"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasi nöbeti

M. Ali KAYA
14 Ocak 2017, Cumartesi
Sene 1996. Bir düğünde yemekten sonra vatandaşlarımızla çay içerek sohbet ediyoruz.

İslâm adına siyaset yapan bir sakallı dostum hiç münasebeti yokken “Siz bir ilahiyatçı olarak şeriat varken demokrasiyi nasıl savunursunuz? Demokrasi küfür rejimidir ve demokrasiyi savunanlar da küfre girerler” dedi. 

Herkes şoke oldu. Zira sohbette konuşulanlarla alâkası olmayan, içinde hüküm de ihtiva eden bir soru idi. Durdum ve biraz düşündüm. 

Soruyu sorana döndüm ve dedim ki:

“Siz demokrasinin ne olduğunu bilmiyorsunuz. Şeriatın da ne olduğundan haberiniz olmadığı anlaşılıyor. Bunu burada size anlatabilmem ve sizin de anlayabilmeniz mümkün değil... Ancak size şunu söyleyebilirim. Bu demokrasi dediğiniz her ne ise, küfür mü dersiniz, dinsizlik mi diyorsunuz, ne derseniz deyin, bu size lâzım... Bu demokrasi sizin partinize de lâzım... Demokrasi bu ülkeye ve İslâm dünyasına da lâzım...” 

Söz burada bitti. Sohbetimize döndük.

**

Sene 2002 bu dostumuzla yine karşılaştık. Sakalını kesmişti. Şaşırdım! Ayaküstü sordum. 

“Sizin sakalınıza ne oldu?” 

Grantuvalet giyinmiş, elbiseye uygun kravatını da takmıştı. Ceketinin yakasına taktığı parti rozetini göstererek:

“Ben yeni kurulan AKP’nin kurucu ilçe başkanı oldum” dedi.

“Hayırlı olsun da sakalını neden kestin?” dedim.

“Artık yeni bir döneme giriyoruz. Biz gömlek değiştirdik. Bundan sonra demokrasi mücadelesi vereceğiz ve eski söylemlerimizi de terk edeceğiz. Bu yeni dönemde parti içinde hizmet edeceklerin sakallı olmaması istendi. Ben de kabul ettim” dedi.

Çok garibime gitmişti. “Kırk yıllık Kâni olur mu yâni!” olmazdı...

“Sen dindar birisin, senin sakalını kabul etmeyen bu partiyi sen nasıl kabul ettin?” dedim. 

Cevap vermedi...

**

1996’dan günümüze 20 sene geçmişti.

15 Temmuz 2016. Bir darbe kalkışması yaşandı. Sakallılar, dindarlar, şeriatçılar, diyanet camiasında görev yapan bütün imamlar ve müftüler, İmam hatipliler, ilahiyatçılar ve “Demokrasi küfürdür. Biz şeriatçıyız. Bir Müslüman asla demokrat olamaz!” diyen Cübbeli Ahmet Hoca dahil bütün tarikatçılar “Demokrasi Nöbetine” koştular. 

Darbe kalkışması esnasında ölenler “Demokrasi şehidi” ilân edildi. 

Bir aydan fazla diyanetin emri ile “Demokrasi şehitleri için” selâlar verildi. Kur’ânlar okundu ve hatimler indirildi. 

Demokrasi mitingleri düzenlendi. Demokrasinin faziletleri anlatıldı.

Cami cemaatinin programlara katılması için “Demokrasi nöbetine gelenlerin Cennete gireceğini” ifade eden konuşmalar yapıldı. 

Demokrasi küfür rejimi olmaktan çıkmış, dindarların canlarını feda edeceği kudsî bir ritüel haline gelmişti.

20 sene önce “Demokrasi küfürdür” diyenler artık “Demokrasi şehidi olmak için” canlarını feda edecek duruma gelmişlerdi.

**

1980 ihtilâli yapıldığı zaman biz “Demokrasi” adına ihtilâle karşı çıkmış ve 1982 Anayasası’na “Hayır!” demiştik. 

Bugün 1982 Anayasası ruhu ve mantığı ile hâlâ yürürlükte, ama o gün “Evet diyenler, bugün yürürlükte olan Anayasa’yı daha da güçlendirecek yasalar yapmakta, onları destekleyen dindar halk da “Demokrasi”yi savunmaktadır.

Biz ise yerimizde durmaya devam etmekteyiz.

İyi ki varsın “Yeni Asya!” 

Okunma Sayısı: 2800
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • demokrat

    14.1.2017 19:21:27

    o hacıyı(!) son haliyle gördünüz mü;yani son takiyyesi ne haldeydi...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı