"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hukuk, vicdan, demokrasi (1)

M. Latif SALİHOĞLU
24 Mayıs 2019, Cuma
Yüksek Seçim Kurulu’nun “karar özeti” gibi “gerekçeli karar”ı da ikna edici olmadı.

Kezâ, vicdanları da rahatlatmadı. Aksine, biraz daha yaralamış oldu.

Meselâ, iptal gerekçesi hakkında deniliyor ki: “Sayım-döküm cetvelindeki usûlsüzlükler tek başına seçim sonucuna müessir olmamakla birlikte, sandık kurulu başkanlarının kànuna aykırı biçimde belirlenmesi ile birlikte değerlendirilmiştir.”

Eh, madem öyle, o takdirde, demokrasiye, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne inanmış kimseler olarak, vicdanların sesini yansıtmak adına karşınıza dikilerek şu soruları sıralamak durumundayız:

BİR: Sandık kurulu başkanlarının kànuna aykırı biçimde belirlenmesi kimin suçu? Bunları kim belirledi? Muhalefet mi, İstanbul’lu seçmen mi, yok siz ve size bağlı resmî devlet birimleri mi?

İKİ: Şayet usûle-kanuna aykırı bir durum söz konusu ise, aynı durum daha önceki seçimler için de geçerli olması gerekmiyor mu? Meselâ, 24 Haziran 2018 ve ondan önceki seçimler için... Peki, itirazlara rağmen, o seçimlere neden toz kondurulmuyor? Neden o seçimleri sorgulama ihtiyacı duyulmadı ve dahi duyulmuyor?

ÜÇ: Aynı iptal gerekçesini daha önceki seçimlere de aynen tatbik etmek mümkün iken, bunu tutup sadece ve sadece 31 Mart’taki seçimlere özel-mahsus kılmanın hukukla, vicdanla, demokrasinin ruhuyla bağdaşır bir yönü olabilir mi? Kimi kandırıyorsunuz? Vatandaş olarak bizi mi, yoksa öncelikle kendinizi mi?

DÖRT: Bütün bu olup bitenlere karşı, milyonlarca seçmen kitlesinin suçu-günahı ne? Seçmen suçsuz ve mâsum olduğu halde, faturayı neden onlara kestiniz? “Suçun şahsiliği prensibi”ni herkesten önce sizin bilmeniz gerekmiyor mu? Peki, şimdiye kadar hangi şahıs veya şahıslar suçlu görüldü veya cezalandırılma yönüne gidildi? Dahası, suç tesbiti ve cezalandırma yoluna gidilecekse şayet, bu da yine 31 Mart ile mi sınırlı tutulacak? Önceki suçlar yok mu sayılacak? Bu nasıl bir hukuk anlayışı?

BEŞ: Sahi, şu “oy hırsızlığı” meselesi ne oldu? Gerçekten de “oylar çalındı” mı? Çalındı ise, hırsız kim? YSK’nın, “Çünkü çaldılar” diye bağıranları haklı görmenin yanı sıra, ayrıca şu “hırsızlık iddiası” hakkında da birşeyler söylemesi gerekmez miydi? Şayet, ortada bir çalıntı-hırsızlık durumu yoksa, o takdirde kesinkes bir “yalancılık ve iftira” durumu söz konusu demektir.

* * *

Burada bir çift sözümüz de yönetim kademesinde bulunanlar ile idareye talip olanlara yönelik olacak... Yönetim hizmetine talip olanların, öncelikle ve özellikle hukuk ve demokrasi kulvarından ayrılmadan rakipleriyle yarışmaları gerekiyor. Bu kulvarın dışına çıkıldığı takdirde, yapılacak yarışın ciddiyeti kaybolduğu gibi, kıymet-i harbiyesi gözden düşer.

Lâfa gelince, yönetime talip olanların hemen hepsi de bu ölçü ve esaslara uyduğunu, en azından uyulması gerektiği söyler durur. Hatta, “ordu bozancılık” yapanın hep karşı taraf olduğu iddiasında bulunur. Ama, sıra tatbikat safhasına gelince, ne yazık ki işin rengi değişmeye başlıyor.

Oysa, hukuk ve adâlet ehlinden beklenen aklî-vicdanî dürüstlük ve tutarlılığın aynısını, idareci ve idareye talip olanlardan da beklemek hakkımızdır.                     

(Devamı var)

TARİHİN YORUMU   Mayıs 1919

İngiliz Muhibbân Cemiyeti

İstanbul’u “içten fethetme” plânını devreye sokan işgalcilerin desteğiyle, 20 Mayıs 1919'da İngiliz Muhibbân Cemiyeti kuruldu.

Bu yaranmacı işin başını çeken kişi Said Molla’dır. Onun en yakın adamı da İngiliz ajanı Rahip Robert Frew.

O talihsiz dönemde, Osmanlı Devleti’nin üst seviyedeki idarecilerinin hemen tamamı, bu İngiliz Sevenler Derneği’nin maalesef ya üyesi, ya da taraftarıdır. Hatta bazı gazeteler de öyle. Nitekim, İngiliz taraftarı Alemdar gazetesi şunu yazdı:

“İngiliz Muhibbân Cemiyeti, memleketin en yüksek simâlarının dahi tensibi ve tasvibiyle vücuda gelmiş olup, ahalimizin şimdiye kadar açığa vuramadığı sınırsız İngiliz muhabbetinin zuhûruna hizmet edecektir.”

Okunma Sayısı: 2279
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı