"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Can, heyecan, Erzincan...

M. Latif SALİHOĞLU
31 Mart 2015, Salı
Erzincan’ı ilk defa gidip görmek nasip oldu. Fakat, hiç yabancılık çekmedik.

Sanki çok zaman evvel oralara gidip görmüş, tanımış, kalmışız gibi geldi. O derece âşina simalar gördük, o derece sıcak bir muhabbet yaşadık, o derece şirin, tatlı, seyrine doyulmaz manzaralara şahit olduk o güzelim diyârda...

Gerek yerli insanları ve gerekse buraya memuriyetle, yahut üniversite tahsili sebebiyle gelen insanları bir güzel kaynaşmış durumda. Adeta muhacir-ensar ruhuyla hareket ediyorlar, muhtelif hizmetleri aynı ruh haleti içinde müştereken icra ediyorlar.

Hizmet potansiyeli fevkalâde yüksek. Fakat, her yerde olduğu gibi burada da muzır bazı maniler var. Lâkin, bunlar aşılmayacak, üstesinden gelinemeyecek türden değil.

Yakînen şahit olduğumuz ihlâs, sebat, sadakat, fedâkârlık gibi üstün meziyetler, mevcut her türlü maiayı aşacak bir kuvvet ve kudrette görünüyor.

Ayrıca, orada tanış olduğumuz memur ve talebe kardeşlerimizin şahsında, adeta bütün Türkiye’nin Erzincan’da temsil edildiğine şahit olduk. Dahası, bu sevindirici, ümit ve heyecan verici durum, yeni boyutlar kazanarak günden güne daha da ilerleme kaydediyor.

* * *

Orada geçirmiş olduğumuz iki günün her dakikasını, her saniyesini bütün zerratımızla hissetmeye çalıştık.

Erzincan ruhumuzu sardı. O coğrafyadaki maddî ve mânevî güzellik dem ve damarımızı dolaştı. İç dünyamızda öylesine bir sindi ki, ömür boyu hatırlayacak, unutulmayacak cinsten.

Cenâb-ı Hak, harikulâde güzelliklerle donatmış, her bir tarafına ayrı ayrı nimetler bahşetmiş, bu mübarek beldenin... Mübarekliği, vaktiyle “Medine Vakfiyesi” olmasından geliyor. Fakat, bununla da sınırlı olmayıp, ahalisi fevkalâde mütedeyyin, mütevekkil, mütehammil insanlardır.

* * *

Umumî manzara mükemmel. Seyretmeye doyamıyorsunuz. 

Eskiden daha da harika imiş. “Etrafı dağ, ortası bağ Erzincan” imiş. 

Zamanla bağ-bahçelik olan orta kısımdaki geniş vadi, evlerle, binalarla doldurulmaya başlanmış. 

Ancak, bereketli vadi enine-boyuna o kadar geniştir ki, yeterince bağ-bahçe görmek yine de mümkün.

Etrafı çepeçevre saran yüksek dağların yamaçlarına doğru yürüdükçe, cennet taamlarını andıran çeşit çeşit meyve bahçeleriyle haşır-neşir olmaya başlıyorsunuz.

* * *

Erzincan, fizikî konumu itibariyle de fevkalâde stratejik ve dikkat çekici bir noktada bulunuyor.

Bu vilayetimizin sınır komşuları şunlar: Sivas, Malatya, Tunceli, Erzurum, Bayburt, Gümüşhane, Giresun, Bingöl... Bu şansa sahip, çok az vilayetimiz var.

Şehrin yer aldığı ve dört bir yana yayıldığı saha, rakım itibariyle zaten bin metre üzerindeki bir platodur. Dört bir yanından göğe doğru yükselen karlı dağların rakımı ise birçok noktada 3 bin metreyi geçiyor. Özellikle de, Dersim tarafına bakan Munzur Dağları...

* * *

Şehrin ortasında yaz-bahar sıcaklığını hissederken, etraftaki dağların zirvesine bakıyorsunuz, bembeyaz bir örtüye bürünmüş görüyorsunuz. 

İşte, ben bilhassa bu manzaraya bayıldım. Evet, nisbeten sıcak olan orta vadiden bakıp etraftaki dağların karlı, boralı, bulutlu, sis-dumanlı zirvesini de rahatlıkla görebiliyorsunuz.

Bazan da, günde dört mevsimi peşpeşe yaşayabiliyorsunuz: Yani, aynı gün içinde güneşli, bulutlu, yağmurlu ve bol kar yağışlı bir havayı zevkle, heyecanla ve huşû içinde seyredebiliyorsunuz.

Dağlar ihtişamlı, temaşası doyumsuz iken, dağlarla çevrili vadinin içinden aynı zamanda Fırat Nehrinin bereketli bir kolu (Karasu Nehri) geniş kavisler çizerek geçiyor.

Erzurum’dan gelen Karasu Nehri, Erzincan Ovasını suladıktan sonra Elazığ yakınlarında birleşerek Keban Barajına dökülüyor.

Ekşisu, ayrı bir hayat kaynağı

Yüksek dağların yamacından onlarca noktadan fışkırıp akan Ekşisu, Erzincan’a ayrı bir değer katıyor.

Bol mineralli ve şifâlı olan bu lezzetli maden suyu, üzerinde kurulan tesislerde şişelenip piyasaya sunuluyor.

Fakat, aynı yerdeki mesire alanına giden vatandaşlar da, sekiz-on musluktan akan şifalı sudan rahatlıkla içebiliyor ve yanlarında götürdükleri kapları doldurup evlerine götürebiliyor.

Su, bol miktarda akıp gidiyor. Bakım ve çevre düzenlemesi henüz yeterli seviyede değil. Ancak, iyi bir istikbâl vâadettiği söylenebilir.

Burada, yeni gayet modern şekilde inşa edilmiş hava limanı, günden güne gelişme  gösteren üniversite, dünya çapında marka haline gelmiş oteller zincirinin burada inşa edilmeye başlanması, Erzincan’ı maddî cihetiyle de ihya edecek bir potansiyelin varlığını gösteriyor.

Bu güzelim beldenin deprem kuşağında olması, vaktiyle şiddetli sarsıntıların vukua gelmesi, nüfusun başka yerlere göç etmesine sebebiyet vermiş.

Lâkin, depreme dayanıklı binaların yapılmaya başlanmasıyla birlikte, burası yeniden nüfus toplamaya başlamış görünüyor. 

Sahip olduğu o eşsiz fıtrî güzellikler, zamanla Erzincan’ı her yönüyle cazibe merkezi haline getireceğini tahmin ediyoruz.

Okunma Sayısı: 2151
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı