"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman: O partide çok münafık var

M. Latif SALİHOĞLU
13 Mayıs 2019, Pazartesi
Bundan dört-beş yıl kadar önce (3 Ağustos 2015) vefat eden Salih Özcan, 1950’li yıllarda Üstad Bediüzzaman ile tanıştı.

İlk kez Emirdağ’da Çalışkanlar vasıtasıyla ziyaret edip görüştü.

Kendi hatıralarını defaatle okuyup, ayrıca kendi ağzından da dinledik.

Anlattıklarının bir özeti şudur: 

Üstad ile olan sohbetlerinin ağırlığını, çoğu zaman siyasî konular, içtimaî mevzular teşkil ediyormuş. Üstad, bundan pek hoşlanmasa da, kendisi bu tür konuları açarak fikir alış verişinde bulunuyormuş. 

Zâhiren dindar görünmeyen Demokrat Parti’den çok, ekseriyeti dindar görünümlü olan Millet Partisi’ne (Fevzi Paşa’nın kurdurduğu parti) yakınlık duyuyormuş.

Bu yöndeki fikir ve kanaatini Üstad Bediüzzaman’a izhâr ettiğinde ise, hiç beklemediği, hatta hiç arzu etmediği bir cevap almış. kendi ifadesi şöyledir: "Üstad, Millet Partisi’nden bahsederek, 'O partide çok münafık var. Kuvvet dindarların elinde değil' dedi.” (Yeni Asya, 3.8.2015)

* * *

“Son Şahitler” isimli kitabın ilgili kısmında da zikredildiği üzere, Üstad’tan Demokrat Parti, Menderes ve Halk Partisi hakkında da kayda değer mesajlar almış. Onları da şöylece ifade ediyor:

“Bir ara ben, 'Bu Menderes çok münafıktır' diyerek aleyhinde konuşmaya başladım. Üstad, hiddetle 'Sus keçeli! Menderes'e böyle deme. O çok hizmet etmek istiyor. Fakat mâni olanlar var’ cevabını verdi.”

“Ben, 'Biz bir parti kuralım. Biz başa geçelim' dedim. Üstad, 'Eğer bugün Bayar (CB) bana 'Said gel, buraya otur' dese, ben şiddetle reddederim. Bir cemiyette yüzde yetmiş dindar olmazsa, İslâmiyet nâmına başa geçmek cinâyet olur” dedi.

Üstad Bediüzzaman, Salih Özcan’a Halk Partililer hakkında da şunu söylemiş: “Halk Partililerin yüzde doksan beşi mâsumdur. Kabahat yüzde beşindir.” (Adı geçen kaynaklar)

* * *

Henüz soğumayan “kızgın demir”in tekrar kızdırılmaya, seçim atmosferinin de alabildiğine gerilmeye çalışıldığı şu günlerde, merhum Salih Özcan’ın “siyasî ders” muhtevasındaki bir kısım hatıra notlarını burada sizlerle paylaşmak istedik.

Bu fevkalâde dikkat çekici notlar ve tesbitler hakkındaki yorum ve değerlendirmeleri, siz aziz okuyucularımızın ilgisine, takdirine, ferâsetine bırakıyoruz.

***

GÜNÜN TARİHİ 13 Mayıs 2009

Fahrî hekim: Ali İhsan Tola

Senirkent’li Dr. Tahsin Tola’nın kardeşi olan 1927 doğumlu Ali İhsan Tola, 13 Mayıs 2009'da Hakk’ın rahmetine kavuştu.

Kendisiyle ilk kez, Ağustos 1995’te Barla’daki Çam Dağı’nın başında görüştük.

Tepedeki meşhûr Katran Ağacının altında uzunca bir ders-sohbetinin ardından, Üstad Bediüzzaman’la yaşamış olduğu orjinal hatıraları dinledik.

Ayrıca, bir kısım hastalıkların tedâvisinde kullanılan şifâlı bitkilere dair bilgi ve tavsiyelerini not aldık.

Kendileri, bir cihette Fahrî Hekim ve bir cihette de zamanın Lokman Hekimi gibiydi. Herhangi bir ücret talep etmeden, yanına gelen hemen bütün hastalarla ilgilenir, gerekli bilgileri verirdi. 

En ağır hastaların bile, onun tasviye ve reçeteleri sayesinde tedâvi olup şifâ buldukları biliniyor.

* * *

Merhum Ali İhsan Tola’nın, ayrıca Denizli Adliyesi’nde uzun yıllar çalışan Senirkentli Hakime Hesna Şener Hanımla ilgili orijinal hatıraları vardır ki, cidden çok rikkatli ve dokunaklıdır.

Cenâb-ı Hak, hepsine rahmet eylesin ve onlardan ebeden razı olsun.

Okunma Sayısı: 13570
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali R. Yardimoglu

    13.5.2019 18:40:26

    3, 4 cumlede, herseyi ozetleyen dahi, Ustad Bediiuzzaman Said Nursi..... "Sozu az soyler, ta uzun olsun" (25.Soz) ....ne "kisa" kulllandi ki, ziddi "uzun" degil, ne de "cok" dan murad-i aksi, "az" degil; kiyas ilmi (mantik) zeki dahisi, Bediiuzzaman.....

  • Ahmet altunkaya

    13.5.2019 10:31:04

    Hepsinin de mekanı cennet olsun

  • Abdullah TUNÇ

    13.5.2019 05:31:53

    Ülkemize, siyasal islam fikir ve düşüncesini getiren Salih Özcan'dır.Bin dokuz yüz yetmişlerin başında ortaya çıkarılan siyasal islamla birlikte hareket edilir oldu.Bu zihniyetin orta ya çıkışı ile birlikte siyasi istikrar bozuldu. Siyasi ve içtima-i çalkantılar birbirine takip etti.Bu siyasi akım,Millet Partisi zihniyetiyle aynı paraleldedir.Ortak özellikleri yüzeysellik,za hirperestlik,siyasi tarafgirliktir.Dini inhisar anlayışı vardır.Bu anlayışa göre iktidar olmadan dine hizmet edilemez.Yani tavandan tabana doğru bir harekettir. Fertlerin ıslahıyla uğraşmazlar. Bu siyasi akımda,ihlas,uhuvvet,takva gibi yük sek manevi değerler pek yoktur. Maalesef bu zihniyete bir kısım nur talebeleri bilmeyerek alet oldular. Halbuki bu siyasi cereyanın Risale-i Nur'un temel siyasi ve içtima-i prensip ve kaideleriyle hiç bir alakası yok. Bu cereyanın memleketi getirdiği noktaya bakın .Maddi manevi sıkıntılar had safhada Anlaşılan tarih tekerrür ediyor.Çünkü ders alınmıyor.

  • Ahmed Said

    13.5.2019 03:15:20

    Evet o günkü hizipte ve bu gün o hizbin devamı olan Siyasal İslamcıların sevk ve idare ettiği hizipte bir çok münafık vardır.Siyasi demeçlerinde ABD yi kötüleyip,perde gerisinde sıkı fıkı olmak münafıklığın en şiddetlisidir.BOP EŞ BAŞKANLIĞI GİBİ)Memleketin beka sorunu var eğer bana oy vermezseniz teröre oy vermiş dolayısıyla teröristsiniz deyip terörün temsilcileriyle gizli görüşmeler yapmak,protokoller imzalamak münafıklığın en şiddetlisidir.israili kötüler gibi demeçler verip sonra"orta doğuda en büyük dost ve müttefikimiz israildir demek hem alçaklık hem münafıklığın en şiddetlisidir.Bir gurubu kafatasçı ırkçı,kanla beslenen vampirler diye niteleyip sonra pazara kadar değil mezara kadar beraberlikten bahsedip beraber olmak münafıklığın en şiddetlisidir.Bu olup bitenleri bilip bu zihniyete destek vermek hem ahmaklık hem ihanet hem münafıklıktır,hele hele siyasilerin önlerinde dünyalık için serfru etmek haysiyetsizlik hem de zafiyettir.

  • Ahmed Said

    13.5.2019 02:11:58

    Bütün ruhu canımla katılıyorum bu fikir ve düşüncelere.Neden mi Çünkü o yolun yolcusu olan günümüz sözde İslami(!) hizbin başından tutun da en alt tabakasına kadar çok münafık vardır.içlerinde.Samimi olan var ise(avam-ı mü'mininden) de hakimiyet nifak ehlinin elindedir.Zaten sosyal medyaya yansıyan beyanatları ve yapılan icraatlar da bunu fazlasıyla teyid ediyor.Her günü hatta her saati farklı söz ve muamelelerle dolu olan bir fikrin,zihniyetin veya zevatın samimiyetine güvenmek en hafifi tabir ile ahmaklıktır gabavettir.Geçmişten hiç mi hiç ders almamaktır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı