"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AB eğitim kriterleri ile mevcut eğitim sistemimizin karşılaştırılması - 3

M. Fahri UTKAN
04 Mayıs 2017, Perşembe
Avrupa Birliği’nin eğitim konusundaki en büyük hedeflerinden biri ‘BİLGİ AVRUPA’SI PROJESİ’ üzerinde bir çalışmamızın devamı olan bu yazımızla konumuzu tamamlıyoruz, inşallah.

•“Öğrenciler, bireysel benliklerine, kişisel varlıklarına yabancılaşmadan toplumsallaşmalıdırlar. Toplum içinde dışlamadan ve dışlanmadan yaşamanın ve yaşatmanın tadına varmalıdır. Dayanışmanın gerektirdiği özveri ile çağın dayattığı yarışma için gerekli özgüveni bütünleştirebilmelidirler. Ezberci değil, sentezci olmalıdırlar. İletişim yeteneklerini geliştirmelidirler. Yani, bildiklerini, duyduklarını, düşündüklerini; yazıyla, sözle, sesle, çizgiyle, renkle, sayıyla anlatabilmeli ve aktarabilmelidirler. Ayrıca, çoğulcu, demokratik ve laik bir toplum düzeni için hoşgörü, yeniyi benimseme yetisi, yanıldıklarını düzeltmeye yatkınlık zorunludur. Bunları öğrenebilmek için de gülmeyi bilmek gerekir. Öğrenciler, yaşları ve çağdaş evrensel kültürün gereği olarak eleştiriye yatkındırlar. Bu nitelikleri budanmamalı, hatta aşılanmalıdır. Öğrenciler, özeleştiriyi de kapsayan süzülmüş bir mizah anlayışına erişmelidirler. Sorunlarını, dile düşürmeden dile getirmeyi öğrenebilmelidirler. Her türlü sorunlarını anlatmayı, başkalarının sorunlarını da anlayışla karşılamayı öğrenebilmelidirler.” (Ali Baykal, 1995 yılı 4.Ulusal Kalite Kongresinde ‘Okul Tasarımında Eğitim Teknolojisinin Yeri‘ adlı tebliğinden) 

Eski Bakanlardan M. Tınaz Titiz 1995 yılında 4. Ulusal Kalite Kongresi’ne katılmış ve “Eğitimde KAISEN” adlı bir tebliğ sunarak çok değişik fikirler açıklamıştır. Onlardan bazılarını konumuzla ilgili olarak şu şekilde alabiliriz; 

- Bütün çocukların (ve büyüklerin) önlerine, ihtiyaç duydukları bilgileri edinebilecekleri kaynakları açalım ve o kaynaklara erişmelerini engelleyecek engelleri kaldıralım. Göreceğiz ki çok değişik nitelikli çocuklar (insanlar) yetişmeye başlayacaktır… Bu işin ilk adımı “ezbere hayır” olmalıdır. Çocuklarımızın tek ihtiyacı, öğrenmeyi öğrenmek ve doğru düşünmektir. Ezber, bir ‘Mental Soykırım’dır. Kafası kalıplarla doldurulmuş çocuklarımız, hergün yeni kalıpların, yeni kalıp üreticisi kurtarıcıların peşinde koşmaktadır. (Bundan insanlar kurtarılmalıdır.).  

- Toplumun ortak çıkarları, insanlara kendi bedenlerini tanımayı, kendine ve başkalarına (ve de hiçbir şeye) zarar vermemeyi, yani yüksek ahlâkı ve nihayet, kendinin ve toplumun belirleyici hayat çizgisinin gerektirdiği bilgi-beceri-tutum ve davranışları kazanabilmesi için ÖĞRENMEYİ ÖĞRENME becerisini kazanmayı gerektirir. Ortak çıkarların belirleyeceği (demokratik) eğitimin çerçevesi budur (olmalıdır).

- Eğitim işlerini yürütmek “durumunda” olan görevlilerin, her ihtiyacı, eğitim programlarını şişirerek karşılamaya kalkışmak ve böylece durgun, üreticiliği bastırılmış çocuk ve gençler yetiştirmek yerine, bu ihtiyaçların temel modüllerinin neler olduğunu –ki bunlar bellidir- araştırmaları ve müfredat programlarını buna göre tasarlamaları gerekir.  

- Mevcut eğitim hayatımız içinden, hayalî bir enjektörle bazı “zararlı maddeleri” çekip, onların yerine “faydalı maddeler” enjekte edebilirsek, her defasında biraz daha düzelen bir eğitim sistemi ortaya çıkacaktır. Hele bu sürekli gelişme (yani KAISEN), sistemin bir ‘huyu’ haline getirilebilirse yani, öğrenciler, öğretmenler, veliler, eğitim yöneticileri sürekli olarak kafa yorarlar ve sistemin içinden çekilmesi gereken yeni “zararlı maddeleri” belirleyip, onların yerine konulacak “faydalı maddeleri” bulabilirse böylece, “öğrenen kurum” denilebilecek bir yapıya erişilmiş olacaktır. 

Görüldüğü gibi, hem Ali Baykal hem de M. T. Titiz aynı konuda hem fikirler. Öğrencilerin ezberci olarak değil, sentezci ve öğrenmeye açık fertler olarak yetiştirilmesi gerektiğidir.

Yüzyılı yönetecek ve yönlendirecek şahısların eğitim sonunda hangi özellikleri taşımaları gerektiğini de bir araştırmacı şöyle tesbit etmiştir:

“Ulusal ve evrensel değerlere sahip, yüksek güdülü girişimci, özgüvenli, kişisel kaliteleri yüksek, kendini gerçekleştirmeye adayan, öğrenmeye istekli, bilgiye erişebilen, takım çalışması anlayışına açık, esnek, hızlı, verimli ve tüm yönleriyle bitmiş iş için çalışan, analitik düşünen, problem çözme ve karar verme becerileri gelişmiş, sürekli gelişimi yaşam biçimi haline getirmiş olmalıdırlar.” (Lale Ünaldı, 1995 yılı 4.Ulusal Kalite Kongresi’nde  ‘Eğitimde Toplam Kalite – Vazgeçilmez İki Olgu’ adlı tebliğinden). 

Bütün bu özelliklerin çoğunluğu da bence demokratik bir eğitim sonucu elde edilebilir. (F. U.)

- Demokratik bir eğitim sürecinde, eğitilecek kişi, alacağı-göreceği eğitime, maddî ve manevî ihtiyaçları oluşturan bilgi, beceri, tutum ve davranışları kazandırabilecek şekilde olmasına kendi karar vermeli ve ona göre seçebilmelidir. 

- Zararlı ve faydalı maddeler tesbit edilirken iki noktaya dikkat edilmelidir;1 Eğitim hayatının taraflarının (öğrenci, veli, öğretmen, yönetici v.b.) olabildiğince geniş bir kısmı “zararlı ve faydalı maddeler” üzerinde uzlaşmalıdır. 2 Tesbit edilecek “zararlı ve faydalı maddeler”, başka maddelerin türevleri olmamalıdır.

- İnsanın istidatları hayvanların aksine sınırsızdır; emellerine, arzularına, tasavvurlarına, fikirlerine yaratılıştan Allah tarafından üç kuvve/duygu verilmiş ve fakat bunlara bir “Had/Sınır” konulmamıştır. (İşaratu’l-İcaz, 24.) İnsanda olan bu üç kuvvenin eğitim konusunda nasıl olması gerektiği açıklanabilir. Her üç kuvveyi/duyguyu aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz.

- Kuvve-i akliye, akıl kuvveti. 

Mertebeleri: Tefrit mertebesi, Gabavet/Ahmaklık: Hakkı ve bâtılı bilmemek, birbirinden ayıramamak. İfrat mertebesi, Cerbeze: Hakkı bâtıl, bâtılı hak gösterecek şekilde zekâ sahibi. Vasat mertebesi ise hikmettir; Hakkı hak, bâtılı bâtıl bilip, anlayabilme ve kabul edip uygulayabilme yeteneği. Konumuzla ilgili olarak; hikmetle düşünen bir öğrenci, ben niye buradayım (okulda), beni kim niçin buraya gönderdi, burada ne yapmalı, nasıl davranmalıyım? gibi sorularla okuldaki görevini anlar ve ona göre çalışarak başarılı olur. Bir öğretmen ise, yine hikmetle düşündüğünde, gerçek görevinin gereği olarak öğrencilere karşı mesafeli ve demokratik bir şekilde davranarak yetiştirmeye çalışır. 

- Kuvve-i şeheviye, şehvet kuvvet/duygusu. Mertebeleri; Tefrit mertebesi, Humud; Yeme, içme, konuşma namus vb. gibi hususlarda hiç iştihası olmaması. İfrat mertebesi, Fucûr; Yukardaki saydığımız hususlarda ifrat/aşırı hareketlerde bulunmak. Vasat mertebesi, İffet; Helâli isteyip haramdan kaçmak, gereksiz konuşmayıp gerektiğinde ve yerinde konuşmak, yemek, içmek vs.. böylece iffetli bir öğrenci, gereksiz konuşmalarla ne sınıfın ne de öğretmenin huzurunu bozar. Sonuçta eğitimi de engellememiş olur.

- Kuvve-i gadabiyye, gadap/hissi. Mertebeleri: Tefrit mertebesi, cebanettir; Her şeyden korkar, istibdat, tahakküm ve zulümlerin oluşmasına sebep olur. İfrat mertebesi, tehevvürdür; İnsanın maddî ve manevî hiçbir şeyden korkmaması. Vasat mertebesi, şecaattir; İnsan maddî ve manevî hukuku, hakları için kahramancasına davranması, meşrû-hukukî olmayan şeylere de karışmamasıdır. Bu özellikte bir öğrenci, her türlü nizam ve yönetmeliklere uyduğu gibi, şahsî, vicdanî ve hukukî haklarını da sonuna kadar savunur ve savunulmasını da destekler. Öğretmen ise, aynı şekilde hem idareye hem de öğrencilere karşı şecaatli davrandığı takdirde demokratik bir eğitimin temelini atmış olur.

SONUÇ:

Demokratik bir eğitim için söyleyeceğimiz son söz şu olabilir: “Vicdanın ziyası ulum-u diniyedir. Aklın nuru fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla talebenin himmeti pervaz eder. Ayrıldıkları vakit, birincisinden taassup, ikincisinden hile ve şüphe tevellüd eder.” (B. S. Nursî, Münâzarât, s. 127.)

Okunma Sayısı: 2009
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı