"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ayasofya dâvâsı tevil kaldırmaz

M. Latif SALİHOĞLU
19 Mart 2019, Salı
Ümmetin her bir ferdi, şunu biliyor ve katiyyetle bilmeli ki: Ayasofya dâvâsı, öyle sıradan bir mesele değil. Asla hafife, basite alarak konuşulmaz. Ona karşı lâkayt kalarak da geçiştirilemez.

Zira, Ayasofya fethin sembolü, Fatih’in yâdigârı ve en mühimmi Peygamber (asm) müjdesinin mûcizevî bir nişânesidir.

Ayrıca, çağın müceddidi Üstad Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Ayasofya, Hıristiyanlığın İslâmiyete devir ve tesliminin bir âbidesidir. Bunun için, kilise iken cami olmuştur. Elbette tekrar camiye çevrilecektir.” (İnebolu’lu Selahaddin Çelebi)

İşte, içinde böylesine muazzam bir mânâ ve mahiyeti barındıran Ayasofya’nın yeniden cami olarak ibadete açılmasını Demokrat hükûmetlere önemle tavsiye eden Bediüzzaman Said Nursî, 20.6.1951’de Başbakan Menderes’e hitaben yazdığı Emirdağ Lâhikası’ndaki bir mektubunda ayrıca şu yüreklendirici ifadeyi kullanır: “Ezân-ı Muhammediye’nin (asm) neşriyle Demokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi, Ayasofya’yı da beş yüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmek gerektir.” (Age: 387)

Evet, büyük-küçük diğer camilerle kıyaslanmaması geren Ayasofya, esasen bir cihette İstanbul'un 1453’te fethin sembolü, beldedeki İslâm hâkimiyetin bir nişânesi, Hilâl'in Haç'a galebesi, Hıristiyanlığın İslâmiyete devir-teslimi ve Peygamberî müjdenin pek kıymettar tapu senedi mânâ ve mahiyetini taşımaktadır.

İşte, bunlar gibi başka mâbedlerle kıyas kabul etmez yönleri bulunan Ayasofya, ayrıca tevil götürmez derecede bâriz bir kıymet ve ehemmiyeti hâizdir.

Hem öyle bir kıymet ve ehemmiyet ki, İstanbul’un işgali yıllarında (1918-22) bile, ecnebi işgal askerleri bu mâbede ayak basıp da kirletemediler. Zira, Ayasofya’da nöbet tutan bir tabur kadar Osmanlı askeri, Kurân’a el basarak, kanlarının son damlasına kadar mücdale ederek (gerekirse, kendileriyle birlikte bu mâbedi de havaya uçurarak) işgalci düşmanları Ayasofya’ya sokturmayacaklarına dair yemin etti. Elhak, yeminlerine sâdık kaldılar

İşte, ecbebi işgalcilerin bile kirletemediği bu aziz mâbet, ne yazık ki devleti yönetenler tarafından adeta iftiharla(!) müzeye çevrildi.

* * *

Ayasofya’nın tekrar gündeme gelmesi vesilesiyle, iki yürekli insanın bu meseledeki dikkat çekici tavrı büyük takdir ve tebrik topladı: Biri tarihçi Murat Bardakçı, diğeri ise sanatçı Yıldız Tilbe. Tanınmış bu iki şahsiyetin Ayasofya hakkındaki gayet açık, net ve cesurâne sözleri, onlar hakkında yüz binlerce insanımızın takdir ve duâsını celbetti.

Buna mukabil, yıllar yılı “Ayasofya açılsın!” nârasını ata ata mangalda kül bırakmayan kimi çakma cengâver, siyasî tarafgirlik hastalığı sebebiyle, Murat Bey ve Tilbe Hanımın yanında adeta solda sıfır mesabesinde kaldılar. Hatta, birden ağız değiştirip sözü “Ayasofya’yı açmanın zamanı değil şimdi” demeye getirdiler.

En acip ve garip olanı ise, Risâle-i Nur’u beğenerek okuyan ve Üstad Bediüzzaman’ın bu meseledeki hassasiyetini en iyi bilen bazı kişi ve grupların da, türlü tevillere saparak âniden ağız değiştirmeye yönelmesidir.

Tekellüflü tevilleriyle, hatta bir kısmı resmen ve alenen zırvalamaya başladı: Efendim, şartlar şimdilik çok ağırmış da, Kemalistler harekete geçeceklermiş de, ecnebiler homurdanmaya başlayacaklarmış da... Falan da filan...

Yâhû ey ihvânlar! Sizin sıralamış olduğunuz bütün bu hayali şeyleri Üstad Bediüzzaman —hâşâ—düşünümedi mi ki, bundan altmış sene evvelki hükûmetlere ısrarla tavsiyede bulundu. Dahası, tıpkı ezanın serbestiyetinde olduğu gibi, Ayasofya’nın açılmasıyla da hükümetin on misli daha kuvvet kazanacağı yönünde fikir ve kanaatini beyan etti.

Bütün bunlar ortada iken, o halde niçin bin dereden su getirme tarzında tekellüflü tevillere gerek duymaktasınız? Doğrusu, bunu size yakıştıramadık ve yakıştıramıyoruz.

Hülâsa: Gelin, başkası ne derse desin, ne yaparsa yapsın, biz hakkı söylemeye ve inandığımızı meşrûiyet içinde seslendirmeye devam edelim. Bize yakışan budur.

Okunma Sayısı: 4219
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Serkan

    20.3.2019 10:10:28

    Ya arkadaşlar bu ayasofyayı açma işi Nasib meselesi demek ki Cenab ı hak daha mübarek daha dindar birisine nasip edecek. Şu anki iktidara nasip olmayacak.

  • Ali Tam

    19.3.2019 02:02:30

    Istanbul'u fethetmek icin, Ayasofya'yi ibadete acmak icin Iman, güc, cesaret lazim. Bu ücü Fatih Sultan'da vardi. Bu ücü kimde tekrar birlesirse Ayasofya ibadete acilir. Zayiflarin bahanesi bize lazim degil! Bugünün iktidari da muhalefeti de sinifta kaldi. Ayasofyayi acmayi istemekten acizler. Bunlar benim oyumu da haketmiyor.

  • Ayhan Alşan

    19.3.2019 00:16:55

    Amenna

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı