"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çakmak’ı götüren, Orbay’ı deviren, Valiyi öldüren cinayet ve entrikalar (1)

M. Latif SALİHOĞLU
12 Ocak 2019, Cumartesi
GÜNÜN TARİHİ 12 OCAK 1944

Demokrasiye geçiş sancılarının şiddetlendiği 1944-46 senelerinde, Başkent Ankara’da çarpıcı hadiseler yaşandı ve olağanüstü haller zuhûra geldi.

Bu gelişmelerin biri Fevzi Çakmak ile ilgili. Genelkurmay Başkanı olan Fevzi Paşa, 12 Ocak 1944’te yaş haddinden emekliye sevk edildi. (Çok garip bir rastlantıdır ki, Paşanın doğum günü de 12 Ocak (1876) günü.)

En az 22 sene müddetle Genelkurmay Başkanlığı makamını işgal eden Fevzi Çakmak’ın yerine, aynı gün içinde Org. Kâzım Orbay atandı. (Cumhurbaşkanlığı sırasını bekleyen Fevzi Paşa, aslında zeki siyasetçi İsmet Paşa tarafından diskalifiye edilmiş oldu.)

Yeni Serasker Kâzım Paşa, 22 yıl olmasa da, haliyle uzun yıllar Genelkurmay Başkanlığı makamında kalmayı düşünüp tasarlıyordu. Ne var ki, bu makamda ancak iki yıl kadar kalabildi. Çünkü, oğlu Haşmet Orbay, bir yıl sonra, yani 1945’te esrarengiz bir cinayet işledi. Ankara’nın göbeğinde bir doktoru silâhla vurup öldürdü. Kayıplara karıştı. Ama, silâhın babasına ait olduğu gerçeği, emniyetteki balistik incelemelerle anlaşıldı.

Ama, ne kadar acip, garip ve tuhaftır ki, Vali Nevzat Tandoğan, Haşmet Orbay’ın babasının tabancasıyla işlediği “Ankara Cinayeti”ni örtbas etti. Suçu, kasten ve bilerek hiç ilgisiz bir garibanın üzerine yıktı.

Bu hadiseden bir yıl sonra, yani basında ve siyasette Demokrasi havasının biraz daha hissedilmeye başladığı 1946’da işler tam tersine dönmeye başladı.

Özetle: Hapisteki garibanın gerçekte suçsuz, asıl katilin Haşmet Orbay olduğu ve bu cinayeti Vali Tandoğan’ın bilerek örtbas ettiği, mahkemede âyân-beyân ortaya çıktı.

Bununla bağlantılı olarak yaşanan diğer bazı gelişmelerin satır başları ise şöyle:

* Vali Nevzat Tandoğan, bunalıma girdi ve kafasına kurşun sıkarak intihar etti.

* GKB Kâzım Orbay makamdan ayrıldı.

* Oğul Haşmet Orbay hapse girdi.

* Bu hadisenin peşini bırakmayan ve dâvâyı mahkemeye taşıyarak hadisenin anlaşılmasını sağlayan Cumhuriyet Başsavcısı, bir süre sonra otomobilinde ölü bulundu.

Şimdi, 1944-46 yıllarında Başkent Ankara’da yaşanan o zincirleme hadiselerin tafsilâtına geçelim; görelim, bakalım neler olmuş neler...

Devir-teslim ve sonrası

Evet, TC Genelkurmay Başkanlığı makamı dairesinde, 2 Ocak 1944'te ilk kez bir devir-teslim hadisesi yaşandı: Mareşal Fevzi Çakmak, görevi o gün Org. Kâzım Orbay’a devrederek askeriyeden ayrılmış oldu.

1922'den beri bu makamda bulunan ve bunca yıl memlekette yaşanan direnişleri (isyan vak'aları, rejime yahut inkılâplara muhalefet teşebbüsleri) askerî tedbir ve harekâtla bastıran Fevzi Paşa, aslında ne M. Kemal'e, ne de İsmet Paşaya muhalifti. Aksine, tereddütsüz ve itirazsız bir itaatle, onlara bağlılığını, onların adeta emirber neferi gibi olduğunu hep ispat edegeldi.

Meselâ, M. Kemal'in imza attığı inkılâplardan hiçbirine karşı gelmediği gibi, bunların tatbik edilmesi safhalarında da askerin gücünü sonuna kadar kullanmaktan çekinmedi. Dahası, M. Kemal'e olan bağlılığı o derece ileri idi ki, meselâ şu meşhûr "Şapka Kànunu" daha çıkmadan evvel kendisi ikna edilmiş ve başına şapka geçirmeyi kabul etmişti. Aynı itaatkâr Fevzi Paşa, M. Kemal'in ölümünden bir sonraki gün ise, bu kez ağırlığını M. Kemal'in bir yıl önce dışlamış olduğu İsmet'ten yana koyar. Meclis'in etrafını silâhlı askerler ile çevirir ve mebuslar tarafından İsmet Paşa’nın “İkinci Cumhurreisi” olmasını "zor"la temine çalışır.

Bu iki paşa arasındaki samimiyet ve muhabbet, dört-beş yıl kadar daha devam eder.

Aralarında başgösteren zıtlaşma, işte bu tarihte, yani 1944'te başlar: Fevzi Paşa, emekli olmak ve bu makamdan ayrılmak istemez. Ama, İsmet Paşa kararlı. Üstelik, cenâh-ı askeriye, başkomutanları olan Fevzi Paşa’dan çok ona itibar ediyor. Çaresiz kalan Fevzi Paşa, istemeyerek emekliye ayrılır.

(Devamı var)

Okunma Sayısı: 4714
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı