"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dinde aşırılık

M. Ali KAYA
29 Nisan 2017, Cumartesi
Peygamberimiz (asm) “Dinde aşırıya gitmekten sakının. Çünkü sizden öncekiler dinde aşırı gitmekle helâk oldular” (Câmiü’s-Sağîr, 2:1582.) buyuruyor.

Çünkü din itidal, istikamet, kolaylık ve orta yoldur. Din insanı ifrat ve tefritten korumak ve istikamete sevk etmek için Allah tarafından insanlara gönderilen kurallar ve ölçüler bütünüdür.

İnsanı itidal ve istikametten ayıran hissiyatına kapılarak aşırıya gitmesidir. Aşırı sevgi, nefret, öfke ve iştiha insanı helâlden harama, iktisattan israfa, orta yoldan aşırılığa götürür. Aşırılığın ölçüsü yoktur. Din ise ölçü ve iktisattır. 

Peygamberimiz (asm): “Size orta yolu tavsiye ederim. Zira kim ibadette aşırıya giderse din onu yener. Siz usanırsınız; Allah usanmaz.” (Câmiü’s-Sağîr, 3:2706.) buyurmuşlardır.

**

Din insanlara kolaylık ve istikamet vermek için nazil olmuştur. Yüce Allah Kur’ân-ı Kerîmde “Dinde zorlama yoktur.” (Bakara Sûresi, 2:256) “Biz bu Kur’ân’ı sana zahmet çekesin diye indirmedik” (Tâhâ Sûresi, 20:2.) “Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez” (Bakara Sûresi, 2: 185.) buyurur. Dinin teklifleri insanları zorlayacak ve sıkıntıya sokacak şekilde değildir. İnsanın kaldıramayacağı ve yapamayacağı bir şey emredilmemiş ve yasaklanmamıştır.

“Allah hiç kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemez” (Bakara Sûresi, 2:286; Talak Sûresi, 65:7; En’am Sûresi, 6:152; A’râf Sûresi, 7:42; Mü’minûn Sûresi, 23:62.)

**

Peygamberimiz (asm) mezkûr âyetlerin izahı babında şöyle buyurdu: “Din kolaylıktır. Hiç kimsenin dini yenmeye gücü yetmez; dine güç yetireceğim diye mağlûp olur. Öyle ise dinde sizi ilgilendiren yönünü takip edin, orta yolu elden bırakmayın. Gücünüzün yettiğini yapın. Müjdeleyin nefret ettirmeyin, kolaylaştırın zorlaştırmayın. İbadetlerinize seher vakitleri, sabah ve öğleden sonra devam edin. Zaman içine yayın” (Nesâî, Îmân, 28.) buyurmuşlardır.

**

Dinde ölçü önem sırasına göre haramlardan kaçmak, farzları, vacipleri yapmak ve sünnetleri gücümüzün yettiği kadar uymaya çalışmaktır. Farz ve vacipleri ihmal ederek, haramlardan sakınmayarak nafile ibadetlere yoğunlaşmak dinde aşırıya gitmek demektir. Farzları ihmal ederek, haramlardan kaçmayarak takva ve azimetle amel etmek mümkün değildir.

Bir sünneti ihya edeceğim, nafile ibadeti yapacağım diye farzları ihmal etmek, üzerine farz olan yakınlarının geçimini ihmal etmekle kişi müttaki bir mü’min olamaz.

**

Bediüzzaman Hazretleri de “Farzları yapan kebireleri işlemeyen kurtulur” buyurmuştur. Ayrıca “İfrat da tefrit gibi muzırdır; hatta ifrat tefrite sebep olduğu için daha kabahatlidir” (Muhakemat, s. 19.) buyurarak istikametin orta yol olduğunu belirtmiştir.

Okunma Sayısı: 11657
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı