"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dini Allah’a has kılmak

M. Fahri UTKAN
01 Ekim 2016, Cumartesi
Bir dine inanan, o dinin kurallarına uymak zorundadır.

Bizler, bizi cansız madde olarak değil, insan olarak yaratan, bitki ve hayvan olarak değil yine insan ve özellikle şu anda da inanan bir insan olarak yaratıp, hayat geçirmemizi sağlayan Allah’a, dinimizin/İslâmiyet’in kurallarını O’na has kılarak yaşamak gerektiği açıkça görülüyor.

‘Dini Allah’a has kılmak’, ibadetlerimizi, Allah emrettiği için yapmaktır. 

Bu kâinatı/âlemi yaratan, dünyayı insanların yaşamasına uygun hale getiren ve insanların bu dünyada nasıl veya neye göre yaşamalarını peygamberleri (as) vasıtasıyla bildiren Allah’ın kendisine has kılarak gönderdiği dini/İslâmiyet’i yaşamaktır. 

Peki, bu nasıl olacak? 

Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerîm’inde, “Şeytana ve putlara kulluk etmekten kaçınıp, Allah’a yönelenlere, onlara, müjde vardır. Dinleyip de, en güzel söze uyan kullarımı müjdele. İşte Allah’ın doğru yola eriştirdiği onlardır. İşte onlar akıl sahipleridir” buyuruyor. 1

Başka bir âyette belirtildiği gibi; “İnsan bu dünyaya, Allah’a inanıp, ibadet etmek için gönderilmiştir.” Allah’a, varlığına inanmak ilk yapılması gereken görev olmakta, sonrasında da bunun şükrünü yerine getirmek için ibadet gelmektedir. 

Peki, ibadet kime ve nasıl olacaktır?

Aşağıda sıraladığımız bazı âyet-i kerimelerde bunlar bir miktar ifade edilmiş. “Biz sana Kitabı (Kur’ân’ı) gerçekle indirdik. Öyle ise dini Allah için has kılarak O’na kulluk et. Dikkat edin, halis din Allah’ındır; O’nu bırakıp da putlardan dostlar edinenler: ‘Onlara, bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz” derler. Doğrusu Allah ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Allah şüphesiz yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola eriştirmez.”2 

 Cenâb-ı Hak aynı zamanda; “Ey inananlar! İnkârcılar/Kâfirler istemese de, siz dini yalnız Allah’a has kılarak O’na ibadet edin”3 buyuruyor.

Bir şeyi başka bir şeye/kimseye has kılmak, sözlüklerde şu şekilde anlamdırılmıştır: “Bir şeye veya bir kimseye ayrılmış ve onun için belirlenmiş olup, başkalarına ait olmayan, mahsus, özel, has, aynı zamanda, halis, hilesiz ve iyi cins anlamına da gelir.  

Peki din, Allah’a has kılınmadığı takdirde, başka neye, nelere, kime, kimlere has kılınırsa ne olur?

“Tağut’a  kulluk etmekten kaçınıp, Allah’a yönelenlere, onlara, müjde vardır. Dinleyip de, en güzel söze uyan kullarımı müjdele. İşte Allah’ın doğru yola eriştirdiği onlardır. İşte onlar akıl sahipleridir.”4 denilmiştir.

Peki din, Allah’a has kılarak değil de başka kişi ve şeylere yani, tağutlara kulluk ediliyor mu? 

Tağut, İslâm’ın dışında, ama İslâm’a alternatif olarak uydurulmuş, insanları heva ve heveslerine taptırmak için icat edilmiş her türlü hayat biçimi, bütün doktrinler, ideolojiler ve hayat felsefeleri olduğuna göre; tağut’a kulluk edilir, onlara göre amel edilirse ne olur? 

Tağut’a kulluk, Allah’ın haricinde her şeye perestiş edilmesi, insanlarca kutsal sayılan şeylerin faniliğinin görülüp, (Samed aynası olan) kalplerde onlara yer verilmemesi ve onlarla irtibatın kesilmesidir. 

İnsanlardaki yaratıcı anlayışında diğer bir yanılgı da, şudur; “İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman O’na (Allah’a) yönelerek Rabbine duâ eder. Sonra kendisine (Allah) tarafından bir nimet lütfettiği zaman önceden O’na duâ ettiği hali unutur ve yolundan saptırmak için Allah’a ortaklar koşmaya başlar.”5  

Pekâlâ, insan Tağut’a kulluk edince ne olur?

Bunun sonucunun ne olacağını Cenâb-ı Hak, şöyle cevaplıyor: “And olsun, eğer Allah’a ortak koşarsan işlerin/amellerin şüphesiz boşa gider ve elbette hüsranda kalanlardan olursun.”6  

Dini Allah’a has kılmanın diğer bir anlamı da, dini ihlâsla, sırf Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla yaşamak olmalıdır. Allah’ın rızasından başka bir hikmet ve bir fayda düşünerek din kuralları yaşanırsa, bu has, halis, ihlâslı bir dini yaşamak olmaz denebilir. Meselâ, ticarî kazanç, kariyer yükselmesi, güzel ve zengin bir eş v.s. hikmet ve faydalar için insan dinini yaşarsa, bu elbette, Dini Allah’a Has kılmak olmaz.

O halde Allah’ın mülkünde sanki kendi mülkümüzmüş gibi yaşamak için dinimizi Allah’a has kılarak ve İslâmiyet’i doğru olarak yaşamamız gerekiyor.

Dipnotlar: 1- Zümer Sûresi 17-18. 2- Maide, 48. 3- Mü’min Sûresi, 14. 4- Zümer Sûresi, 17. 5- Zümer Sûresi, 6- Zümer Sûresi, 65.

Okunma Sayısı: 6692
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı