"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hürriyet ve asayiş

M. Ali KAYA
30 Mayıs 2015, Cumartesi
Devlet demek idareci demektir. Devletin varlık sebebi adalettir.

Adalet, hürriyet ve asayişin olduğu yerde bulunur. Adaletin olmadığı yerde hak ve hürriyetler korunamaz. Emniyet de, güven de sağlanamaz.

*

İsyan ve terör tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. İlk isyan ve terör Hz. Adem’in çocuklarından Kâbil’in Habil’i öldürmesi ile başlamıştır.

İslâm dünyasında da Müslümanların birliğini sağlamak, toplum düzenini ve asayişi korumak için “Halifeye” ve “Ulu’l-emre itaat” bağlamında ele alındığı halde isyanlar ve darbeler eksik olmamıştır.

Darbeye teşebbüs edenler de, onlara karşı çıkanlar da haklılıklarına konu olacak bir takım gerekçeler üretmişlerdir. Bu konuda kendilerini destekleyecek fetvacılar da bulmuşlardır.

*

Kitlesel isyanların bir takım ferdî ve cemaatî sebepleri vardır. Ancak isyana teşebbüs eden ve onları destekleyenlerin belli özelliklere sahip insanlar olduğu da bir gerçektir. Herkes bu faaliyetlerde yer almaz. 

Mevcut durumdan rahatsız olanlar, daha iyisini isteyenler, sahip olduğu imtiyazlarını ve ayrıcalıklarını kaybedenler, büyük ümitlere kapılanlar bu tür hareketlerin potansiyel elemanları durumundadırlar. Onları harekete geçiren sebepleri de merkezî idarenin zayıflaması, etnik baskılar, yöneticilerin lüks ve israfa dalması, kontrol edilemeyen hırslar, iç ihtilâflar, dinî ve ahlâkî bağların zayıflaması gibi önemli eksikliklerdir.

Devletin yaşlanması, ekonomik bunalımlar, dış güçlerin desteği ve devletin zulmü de isyanların sebeplerinden bazılarıdır.

*

İsyanlar ve darbeler ister başarılı olsun, ister başarısız sonuçlansın, her iki halde de yetişmiş devlet adamlarının görevlerine son verilmesi, öldürülmesi ve sürgüne gönderilmesi ile sonuçlanır. Bu da idareyi zaafa uğratır. 

İsyanlar toplumun asayiş ve huzurunu bozar. Sosyal hayatı son derece olumsuz etkiler. Üretim azalır, toplumun temel ihtiyaçları karşılanmaz olur. Ekonomik bunalım ve işsizlik başgösterir. Adalet tesis edilemez; haksızlıklar ve buna bağlı mağduriyetler çoğalır. Görevlendirmelerde ehliyet yerine yandaşlık esas alınır. Adalet dağıtan kurumlar otoritenin etkisi altında kalır ve adalet yerini zulme terk eder. Ahlâk erozyona uğrar, menfaat ve taraftarlık meşrû görülmeye başlar. Bu da yeni isyanları teşvik eder. 

Bilgili ve becerikli idareciler toplumda asayiş ve adaleti sağlayarak toplumu rahatlatırken, ehliyetsiz yöneticiler yeni bunalımlara dâvetiye çıkarırlar.

*

Yüce Allah’ın “Emaneti ehline verin.” (Nisa, 4: 58.) âyeti, Peygamberimizin (asm) “İşi ehline vermezseniz kıyameti bekleyiniz” (Buhari, İlim, 2.) hadisinin, Bediüzzaman’ın “Bütün hayatımda bütün kuvvetimle âsâyişi muhafazaya çalışmışım.” (Emirdağ Lâhikası, s. 455.) demesinin önemi anlaşılmalıdır...

Okunma Sayısı: 1190
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı