"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İmam-Hatip liseleri müfredatında cihad kavramı

M. Ali KAYA
24 Ağustos 2017, Perşembe
Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı ve Millî Eğitim Bakanı’nın da onaylayarak yürürlüğe koyduğu AİHL Meslek Dersleri Öğretim Programları içerisine Fıkıh ve Hitabet dersinde “Cihad” kavramının da konması çok isabetli olmuştur.

1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu çerçevesinde “Millî, manevî, dinî ve kültürel değerlerini özümsemiş, evrensel değerlere duyarlı, sosyal ve kültürel çeşitliliği takdir eden ve saygı duyan” vatandaşların yetişmesinde “Cihad” kavramının doğru anlaşılması ve hayata tatbikinin çok büyük önemi olduğunu vurgulamak lâzım. Çünkü, öğrencilerimize nefis ve şeytanın yanı sıra vatanımıza ve milletimize zarar verecek olan maddî ve manevî her nevi düşmanla cihad etmeyi hayatın vazgeçilmez bir prensibi olarak benimsetmek gerekir. 

İmam-Hatip Lisesi 10. sınıf müfredatı içinde okutulan “Fıkıh” dersinin 4. Ünitesi olan “İbadet” bölümünde “Namaz, Zekât, Ramazan Ayı ve Oruç, Hac” ibadetlerinin yanında “Cihad” bölümünün ilâve edilerek “Cihad ile ilgili Temel Kavram ve Hükümler” ile “Mekkî ve Medenî Âyetlerde Cihad” başlıkları altında işlenecek cihad ibadeti, diğer ibadetlerin yapılmasına da büyük katkı sağlayacaktır. Zira her gün beş vakit namaz kılmak ve Ramazan ayında oruç tutmak namaz ve oruç ibadetini yapabilmek için nefisle, şeytan ile mücadele edebilmeyi öğrenmek ve çevrenin olumsuz etkilerinden kurtulabilme mücadelesinin ne büyük bir ibadet olduğunun şuurunu kazandırmak önemlidir. 

Cihad kavramının nasıl verilmesi gerektiğini izah eden “Açıklamalar” bölümünde dersin nasıl işleneceği anlatılarak öğretmenlere metot ve yöntem gösterilmiş ve “cihad kavramı anlam genişliği göz önünde bulundurularak savaş ile sınırlandırılmadan tüm boyutlarıyla ele alınacak ve günümüzde bu kavramın istismar edildiğine vurgu yapılacak; cihadın farz-ı ayn ve farz-ı kifaye olduğu durumlara değinilecektir” denilmiştir. 

Ayrıca tarihî sürece de atıfta bulunularak “siyer, megazi, cehd, mücahede, dâvet, tebliğ, irşad, emr-i maruf ve nehy-i ani’l-münker, irtidat, terör (bağy), cizye, haraç, fey, ganimet, esir kavramlarına yer verilecektir. Ayrıca İslâm’da savaş hukuku ve ahlâkı bağlamında savaşta yaşlılara, çocuklara, kadınlara, eli silâh tutmayan kişilere, mabetlere, ibadetleriyle meşgul olan din adamlarına dokunulmaması gibi ilkeler örneklerle açıklanacak; Hz. Ömer’in (ra) Kudüs, Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul ve Bosna emannamelerinden örnekler verilecektir” denilmektedir.

12. Sınıfta okutulan “Hitabet ve Meslekî Uygulama” dersinde de cihad kavramına yer verilmiştir. Birinci Ünite olan “Din Hizmetleri ve İletişim” bölümünde “Emr-i Maruf ve Nehy-i Ani’l-Münker”in cihadın bir türü olduğuna değinilerek bunun İslâmî ve meslekî sorumluluk açısından önemine vurgu yapılacaktır” denilmektedir.

İmam-Hatip Liseleri müfredatında “Cihad” konusunun bu şekilde verileceği belirtilmiştir. Tabiî bu klâsik bir cihad anlatımıdır. “Mekkî ve Medenî Âyetlerde Cihad” konusu işlenirken Peygamberimizin (asm) Mekke döneminde “Kur’ân” ile ve “Tebliğ” yoluyla cihadın önemine vurgu yapılması zarurîdir. Zira Peygamberimiz (asm) Mekke’de 13 sene Kur’ân-ı Kerîm’i tebliğ etmiş, Kur’ân okutmuş, her evi bir okul haline getirmiş, mü’minlere Kur’ân okumalarını öğretmekle ve Vahyi yazdırmakla meşgul olmuştur. Kur’ân-ı Kerîmin dörtte üçü yani, 6666 âyetten yaklaşık 4000 âyeti Mekke’de nazil olmuştur. Bu âyetler neden bahsetmektedir? İman hakikatlerinden... Zira henüz ibadete, ahkâma, muamelâta ve hukuka ait âyetler nazil olmamıştı. Peygamberimiz (asm) Mekke’de “İman dersi” veriyor ve “İman dâvâsı”nın mücadelesini yapıyordu. Bütün cihadını “İman öğretisi” üzerine bina etmişti. 

“Mekke Döneminde Cihad” ve “Mekkî Âyetlerde Cihad” konusu işlenirken mutlaka bu hususa büyük önem vermemiz gerekmektedir. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin “Risale-i Nurlar”da “Manevî Cihad” kavramı ile bu zamanın “Cihad-ı Manevî” zamanı olduğunu “maddî kılıcın kınına girdiğini” ifade etmesi ve “Dahilde cihad manevidir” demesi Peygamberimizin (asm) Mekke dönemindeki “Kur’ânla Cihadı” örnek alması ve uygulamasındandır.

Bir diğer dikkat edilecek hususların en önemlisi de “Cihad” kavramı ile “Savaş” kavramını birbirinden ayırmak olmalıdır. Çünkü Kur’ân-ı Kerîm’de cihad savaşı ifade etmez. Savaşı ifade eden kavram “Kıtal” kavramıdır. Nitekim Medine döneminde savaşı emreden âyet ile savaştan bahseden bütün âyetler “Kıtal” kökünden gelen kelimelerle ifade edilmiştir. Dolayısıyla “Cihad” kelimesi savaşı ifade etmekten çok nefisle, ilimle, kötülükle mücadeleyi, iyiliği emretme, kötülükten sakındırma, eğitim ve öğretim için gösterilecek cehd ve gayreti anlatmaktadır. İlimde içtihad yapacak seviyeye gelen bir âlime “Müctehid” denmesinin sebebi de budur. 

Savaştan bahseden âyetler “Kıtal” kelimesi ile nazil olmuştur. Savaş izni verilen ilk âyet şöyledir: “Üzine lillezîne yukatelûne bi-ennehüm zulümû!” “Kendilerine savaş açılan Müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle savaş için izin verildi.” (Hac Sûresi, 22: 39.) Daha sonra nazil olan âyetler “Savaş hukuku” ile ilgili hükümleri ihtiva etmekte ve tamamı “KTL” kökünden gelen kelimelerle ifade edilmektedir. Bu hususun vurgulanması gerekir. 

İkinci bir husus da “Savaşın zulme uğrama ve haksız yere yurtlarından çıkarılma” (Hac Sûresi, 22: 39-40.) yani “tecavüze uğrama” şartına bağlanmış olmasıdır. Yani savaş emir değil, izindir. Bu izin de ancak zulme maruz kalma ve tecavüze uğrama şartına bağlıdır. Yoksa savaşçı radikallerin ve terör örgütlerinin iddia ettiği gibi Kur’ân-ı Kerîm insanların küfründen dolayı savaşı emretmemiştir. Bu sebeple İslâm bilginleri, fakihler, yani hukukçular ve müfessirler “Savaş kâfirin küfründen dolayı değil, tecavüzünden dolayı meşrû kılınmıştır. Bu tecavüz Müslümanlardan da gelse zulme engel olmak için son çare olarak devlet başkanı istişare ile savaş kararı verebilir” demişlerdir. Nitekim Hz. Ali’nin (ra) Haricilerle ve Hz. Muaviye (ra) ile savaş kararı almasının sebebi de yine barış yolunun kapanması ve Müslümanların tecavüze uğramış olmalarıdır. 

Bu konu daha geniş ve detaylı bir şekilde “Büyük Cihad” isimli kitabımızda anlatılmıştır. Özellikle İmam-Hatip Liseleri’nde “Cihad” konusu işlenirken öğretmenlerimizin bu kitaptan istifade etmeleri şarttır. Zira yine müfredatta dikkat çekildiği gibi, terör örgütlerinin cihad kavramını istismar edeceği göz önünde bulundurularak “cihad savaş ile sınırlandırılmadan tüm boyutlarıyla ele alınacak ve günümüzde bu kavramın istismar edildiğine vurgu yapılacak” denilmiştir.

Okunma Sayısı: 3299
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı