"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İttihad-ı İslâm üzerine...

M. Fahri UTKAN
01 Temmuz 2018, Pazar 00:19
Üstad ‘Seda-i Hakikat’ adlı makalesinde; “Bu zamanın en büyük farz vazifesi ittihad-ı İslâm’dır.”1 dedikten sonra ittihadın hedef ve maksadının ise, birbirinden uzaklaşmış, ayrılmış İslâm devletlerini, kavimlerini birbirine bağlayacak nuranî silsileyi harekete getirerek, vicdanlarda bir şevk oluşturmakla olacağını söylüyor ve “Bu ittihadın meşrebi muhabbettir” dedikten sonra da husûmetin, düşmanlığın ise cehalet, zaruret, nifak ve ayrılıklara yapılması gerektiğini söylüyor.

İttihad-ı İslâmı başka bir yerde ise şu şekilde tarif ediyor: “İttihad-ı İslâm, şarktan garba, cenuptan şimale mümted bir meclis-i nurânîdir ki, el’an üç yüz milyondan fazla bulunur ki, gafletinden nâşi gayr-i meş’ur bir surete girmiş olan bir rabıta-i metîn ile birbiriyle merbutturlar. Misak-ı ezeliye ile, peyman ve yeminimiz olan iman ile o cemiyete dâhil olmuşuz. Ehl-i tevhidiz, ittihada memuruz. Şu cemiyetin şubeleri bütün mesacid ve medaris ve tekâyâ ve zevâyâdır. Ve şu cemiyetin reisi resul-i ekremdir (asm), kanun-i esasîsi Kur’ân-ı Azîmüşşan’dır.” (ESDE: Rumuz, s. 514)

Kur’ân-ı Kerîm’de de; “Mü’minler kardeştir; siz de kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki rahmete erişesiniz.”2 denilmektedir.

İslâm Birliği, bütün Müslümanları ilgilendirmesi gereken önemli bir konudur. Çünkü bu, sadece siyasî bir konu değildir. Bu birlik-ittihad, yalnız iki mü’min ile değil bütün İslâm âlemi arasındaki imanî kardeşlik bağlarıyla irtibat ve tesanütlerini kapsamalıdır. Bunu Üstad Said Nursî şu şekilde formülleştiriyor: “Azametli bahtsız bir kıt’anın, şanlı tali’siz bir devletin, değerli sahibsiz bir kavmin reçetesi; ittihad-ı İslâmdır.”3

Bu irtibat, tesanüt ve din kardeşliğinden gelen büyük birlik ve kuvvetle, dinimiz, milletimiz, vatanımız her türlü tehlike ve her çeşit düşmanlardan muhafaza edilir ve genel bir barışa vesile olur. Bunun içindir ki, bu kuvvetin karşısında dayanamayan düşmanlar, bu birliğin dağılıp parçalanması için çeşit çeşit hile ve plânlar hazırlayıp uygulamaya çalışırlar. Bunların plan ve ifsatlarına karşı uyanık olup, dinimizin üzerinde durduğu İslâm kardeşliğinin mana ve mahiyetini öğrenip gereğini yapmamız gerekir.

Kur’ân’da Enfal Sûresi 73. âyetinde (İnkâr edenler birbirlerinin dostlarıdır. Eğer siz aranızda dost olmazsanız yeryüzünde kargaşalık, fitne ve büyük bozgun çıkar) buyurularak Müslümanlar arasında yardımlaşma olmazsa büyük fesatların-karışıklıkların- ortaya çıkacağına dikkat çekilmektedir. İslâmiyet yardımlaşmayı sonuçlandıracak önemli görev ve prensipler getirmiştir.

Bu yardımlaşmayı anlatan Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri diyor ki, “Hakikî milliyetimizin esası, ruhu ise İslâmiyet’tir. Ve hilâfet-i Osmaniye ve Türk Ordusu’nun o milliyete bayraktarlığı itibariyle, o İslâmiyet milliyetinin sadefi ve kal’ası hükmünde Arab ve Türk hakikî iki kardeş, o kal’a-i kudsiyenin nöbettarlarıdırlar. İşte bu kudsî milliyetin rabıtasıyla, umum ehl-i İslâm bir tek aşiret hükmüne geçiyor. Aşiretin efradı gibi İslâm taifeleri de, birbirine uhuvvet-i İslâmiye ile mürtebit ve alâkadar olur. Birbirine manen, lüzum olsa maddeten yardım eder. Güya bütün İslâm taifeleri bir silsile-i nuraniye ile birbirine bağlıdır.” 4

Yine, Üstad Bediüzzaman Hazretleri 1909 senesinde neşrettiği bir makalesinde, “Bu zamanın en büyük farz vazifesi, ittihad-ı İslâmdır. İttihadın hedef ve maksadı; o kadar uzun, münşaib ve muhit ve merakiz ve meabid-i İslâmiyeyi birbirine rabtettiren bir silsile-i nuranîyi ihtizaza getirmekle, onunla merbut olanları ikaz ve tarîk-i terakkiye bir hâhiş ve emr-i vicdanî ile sevketmektir.” 5 demiştir.

Burada İslâm birliğinin oluşması için anlaşılması gereken birkaç konu öne çıkıyor: Birincisi, Müslümanların birlik içinde olması farz mesabesinde bir konu olmalıdır. İkincisi, İslâm milliyetini esas almak ve ayrılık sebebi olan menfi ırkçılığı bırakmaktır. 

Kur’ân’ın hükümleri etrafında birleşen İslâm devletleri, Üstad Said Nursî’nin isimlendirmesiyle “Cemahir-i Müttefika-i İslâmiye”yi, yani, “Birleşik İslâm Devletleri”ni meydana getirirler.

Bediüzzaman Hazretleri başka bir eserinde de şûrânın lüzumunu belirtirken şöyle der: “Müslümanların hayat-ı içtimaiye-i İslâmiye’deki saadetlerinin anahtarı, meşveret-i şer’iyedir. “Ve emruhum şura beynehum” 6 âyet-i kerimesi, şûrâyı esas olarak emrediyor. Evet, nasıl ki nev’-i beşerdeki “telâhuk-u efkâr” (fikirlerin birleşmesi) unvanı altında asırlar ve zamanların tarih vasıtasıyla birbiriyle meşvereti, bütün beşeriyetin terakkiyatı ve fünununun esası olduğu gibi; en büyük kıt’a olan Asya’nın en geri kalmasının bir sebebi, o şûrâ-yı hakikiyeyi yapmamasıdır.”7

İslâm birliğinin oluşması için gerekli olan dördüncü şart ise: İslâm birliğinin dayanacağı noktalarından dinî grup ve cemaatler, dinin kurallarını ve uyulması zorunlu hükümlerini temel alıp, detay konular dolayısıyla ayrılık taraftarı olmamalıdır. Bu konuyu ısrarla açıklayan Üstad Said Nursî, bazı sorulara verdiği cevabında konuyu İslâm’ın ana konularındaki ittifaka bağlar. 

Son söz olarak yine Üstad Bediüzzaman bizlere şöyle ders veriyor: “Ey ehl-i iman! Zillet içinde esaret altına girmemek isterseniz, aklınızı başınıza alınız! İhtilâfınızdan istifade eden zalimlere karşı innemel mu’minune ihvetun kal’a-i kudsiyesi içine giriniz; tahassun ediniz (sığınınız). Yoksa ne hayatınızı muhafaza ve ne de hukukunuzu müdafaa edebilirsiniz. Malûmdur ki; iki kahraman birbiriyle boğuşurken; bir çocuk, ikisini de dövebilir. Bir mizanda iki dağ birbirine karşı muvazenede bulunsa; bir küçük taş, muvazenelerini bozup onlarla oynayabilir; birini yukarı, birini aşağı indirir.”

Dipnotlar:

1- ESDE. 67.

2- Hucurat, 10. 

3- Mektubat, s.55.

4- Hutbe-i Şamiye, s.54.

5- Age, 90.

6- Şûrâ, 38. 

7- Hutbe-i Şamiye, s.60

Okunma Sayısı: 7341
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mehmet çaloğlu

    1.7.2018 15:50:40

    tebrikler Fahri hocam. ittihadı islamı doğru anlayıp uygulama gayretinde olanlara selam olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı