"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İzmit Baç Camii ve asırlık çınar

M. Fahri UTKAN
15 Ocak 2017, Pazar
Kurucusu adına izafeten “Urgancı Ahmet Çelebi Camii” adı ile anılan mahallemizin camisinde bir öğlen namazı sonrası kardeşlerden Sıtkı ile camiden çıktık. Bahçesindeki asırlık çınar ağacına bakıp bana ‘Kim bilir bu çınar nelere şahitlik etmiştir?’ dedi.

Namaz sonrası arkadaşla yaptığımız kısa bir konuşmadan sonra benim de aklıma, 50 yılı aşkın bizzat yanında, altında, gölgesinde oturduğum bu asırlık çınar ağacıyla konuşmak, nelere şahit olduğunu sormak geldi.

“Ağaç hiç konuşur mu?” dediğinizi duyar gibiyim. Ben de öyle düşünürdüm, fakat 29. Lem’a’da gördüğüm şu ifadeden sonra ben inandım, ağacın konuşabileceğine.

 “..İmanlı bakışla bütün cisimler, özellikle de hayattar olanlar, birbirine ünsiyetli oldukları görülür. Ve her bir cismin-cirmin lisan-ı hali ile Hâlık’ına tesbihat yapmakta olduğunu gösterir. İşte bu itibarla bütün ecramın (bahsimize konu olan asırlık çınar da dâhil olmak üzere) kendilerine göre bir nevi hayat ve ruhları vardır.” …. “Cenâb-ı Hakk’ın zişuur ibadından (kullarından, mahlûklarından) başka, O’nun nuruyla, O’nun hesabıyla taşı da, ağacı da birer mûnis arkadaş hükmüne geçer, lisan-ı hali ile bizimle konuşabilirler ve eğlendirirler.”  

Ve “İnsan fıtrî bir medeniyete sahip olduğundan cihat-ı sitede (altı yön) bulunan mahlûkatla alâkadar..” olmak hasebiyle, mahalle camiimizin bahçesinde bulunan asırlık çınar ağacına şimdiye kadar yaşadıklarını, gördüklerini, şahit olduklarını sormak amacıyla, yine bir namaz sonrası camide çıkıp konuşmak istedim.

Ağaca ilk sorum, “ne zaman dikildin acaba” diye olunca; “Tam olarak hatırlamamakla birlikte 1870’li yıllarda Nalbant Ali Ağa tarafından dikildiğim söylenmektedir” dedi.

Peki, bu cami ne zaman ve kim tarafından yapıldı diye sorduğumda, Çınar ağacı şu bilgiyi verdi:

-İzmit İlçesi merkezinde, Cedit Mahallesi ve Turan Güneş Caddesi’nde bulunmakta olan caminin mülkiyeti Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne aittir. 1920’li yılların başında hazırlanan şehir haritalarında cami, kareye yakın dikdörtgen planlı olarak gösterildiğinden, 19. Yüzyılın başında inşa edildiği söylenebilir. 1928-1929’da yanan ahşap caminin yerine 1933 yılında Urgancı Ahmet Çelebi tarafından yeniden yapılıp aynı yıl ibadete açılmıştır. 1954 yılında arka cemaat kısmı eklenmiştir. 1971 yılında yan taraf ekleri yapılmıştır. Adapazarı depreminde duvarlarında ufak çatlaklar oluşmuştur. 17 Ağustos 1999 depreminde duvarlarında yine çatlaklar oluşmuştur. Tamir edilip ibadete açılmıştır. Aynı depremde minaresi ağır hasar gördüğü için yıkılarak yerine yenisi tekrar yapılmıştır. Caminin müştemilatı şadırvan, lojman, Kur’ân kursu, gasilhane ve bahçeden ibarettir. Toplam kullanım alanı 450 m2’dir. Dış duvarları taş, kubbesi kargir ağaçtan yapılmıştır. Cemaat kapasitesi 800 kişi olup bu sayı Cuma günleri bahçedeki namaz kılma imkânı ile 1000 kişiyi bulmaktadır. 

-Ama bu camiye Baç/Çınarlı Camii deniyor, buna ne dersin?

- Benim varlığımdan dolayı cami ve bu semt ÇINARLI ismi ile anılmaktadır.

- Niye Baç denmektedir?

- Cami yakınında eski şehrin doğu kapısı bulunduğundan doğudan gelen kervanlardan burada bir nevi gümrük vergisi (rüsum-baç) alındığından mahalle ve camii bu isim ile anılmıştır. (Baç semti ve Baç Camii)

- Şimdiye kadar nelere şahit oldun asırlık çınar ağacı?

- Şahit olduklarım kitaplara sığmaz. Ama aklımda kalan, şimdiye kadar binlerce defa okunan ezanlar, yanı başımda kılınan namazlar, namaz sonrası altımda, etrafımda insanların sohbetler etmesi, çay-kahve içmeleri vb. olaylar.

-Peki 27 Mayıs ve 28 Şubat tarihlerini hatırlıyor musun?

- Hatırlamaz olur muyum. O günlerin ertesinde yaşadığım yalnızlık, insansızlıkları unutmam mümkün mü? Keşke olmasaydı diyeceğim, ama olmuşlara keşke denmeyeceğini bilirim.

- Peki hayret ettiğin bazı haller var mı?

- Olmaz mı? Günde 5 vakit ezan okunan ezanı duyup ta etrafımda hiç etkilenmeyenleri gördükçe ben ağaçlığımdam utanıyorum, ama o insanlar ne yazık ki bunun farkında değiller.

- Bu kısa sohbetten dolayı teşekkür ederim.

- Ben teşekkür ederim, bir canlı olarak görüp beni hayalen de olsa konuşturduğun için.

Okunma Sayısı: 4658
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı