Bütün AKP’liler—hâşâ ki—Kemalist değildir. Aynı şekilde, bütün Kemalistler de AKP’li değil ve olmazlar.
Bilindiği gibi, şu münbit topraklarda çeşit çeşit Kemalist, yahut Atatürkçü kişi ve gruplar var.
Ankara’daki Anıtkabir’i Medine’deki Ravza-i Mutahhara’ya tercih edenlerinde içinde bulunduğu Atatürkçüler, özellikle her 10 Kasım günü gidip M. Kemal’in mezar yerini ziyaret ederler.
Ne var ki, özellikle bu yıl itibariyle çok farklı bir gelişmeye şahit olduk: Resimde de görüldüğü gibi, iktidar partisinin bazı teşkilâtları, yoğun ve çarpıcı bir ilânât kampanyası ile “Bütün halkımızı Anıtkabir’e dâvet” etti.
Kemalistlerin, mahal olarak nisbeten daha çok ikamet ettiği bilinen Şişli ve Beşiktaş’taki parti ilçe teşkilâtları, her tarafa astıkları reklâm afişleriyle, ismini yazdıran vatandaşları Ankara Anıtkabir’e götürecek otobüs seferlerini organize ettiklerini duyurdu.
Doğrusu, böylesi bir durumla ilk defa karşılaşıyoruz.
Bu parti adına hareket edenlerin “Atatürk övgüsü”nde bulunduklarına, “Anıtkabir ziyareti” yaptıklarına, “En Atatürkçü parti bizim parti” diye övündüklerine, “İllâ birine benzetecekseniz, beni Atatürk’e benzetin” şeklinde racon kestiklerine daha evvel de mükerreren şahit olmuşluğumuz var.
Fakat, şu “Bindirilmiş kıt’alarla Anıtkabir ziyareti”ni organize etmelerine ilk defa tanıklık ediliyor.
Üstelik, bu işi adeta “CHP’ye meydan okurcasına” veya o partiden “rol çalarcasına” yapıyorlar.
Kim ne derse desin, bu tablo, yeni bir durumun habercisidir ve yeni bir “dönüm noktası”nın işaret fişeği manasındadır.
Bugün 10 Kasım olduğuna göre, “Anıtkabir ziyaret yarışı”nı kimin önde götürdüğünü de, herkes gibi biz de öğrenmiş oluruz.
Bu arada merak ettiğimiz bir husus var. O da, AKP’yi gönüllü olarak destekleyen bazı dindarların, aynı parti adına yapılan “Anıtkabir ziyareti organizasyonları” hakkındaki duruş ve davranışlarıdır. Bunun da, bugünden itibaren kendini belli edeceği kuvvetle muhtemel.
GÜNÜN TARİHİ 10 KASIM 1983
Çok renkli bir şahsiyet: Serdengeçti
Yakın tarihimizin en renkli simâlarından biri olan Osman Zeki Yüksel Serdengeçti, bundan tam 24 sene evvel bugün, yani 10 Kasım 1983'te Hakk'ın rahmetine kavuştu.
Karakterine uygun gördüğü "Serdengeçti" terkibini bir imza, bir mahlas yerinde kullanan ve çok sevdiği aynı isimle yıllarca dergi çıkaran Osman Yüksel, 1917 yılında Akseki'de (Antalya) dünyaya geldi.
Kendisi, aynı zamanda Akseki müftüsünün oğlu ve eski Diyanet İşleri Başkanlarından merhûm Ahmet Hamdi Akseki'nin de yeğenidir.
12 Eylül Darbesi’nden kısa bir süre sonra Cağaloğlu’nda bizzat görüşme-konuşma fırsatını da bulduğumuz Serdengeçti’nin şahsiyeti hakkında, özetle şunları sıralamak mümkün:
* Milliyetçi, mukaddesatçı bir vatanperverdi.
* Gazeteci-yazar ve şair bir nüktedan idi.
* Cesur ve gözükara bir siyasetçiydi.
* Hayatının büyük bir kısmını hapishanelerde, mahkemelerde ve muhtelif mücadeleler içinde geçirmiş bir kavga ve dâvâ adamıydı.
Rahmetullahi aleyh...
@salihoglulatif: Eğer uçamıyorsan koş, Koşamıyorsan yürü, Yürüyemiyorsan sürün... Ne yaparsan yap, bir şekilde ilerlemeye çalış. (Martin Luther King)