Müsbet hareket, lügat anlamı olarak, delilli, doğruluğu anlaşılmış, ispatlanmış, sağlam, kavî, menfî olmayan, pozitif, olumlu hareket diye manalandırılabilir.
Bu kadar farklı anlamlar verildiği için bu yazımızda ‘müsbet hareket’e biraz farklı açıdan bakmaya çalışacağım.
Bilindiği gibi mikro âlem denen Planck uzayında ve makro âlem denilen kozmik uzayda (semavatta), büyük ve muhteşem bir intizam, nizam, ölçü ve uygunluk vardır, ispatlanmıştır.
Bu âlemlerin her birinde devamlı, hiç durmamacasına bir hareket vardır. Bu hareketlerin sonucunda mikro âlemde, atom, madde ve cisimler oluşuyor. Kozmik uzaydaki parçaların da (yıldızlar, dünya, güneş, ay vs.) hareketleri sonucunda da gezegen sistemleri, galaksiler, gök adalar vs. meydana geliyor ve büyük bir uyum halinde hayatlarını sürdürüyorlar.
Bütün bu küllî veya cüz’î sistemleri meydana getiren parçaların müsbet (uygun ve birbirine uyumlu) hareketleri olmasaydı, sistem, atom, madde veya cisim denen oluşumlar olmazdı.
Bunların yaptıkları, gerek kendi etraflarında, gerek bağlı olduğu sistem içinde dönüşleri (hareketleri) menfî tarzda olsaydı hiçbirini (atom, madde, Güneş sistemi, galaksi v.s.) göremezdik. O varlıklara bir isimlendirme yapamazdık.
Risale-i Nur’da, Güneş sistemindeki bu müsbet hareket ve müsbet sonuç, o kadar vecîz bir şekilde belirtilmiştir ki, insan hayretini gizleyemez duruma düşüyor; “Sâni-i Hakîm, işlerine esbâb-ı zâhiriyeyi perde ettiğinden, câzibe-i umumiye nâmında bir kanun-u İlâhîsiyle, sapan taşları gibi, seyyâreleri Güneşle bağlamış ve o câzibe ile muhtelif, fakat muntazam hareketle o seyyâreleri daire-i hikmetinde döndürüyor ve o câzibeyi tevlid (çekim kuvvetini oluşturmak) için, Güneşin kendi merkezinde hareketini (bir bakıma, müsbet hareketini) zahirî bir sebep etmiş. Yani, “kendi müstekarrı içinde manzumesinin istikrarı ve nizâmı için (müsbet bir şekilde) hareket ediyor.” Çünkü hareket harareti, hararet kuvveti, kuvvet câzibeyi zâhiren tevlid eder gibi bir âdet-i İlâhiye, bir kanun-u Rabbânîdir. İşte, şu hakîm, böyle bir hikmeti Kur’ân’ın bir harfinden fehmettiği zaman, “Elhamdülillâh, Kur’ân’dadır hak, hikmet; felsefeyi beş paraya saymam” der.
“Ve şâirâne bir fikir ve kalb sahibine şu lâm’dan ve istikrardan şöyle bir mânâ fehmine gelir ki: Güneş nurânî bir ağaçtır, seyyâreler onun müteharrik meyveleri. Ağaçların hilâfına olarak, Güneş silkinir (yani müsbet hareket eder), tâ o meyveler düşmesin. Eğer silkinmezse (menfî hareket ederse) düşüp dağılacaklar… Evet, Güneş bir meyvedardır; silkinir, tâ düşmesin seyyar olan yemişleri. Eğer sükûtuyla sükûnet eylese (müsbet hareket etmeyip menfî hareket ederse), cezbe kaçar, ağlar fezâda muntazam meczubları. (Güneş sistemindeki gezegenler)”1
Mikro âlemde, yaratıcı tarafından konan hareketler müsbet olduğunda sonuç da müsbet oluyordu. Bazen de mikro âlemde menfî hareket müsbet sonuçlar vermektedir. Bir atomdaki (radyoaktif özellikli atomlarda) normal hareketi, yani atom dengesini kontrollü olarak bozduğumuzda (bir nükleer santralde) oluşacak büyük enerji, insanlık için büyük faydalar sağlar.
Gerek kozmik uzay (makro âlem), gerekse Planck uzayında (mikro âlem), müsbet hareket, dengeye ve mükemmel işleyen bir düzene- sisteme sebebiyet veriyorsa (verdiği yukarıda biraz açıklandı sanırım); aynı müsbet hareket, gereği gibi uygulanabilse, sosyal hayatta, eğitimde vs. akla gelen her yer ve işte ve konumda, dengeyi/huzuru ve güzel işleyen sistemleri sonuç verebilir.
Dipnot: 1- Sözler, sayfa 636, yeni tanzim.