"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasi ile gelip otokrasiye geçmek

M. Latif SALİHOĞLU
06 Mayıs 2019, Pazartesi
Bugünkü iktidar partisinin aktörleri, şüphesiz demokratik yolları, kanalları kullanarak başa geçtiler.

İktidarlarını garantide gördükleri her seçim döneminde, ayrıca demokrasinin öneminden, erdeminden dem vurdular. Hem de, diğer partileri geride bırakırcasına...

Ne var ki, iktidardan gitme veya bir başka partinin iktidar olma ihtimali, yahut realitesi karşısında, önceki tavırlarını aynı iştahla sürdürmediler, sürdürmüyorlar.

Bu durum, bu cenahta demokrasinin hazmedilmediğini gösteriyor. Dahası, demokrasinin sırf iktidara gelmek için bir araç olarak görüldüğü anlaşılıyor. Aynı demokratik sistemin, gelmek gibi gitmeyi de (iktidarın el değiştirmesini de) gerekli kıldığı hususu pek nazar-ı dikkate alınmıyor.

Zımnen, adeta deniliyor ki: Evet, biz millî iradenin tecellisi ile, halkımızın desteğiyle, seçmenin helâl oylarıyla geldik. Ama, aynı şekilde gitmeyiz, gidemeyiz. Çünkü, biz yerli ve milliyiz; diğerleri ise, hain ve düşmanlarla işbirliği içinde... Çünkü, biz daha dindarız; diğerleri ise, bizim kadar dindar değil... Vesaire.

Oysa, bu tarz söylem ve fikirlerin demokrasiyle bağdaşır bir tarafı yoktur. Erdemli bir demokratik sistemde, taraflar arasında kıyasıya bir hizmet yarışı olur; yoksa, karşılıklı olarak kötüleme, karalama, ötekileştirme, hele hele düşman gibi görme ve gösterme nâdanlığı yoktur ve olmamalıdır.

Nitekim, bugünlerde yaşanan sosyal ve özellikle siyasî sancının ana sebebi, işte bu demokrasi dışı taşkınlıklardan kaynaklanıyor. Daha, din ve mukaddesatla ilgili hususların siyasette malzeme olarak kullanılmasından ileri geliyor. Bunlar, asla kabul edilemez şeyler.

Sen iktidar iken iyi, güzel; çünkü senin gibisi yok, senin kadar güvenilir dindar kimse yok. Ama, bir başkası iktidara gelecek olursa, bu kez ondan kötüsü yok.

Bunun adı, demokrasi ile gelip otokrasiye geçmek ve bir daha gitmek istememek demektir. Otokrasiyi de, zamanla başka türlü şeyler takip eder: Otoriterlik, totaliterlik gibi...

Böylesi bir fikir ve bakış açısı, demokraside mesafe katetmiş hiçbir medenî toplumda kabul görmediği gibi, itibar dahi göremez.

Kendi partisinin başa geçmesini “Dinin iktidar olması” şeklinde görenler, şüphesiz, iktidarı kaybetmeyi de adeta “Dinin iktidardan düşmesi” şeklinde görür ve gösterir. Esasen, nizâ da, maraz da buradan çıkar.

Netice itibariyle, şu hususun herkes tarafından kabul ve hazmedilmesi gerekiyor: Demokrasilerde, seçimle iktidara gelinir ve yine seçimle iktidardan gidilir. 

Milletin iradesini yansıtan seçim sandığından çıkan sonuca herkesin hem saygı duyması, hem itibar göstermesi, aynı zamanda Türkiye için vazgeçilmez olan demokratik işleyişin tekâmül etmesini de sağlar.

GÜNÜN TARİHİ: 06 Mayıs 1960

Cemal Aga ve darbeciler

Askeriye içinde gizli faaliyet yürüten bir cunta, adım adım bir kanlı darbenin hazırlığını yapıyordu. İşte bunun bir delili: Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Cemal Gürsel, askeriyede alınan şaşırtıcı bir kararla, darbeden üç-dört hafta kadar önce izne ayrıldı. Ankara'dan İzmir'e giden Gürsel'in izne ayrıldığı yönündeki bilgi, 6 Mayıs 1960 günü itibariyle ordunun en küçük birimlerine kadar telsiz vasıtasıyla iletildi. 

Doğrusu, bu son derece garip ve tuhaf bir durumdu. Belli ki, Başkent Ankara'da gizli bazı hesaplar yapılıyor ve gizli dolaplar çevriliyordu; ama, acaba işin iç yüzünde ne vardı?

Gariptir ki, bir gün önce de "555K" şifresiyle, Kızılay Meydanı'nda da büyük bir gösteri düzenlenmiş ve sonlara doğru hükümet aleyhtarı sloganlarla iş çığırından çıkmıştı.

Esasında, bütün bunlar gizli bir plân dahilinde yürütülen faaliyetlerdi. Asıl hedef, darbe yapmak ve meşrû hükümeti iktidardan uzaklaştırmaktı. Nitekim, Gürsel'in izne ayrılmasından 21 gün sonra, alt kademedeki subayların tazyiki ile askerî darbe yapıldı. Menderes'in başında bulunduğu Demokrat hükümet, silâh zoruyla devrildi.

Okunma Sayısı: 2619
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı