"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir acayip güven oylaması

M. Latif SALİHOĞLU
25 Ekim 2016, Salı
GÜNÜN TARİHİ 25 Ekim 1937

Dersim yöresindeki katliâmlı operasyonlar bütün şiddetiyle devam edip giderken, Ankara’da da âniden bir hükûmet ve kabine değişikliği yaşandı.

25 Ekim 1937’de tam 12 yıldır tek parti hükûmetinin başında olan İsmet İnönü istifa etti, onun yerine “İktisat Vekili” Celal Bayar getirildi.

Bir başka deyişle, 1925’teki kanlı Şeyh Said Hadisesinin başında “daha acımasız” davranacağını söyleyerek Başbakan olan İsmet Paşa, 12 yıl sonraki kanlı Dersim Harekâtının ortalarında ise, bu makamdan ayrılmaya mecbur kaldı. Bu durum, kelimenin tam anlamıyla “Dereyi geçerken at değiştirmek” gibi oldu.

O tarihte yaşanan bu kritik gelişmelerin asıl sebebi, yani arka plânda çevrilen dolaplar bir türlü bilinemedi gitti. Bilinen şeyler de, tahminler, varsayımlar, bilgi kırıntıları ve spekülasyonlardan ibaret.

Adı “Cumhuriyet” olan bir rejimde, böylesine “cumhur”dan ırak, şeffaflıktan uzak gelişmelerin yaşanmış olması, Türkiye’nin övüneceği bir durum olmasa gerek.

Yine o dönemde yaşanan bir başka tuhaflık ise, Meclis’te ister uzun aralıklı, isterse peşpeşe yapılan güven oylamalarında, oyların keskince ve hatta “blok halinde” yön ve adres değiştirmesidir.

Bunun bazı örneklerini yazının sonuna bırakarak şimdi, o dönemdeki gelişmelerin seyrine bakalım.

İsmet, küstü gitti

Tâ 4 Mart 1925’ten beri toplam 7 kez ve aralıksız şekilde Başbakanlık makamını işgal eden İsmet Paşa, 12 yıl sonra (25 Ekim 1937’de) ise, ilk kez istemeyerek, hatta küskün vaziyette o makamı bırakmak ve istifa edip gitmek zorunda kaldı.

Aynı gün, İsmet İnönü'nün yerine yeni kabineyi kurmakla Celal Bayar görevlendirildi.

Artık, M. Kemal ile araları iyice açıldığı anlaşılan İsmet Paşa, o tarihten itibaren gözlerden tamamen uzak bir hayat sürmeye başladı. 

Nitekim, bu iki canciğer eski arkadaş, o günden sonra hoşnutluk içinde biraraya hiç gelmediler, gelemediler. Hatta, birbirine küs gittiler. 

M. Kemal’in İsmet Paşayı ortadan kaldırma yönündeki niyet ve teşebbüsü ise, ayrı bir yazı konusu.

Bayar (M. Kemal) Kabinesi

Yeni kabineyi kuran Celal Bayar, çoğu eski kabine üyesi olan adamlarla çalışmak zorunda kaldı.

Aslında, buna ve hatta bugüne kadar olan bütün kabinelere “M. Kemal Kabinesi” demek daha gerçekçi olur. Zira, yeni kabinedeki meselâ Şükrü Kaya, Ş. Saraçoğlu, Kâzım Özalp, T. Rüştü Aras ve Ali Çetinkaya gibi isimler, İsmet Paşa ile olduğu kadar M. Kemal ile de iyi geçindikleri için, Bayar’ın kurmuş olduğu yeni kabinede de yer alabildiler.

Nitekim, yeni kabine, ilk toplantısını M. Kemal'in başkanlığında yaptı.

Dersim odaklı seyahat

Uzun zamandır Doğu Vilâyetlerinde seyahata çıkmayan devlet erkânı, Dersim Hadisesinin yatışmasından sonra, seyahat için Ankara'dan yola çıktı.

M. Kemal, yeni hükümetin güvenoyu almasının hemen ardından, yanına Başbakan Celal Bayar, İç İşleri Bakanı Şükrü Kaya ve Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya olduğu halde, Şark seyahatine çıktı.

Sivas'tan başlayan bu seyahat, sırasıyla Malatya, Diyarbakır, Elazığ, Tunceli'ye kadar sürdü, oradan da Adana, Mersin, Konya, Afyon ve Eskişehir yoluyla Ankara'da noktalandı.

10 Kasım (1937) günü başlayan bu seyahat, M. Kemal'in son Doğu vilâyetleri gezisi oldu.

Sözde güven oylaması

Tek parti döneminin (1925–45) en ilginç yönlerinden biri de, yeni kurulan Hükûmetler için Meclis'te yapılan güven oylamasında sergilenen komik tablolardır.

Diyelim ki, yeni kurulan kabine için Meclis'te güven oylaması yapılacak. İnanılması cidden zor; ama, o gün Meclis toplantısına katılan bütün milletvekillerinin yeni kabineyi onaylayarak "kabul" oyu verdikleri bir gerçek. Dahası, Hükûmete red oyu vermek niyetinde olanların o gün için Meclis'e uğramadığı anlaşılıyor. İşte, bu tuhaflıklar zincirinin birkaç halkası...

VII. İnönü Hükûmeti (1935-1 Kasım 1937): Meclis'te yapılan güven oylamasında kullanılan 343 oyun tamamı kabul çıktı.

I. Bayar Hükûmeti (1 Kasım 1937-11 Kasım 1938): 364 milletvekilinin tamamı kabul oyu kullandı.

II. Bayar Hükûmeti (11 Kasım 1938-25 Ocak 1939): Kullanılan 342 oyun tamamı kabul yönünde çıktı.

I. Saydam Hükûmeti (1939-3 Nisan 1939): Geçerli 341 oyun tümü kabul.

II. Saydam Hükûmeti (1939-9 Temmuz 1942): Kullanılan 389 oyun tümü kabul çıktı.

I. Saraçoğlu Hükûmeti (1942-9 Mart 1943): Güven oylamasında kullanılan 381 oyun tamamı kabul.

II. Saraçoğlu Hükûmeti (1943-7 Ağustos 1946): Geçerli 425 oyun tamamı kabul. 30 üye katılmadı.

Okunma Sayısı: 3453
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • necati

    25.10.2016 23:19:00

    Malesef Tam birinci Cumhuriyet dönemi ve tek adam sisteminin taklidi bir sistem getirilmek isteniyor. Türk tipi başkanlık derken kastedilen budur. Beni benzetecekseniz M.Kemal 'e benzetin diyen anlayışın tatbikata konulmasıdır. Türkiye çok kiritik bir dönemden geciyor. Bu aziz millet buna evet demez diyemez. Ama bütün devlet imkanlarını elinde bulunduran ve secim sonuçlarını ve secim sistemlerinide istediği gibi tamzim edebilen bir anlayış her şeyi yapmak isteyecektir. Allah yardımcımız olsun.

  • vefa umurca

    25.10.2016 14:03:07

    şimdi bugün başkanlık sistemi ile istenen şey hemde hukuki olarak o durumların yaşanması mı? millet buna hayır demeli, biz tekrar tek adamlığa fiili öyle gözükse de, hukuki olarak girmeyi kabul etmiyoruz demeli. yoksa bir elli sene daha insanlığı, adaleti. sosyal barışı ve demokrasiyi rüyalarda görmeye devam edeceğiz gibi gözüküyor son 15 yıllık sözler ve tutulmamaları ve tam aksi yapılmaları örnekleri bana bunu düşündürüyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı