Dünyada tekâmül kanunu var.
“Eski hal muhal!”
Hal böyle olunca padişahlık, millî şef dönemleri geride kaldı.
Yeniden gelmesi muhal...
**
Sual:
“Sultan Abdülhamid gibi bir padişah daha gelmeyecek midir?”
Cevap:
“Acaba sizin şu siyah çadırınız parça parça edilip yandırılırsa havaya savrulursa o külden yeniden çadır edip içinde oturmak kâbil midir?” (Eski Said Dönemi Eserleri, 2013, Münâzarât, s. 233.)
**
“Neden gelmesin?”
“Beşinci hakikat: Zaman-ı sabıkta revâbıt-ı içtimâ ve levazım-ı taayyüş ve fevaid-i medeniyet o kadar tekessür ve teşaub etmediğinden, bazı kalil adamların fikri, devletin idaresine yarı kâfi gibi idi. Amma bu zamanda revabıt-ı içtima o kadar tekessür etmiş ve levazım-ı taayyüş o derece taaddüt etmiş ve semerat-ı medeniyet o kadar tefennün etmiş ki, ancak yalnız kalb-i millet hükmünde olan meclis-i meb’usan ve fikr-i ümmet makamında olan meşveret-i şer’î ve seyf ve kuvvet-i medeniyet menzilinde bulunan hürriyet-i efkâr o devleti taşıyabilir ve idare ve terbiye edebilir. Bu hakikate misâl, eski hükûmet-i müstebide, yeni hükûmet-i meşrûtadır. (Eski Said Dönemi Eserleri, 2013, Divan-ı Harb-i Örfi, s. 179.)
**
- Abdülhamid’e özenen ve halife olmak isteyenler olmaz mı?
- Elbette olur. Fırsat eline geçerse yapmaya çalışır; başarabilir de; lâkin fıtrat kanunlarına uygun davranmadığı için ülkeye ve millete ancak zarar verir.
- Neden?
- Çünkü: “Hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede bir çığır açan, eğer kâinattaki kanun-u fıtrata muvafık hareket etmezse, hayırlı işlerde ve terakkîde muvaffak olamaz. Bütün hareketi şer ve tahrip hesabına geçer.” (Lem’alar, 2013, s. 409.)
**
Sonuç:
Parlamenter sistemi by-pass eden hiçbir yasa ve sistem topluma barış, huzur ve refah getirmez. Baskı ve istibdat arttıkça memnuniyetsizlik o derece artar. Hürriyetin olmadığı yerde insanlık terakki etmez. Demokrasiye geçen ülkelerin gelişmesi, müstebid idarelerin bulunduğu ülkelerin üçüncü dünya ülkesi olması bunun ispatıdır.