"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Devletin eğitim politikası ve mevcut eğitim sistemimiz (2)

M. Fahri UTKAN
03 Kasım 2016, Perşembe
Geçen yazımızdaki konuya farklı tesbitlerimizle devam edelim...

9. Eğitimde hür düşünceyi değil, kaba kuvvetin, dogmaların öğretilmesi esas alındı. (Bunlar anayasaya da yerleştirilmiştir. Yani, Türk vatandaşının hangi şeye inanacağı, nasıl giyineceği bile belirtilmiştir.) Özden ziyade, şekle, görünüşe önem verilmiştir. 

10. Sokrat bile, öğrencilerinin sorularına bir takım basmakalıp cevaplar vermek yerine, onlara karşı-sorular yönelterek, gerçeği kendi kendilerine bulmalarını isterdi. (a.g.e. s. 11) Atinalılar, gençlere hür fikir aşılayan Sokrat’ı öldürmüşlerdi. Romalılar için de halkın dinî inançlarının ne olduğu değil, devletin itibarı önemliydi! 

11. Eğitim sistemimiz, çağlar öncesinin hastalıklarıyla malûl! Bu hastalıklardan kurtararak, “hür, çok sesli, çağdaş, modern, akılcı” bir eğitim sistemi yerleştirilmezse, problemler devam eder. Halkın inancı nazar-ı itibara alınmazsa, devletin itibarını da korumak imkânsızdır.” 

12. Eğitim sistemimiz ezbercidir.

13. Eğitim sistemimiz din ve vicdan hürriyetine izin vermemektedir. Sırf dini inancından dolayı başörtüsü takan öğrenciler okullarına sokulmamakta, (Şu anda kısmî bir serbestlik vardır.) memurlar, öğretmenler, öğretim üyeleri, hâkimler, savcılar, avukatlar vazifelerinden alınmaktadır. Sırf eşi başörtülü diye insanlar işlerinde ihtarlar almakta veya işlerinden atılmaktadırlar. Şu anda bu aşılmış durumdadır.

14. Türkiye’de eğitimin düştüğü halleri B. S. Çiftçi şöyle sınıflamış:

•“Eğitim ‘I’ hali ile tam bir istibdat halini yaşıyor. Okullar Bakanlık tarafından, öğretmenler idareciler tarafından, öğrenciler hem öğretmenleri hem de velileri tarafından istibdat altında tutuluyor. Ders kitapları yazanlar, TTK (Talim Terbiye Kurulu) tarafından gözetleniyor, Bakanlık da başka (!) birileri tarafından baskı altında. 

• Eğitimin ‘e’ halinde ise el etek öpme modası, gemisini yürüten kaptan halleri, çalışanların cezalandırılması durumları görülmekte. 

• Eğitimin “de” halinde ise, toplantıların sayısı belli değil, atılan nutukların muhtevası hep aynı, (atılım, 20-30 yıl sonraki hedefler gibi.) 

• Eğitimin “den” hali ise tam bir garabet. Öğretmenler derslerini rivayetlerle anlatıyor. (suç oluşturmaması için)

• Eğitimin “yalın” haline gelirsek, aslında olması gereken olan yalın haline hiçbir zaman bırakılmıyor eğitimimiz. Çünkü eğitimi kendi haline (yalın haline) bıraksanız ya irticaya ya da solculuğa bulaşıyor (!)… Gerçekte eğitim yalın hali fıtrî halidir. Hiçbir baskının olmadığı demokratik eğitim sistemidir. Yalın hali, bilimsel ve gerçekçi halidir. Ülke gerçeklerine, insanımızın gerçeklerine uygun halidir. Doğma değil, akıl dolu, ithal değil yerli malıdır. Eğitim yalın haline dönmedikçe insanlarımız da yalın olamıyor. Yalın olmayınca insanlar ‘politik’ oluyor, ‘net’ olmuyor.” (Yeni Asya,19.02.2001.)    Devam edecek...

Okunma Sayısı: 1428
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı