"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zindan-ı atâlete düşmenin sebeb ve çareleri (3)

M. Fahri UTKAN
11 Eylül 2016, Pazar
Sonra da acz ve nefsin itimatsızlığından neş’et eden ve işi birbirine bırakmak olan düşman-ı gaddar geliyor.

Himmetin elini tutup oturtturur. Siz de, “Siz doğru yolda oldukça, sapıtmış olanlar size zarar veremez.”1 olan hakikat-i şâhikayı üzerine çıkarınız. Tâ, o düşmanın eli o himmetin dâmenine yetişmesin.”2 

Sıradaki hastalık; insanlar acizliklerine ve kendilerine güvenmemekten dolayı işleri, hizmetleri birbirine bırakırlar. Herhangi birinin yapabileceği bir işi hiç kimse yapmaz. İşleri, hizmetleri hiç kimse yapmadığı için herkes, başka birisini suçlar. Böylece hem işler, hizmetler yapılmamış olur, bir sonuca ulaşılmaz hem de insanlar birbirlerini suçladıkları için toplumda şevk kalmaz çalışmalar sekteye uğrar.

Bunun çaresi de, Yüce Allah’ın biz insanlara yaptığı şu tavsiyeyi, hatırlatmayı hiçbir zaman unutmamak ve dolayısıyla insanlarda bulunan gayret hissini azaltmamaktır. “Bir şeyi yapmayı gerçekten istediğiniz zaman, muhakkak bir yol bulursunuz.”

“Sonra, Allah’ın vazifesine müdahale eden dinsiz düşman gelir; himmetin yüzünü tokatlar, gözünü kör eder. Siz de, “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” 3 ve “Efendine efendi olmaya çalışma.” olan kâr-âşina ve vazifeşinas olan hakikati gönderiniz. Tâ onun haddini bildirsin.”4

Müslümanları tembellik, uyuşukluk zindanına atan yedinci hastalık da insanların fazla incelemeden veya çok fazla bilgili olmalarından kaynaklanan ilmî kibirlilikle Allah’ın vazifesine, yani Allah’ın dünyada isimlerinin tecellisini sorgulamaya kalkmalarıdır. Bu tür insanlar bir iş ve hizmet için kendini paralarcasına çalışan kişilere ters taraftan ‘Sen ne kadar çalışırsan çalış, Allah dilediği kadar verir!’ gibi söylemlerle onların gayretlerini yavaşlatırlar. Bunun çaresi ise; “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.”5  ve “Efendine efendi olmaya çalışma.” gibi kâr getirecek ve görevini yapıp gerisine (Allah’ın vazifesine) karışmama prensibini uygulamak olduğu anlaşılıyor.

“Sonra, umum meşakkatin anası ve umum rezaletin yuvası olan meylürrahat geliyor. Himmeti kaydeder, zindan-ı sefalete atar. Siz de, “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.”6 olan mücâhid-i âlicenabı o cellâd-ı sehhara gönderiniz. Evet, size meşakkatte büyük rahat var. Zira, fıtratı müteheyyiç olan insanın rahatı yalnız sa’y ve cidaldedir.”7

Son olarak bütün sıkıntıların kaynağının ve rezilliklerin yuvalandığı ve yaşama imkânı bulduğu ortamın rahat etme, rahatı sevme olduğu üzerinde durulmaktadır. Rahat kalma, rahatsız edilmemek istenen kişi, böylece gayretini kaybeder ve hiçbir şey yapmadan sefillik içinde yaşar gider. Bunun için yapılması gereken Kur’ân’ın prensiplerinden olan “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.”8 âyetini rehber yapıp, insanı sanki sihirlenmişçesine uyuşturan rahat etme hissini ve çalıştığının karşılığını alabilme garantisiyle çalışır ve uyuşukluk gider. Yaratılışı heyecanlı ve hareketli olan insan, aslında bir işi yaparken (sevdiği işi yapıyorsa) zorlanmasında bir çeşit rahat eder. Çünkü o işi yaparken zevk alıyordur. Böyle bir insan, çalıştıkça zamanın nasıl geçtiğini anlamaz bile. 

Bu seri yazılarda Üstadın bahsettiği gibi atalet zindanında, insan nefsin ve şeytanın esaretinde kalır. Başka insanların tembelliğinden, görenek fırsat bulup hücum eder, belimizi kırar ve bizi zindanda tutar.

Kadere iman ne kadar yüksekse, tevekkül o derece güçlüdür. Bu suretle, sebeplerin peşine takılmakla, olayların oyuncağı, insanların kölesi olmaktan ve tembellik zindanından kurtulur.

Dipnotlar:

1- Mâide Sûresi, 105.

2- Münâzarât, sayfa: 137- 138.

3- Şûrâ Sûresi, 15.

4- Münâzarât, sayfa 138.

5- age.

6- Necm Sûresi, 39.

7- Münâzarât, sayfa: 138-139.

8- age.

Okunma Sayısı: 2672
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı