda insana yapılan yatırımın % 500, 1000 ve 1500 getirisi olduğunu göstermektedir. Hatta son yirmi beş seneden ilmi araştırmalara harcanan 100 doların senede 2500 ve 5000 dolar getirisi olduğu hesaplanmıştır. (Mümtaz Turhan, Garplılaşmanın Neresindeyiz, s. 30)
Gelişmiş ülkeler doğrudan insana ve bilgiye yatırım yaparken geri kalmış ülkeler maalesef taşa, toprağa ve büyük büyük binalara yatırım yaparak parayı ve malı israf etmektedirler.
“Dünyanın insanı aldatması” ve “Malın fitne olması” bu olsa gerek.