"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Öğrenme

M. Fahri UTKAN
14 Nisan 2016, Perşembe

“İnsan, dünyaya geldiği andan itibaren her şeyi öğrenmeye muhtaç durumda ve hayat kanunlarına karşı cahil bir haldedir. Hatta yirmi senede tamamen hayat kanunlarını öğrenememektedir. Belki ömrünün sonuna kadar öğrenmeye muhtaç durumda olmakla beraber, gayet âciz ve zayıf bir surette dünyaya gönderilip bir-iki senede ancak ayağa kalkabilmekte ve on beş senede de ancak zarar ve menfaati fark edebilmektedir. Sosyal hayatın kazandırdıklarıyla, ancak menfaatlerini öğrenip zararlardan sakınabilmektedir.”1 

Peki, bu eğitim veya öğrenme nasıl olmalı?

Eğitimin nasıl olacağına en büyük numune-örnek, Münâcat’ın başındaki şu ifadeler olmalıdır, “Ben imanın gözüyle ve Kur’ân’ın talimiyle ve nuruyla ve Resul-i Ekrem’in (asm) dersiyle ve ism-i Hakîmin göstermesiyle...”

Bu kısacık cümle bizlerin her an rehberimiz ve metodumuz olmalı. Nasıl mı?

Bu cümlede beş adımda öğrenmenin nasıl olacağı anlatılmaktadır.

1- Meselelere imanlı bir gözle bakacağız. 

2- Kur’ân’ın talimiyle, yani bu meselede Kur’ân ne diyor ilk aklımıza getireceğimiz husus olmalı. 

3- Kur’ân’ın nuruyla, aydınlatmasıyla meseleleri göreceğiz. 

4- Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm) dersiyle, yani o demişse meselelerimizi hadislerin ışığında mütalâa ederek. 

5- Cenâb-ı Hakk’ın Hakîm (hikmetli yaratan) ismi rehberliğinde yani her işin her meselenin hikmet cihetine de bakarak öğrenmek.

Risale-i Nur Külliyatını şöyle kabaca bir dolaştığımızda aşağıda sıralayacağımız metot ve yolları da uygularsak öğrenme konusunu bir nebze öğrenebiliriz.

Eğitim ve öğretimde en önemli ve uygulanması gereken, proje, ‘Medreset’üz-Zehra’ projesidir. Yani, fen ve teknolojileri öğretilirken aynı zamanda din ilimlerinden de örnek alınmalıdır. Fen ilimleri, Kur’ân’a, hadislere aykırı olmamak, onları ispat ve tasdik için kullanılmalıdır.

Eğitim ve öğretimde erkek, kadın, çocuk, yaşlı ayrılmamalı hepsi kendine uygun bir şekilde eğitilmelidir. Çocukların eğitimi belki daha doğmadan başlamalıdır. Bunun örnekleri Hz. Peygamberin (asm) hayatında çokça vardır. 

Eğitim ve öğretimde anlamayı kolaylaştırıcı en iyi metotlardan biri, asıl konuyu bilinen ve daha basit örneklerle anlatmaktır.

Olaylara, konulara, meselelere pozitif bakış, öğrenmenin başka bir yoludur.

Öğretme ve öğretim esnasında ne kadar fazla duygu ve lâtife (göz, dil, kulak, kalp, akıl, beden, ruh vb) etkilenirse, öğrenme o kadar kalıcı olur, öğrenilen mesele, konu kolay kolay unutulmaz.

Öğrenicinin araştırmacı ve eleştirel bakışlı olması öğrenmenin daha kalıcı olmasını sağlar. Öğretmede kavlileyyin, yumuşak söz, hitap ve ikna yolu özellikle medenilere konuları anlatmada geçerli olabilecek bir metottur. 

Öğretimde önemli bir husus da bir hadiste şöyle belirtilmiştir; “Başkalarına öğretilmeyen veya uygulanmayan ilim, harcanmayan hazine gibidir.” demek bildiklerimizi önce kendimiz uygulamak durumundayız. Sonra da uygun olan zamanda ve uygun olan kişilere öğretmek zorundayız. 

Empati de, öğretmede ve öğrenmede etkili bir metottur.

Öğretmenin, öğrenmenin önemli bir metodu da tekrardır. Bu hem Kur’ân âyetlerinde hem de Risale-i Nur Külliyatı’nda çokça kullanıldığını görüyoruz.

Öğretimde en etkili yollardan biri de, muhatabın, öğrenme tarafında olanın durumu, anlama seviyesinin göz önünde bulundurulmasıdır. Ve ona anlatımdır.

İptidaî derslerde izah az olur. Dersin, konunun ağırlığına, karmaşık olmasına göre anlatımda izahlar azalıp çoğalabilir.

Öğrenme ve öğretmenin etkili ve önde gelen bir yolu da tefekkür, düşünerek anlatma ve anlamaya çalışmaktır. Tefekkür ile yapılan genişlemesine, etraflıca öğretme, öğrenme marifete ulaşmada çok önemlidir. Bu ruh için kâinat kadar bir açılım sağlayabilir. 

Anlatma çeşitli istidatta olan kişilerin anlama ve idrak derecesine göre olmalı ki, öğretim, öğrenme gerçek maksadına ulaşabilsin.

En önemli meselelerden biri ise, anlatmaktır. Niye bunlar anlamıyorlar, diye ümitsizliğe düşmemek gerekir. Anlatanın, öğretme işini yapanın vazifesi anlatmaktır. Muhatapların anlamasını ve öğrenmesinin sağlanması Allah’ın vazifesidir. Biz vazifemizi yapalım, Allah’ın vazifesine karışmayalım.

Son söz olarak bizden başka bir kültürden güzel bir deyiş aktarmak istiyorum;

“Önceden öğrenenler, indirimli fiyattan öğrenir,

Otoriteden öğrenenler, hürriyetleri bedeli öğrenirler,

Deneyerek öğrenenler, etiket fiyatından öğrenirler.

Hayatta öğrenenler, gecikme zammıyla öğrenirler.

Hayattan da öğrenemeyenler, boşa gitmiş hayatları ile öğrenirler.” 

(Arthur Miller) 

Dipnot: 1- Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, Yeni Asya Neşriyat, s. 285.

Okunma Sayısı: 1219
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı