Bir başka mektupta şöyle der:
”Aziz, sıddık, mübarek, kahraman kardeşlerim,
Evvelâ: Bu mübarek Ramazan’da, iştirâk-i âmâl düstur-u esasiyle, herbir has kardeşimizin kırk bin dili bulunan bir melâike hükmünde, kırk bin dillerle, yani kardeşlerin adedince manevî dilleriyle ettikleri ve edecekleri duâlar, rahmet-i İlâhiye nezdinde makbul olmasını, o lisanlar adedince, Cenab-ı Erhamürrâhimînden niyaz ediyoruz.” 1
Aşağıda alacağımız cümlelerde, hem duâ hem de talebelerine iltifat ve talebelerinde duâ talebi vardır; “Hadsiz şükür ve sena olsun ki; Rabb-i Rahim sizleri Risale-i Nur’a hâmi, naşir, sahip, şakirt eylemiş. Bizlere pek çok ağır müşkilât içinde kudsî hizmete muvaffakıyet ihsan etmiş. Zaman ve zemin, sizlerle çok müştak olduğum uzun konuşmayı hoş görmediği için, kısa kesip ruh u canımla herbirinize binler selâm. Mâşaallah, barekallah derim.
Bu mübarek şuhur-u selâsede duânıza çok muhtaç kardeşiniz Said Nursî “ 2
Bir sonraki mektubun başlangıcı da yine duâ ile başlıyor ve talebelerine ne kadar rahmet, selâm ve bereket dilediğine bakar mısınız? “ Allah’ın adıyla. “Hiçbir şey yoktur ki O’nu övüp O’nu tesbih etmesin.”3
Dünya ve ahiret hayatınızdaki dakikaların âşireleri adedince Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.” 4
Şu duâda kullandığı dile ve ricaya bir bakalım; “bilhassa fırtınalı tehacüme hedef olan bu fakir ve aciz kardeşinize, bu mübarek şuhur-u selâsede ve eyyâm-ı meşhurede yardıma koşmak, sizin gibi kahraman ve vefadar ve şefkatkârların şe’nidir. Bütün ruhumla bu imdad-ı maneviyi sizden rica ediyorum. Ve ben dahi, İmân ve sadâkat şartıyla, Risale-i Nur Talebelerini bütün duâlarıma ve manevî kazançlarıma, yirmi dört saatte, iştirak-i âmâl-i uhreviye düsturuyla, bazan yüz defadan ziyade “Risale-i Nur talebeleri” ünvanıyla hissedar ediyorum.” Said Nursî 5
Dipnotlar:
1- Kastamonu Lâhikası. 65.
2-Kastamonu Lâhikası. 25.
3- İsra Sûresi: 44.
4- Kastamonu Lâhikası. 25.
5- Kastamonu Lâhikası. 111.