"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İhalenin tiksindiren yüzü

M. Latif SALİHOĞLU
11 Ekim 2018, Perşembe
Bilmecburiye, sosyal ve siyasî hayatın çeşitli katmanlarına girip çıkma, olup bitenlere şahit olma durumuyla karşı karşıya kalıyoruz.

Bu sebeple, ister istemez nahoş bazı hadiseleri duyma, öğrenme, hatta yer yer şahit olma bahtsızlığını yaşıyoruz.

İşte, bu nahoş, hatta tiksinti veren tablolardan biri de, sözde ihale işleyişinin perde arkasında karşımıza çıkıyor.

Hem kendimizi, hem siz duyarlı okuyucularımızı mânevî mesuliyetten ve artık yaygın şekilde işlenen böyle ürpertici günahlara hissedar olma durumuna düşmekten kurtarmaya inşaallah vesile olmak için önemli bazı ikaz ve hatırlatmalarda bulunmak istiyoruz.

Yakînen muttali olduğum birkaç vak’ayı, hiç teferruata girmeden, fakat gayet açık ve net bir lisânla ifade edelim ki: Hiçbir iş yapmadan, en ufak bir masrafa girmeden ve bir tek damla ter dökmeden, milyonlarca liraya tekabül eden ihale oyunları ve düzenbazlıklarıyla tomar tomar haram paralar kazanılıyor, yahut birilerine kazandırılmaya çalışılıyor.

Bazen de, ciddî tekliflerle aynı ihaleye katılan sıradan kimselerin önüne sudan sebeplerle bir takım engeller konuluyor. Hatta, zaman zaman silâhlı tehditlere varan yıldırma, vazgeçirme yöntemlerine başvuruluyor.

İşin en acıklı ve kahredici tarafı ise, bu tür düzenbazlıklarda dinî değerlerin alet olarak kullanılması, dahası yer yer takvâlı kimselerin aynı çarkın içine sokularak yüksek miktardaki hasis menfaatlerin kabaca, gabice, ehliyetsiz ve liyâkatsız şekilde yönlendirilmesi, yahut kotarılmaya çalışılmasıdır. 

Ve nihayet, bu tür kirli işlerin artık kanıksanır hale gelmiş olması da cabası...

İşte, bizim gibilerin nazarına dehşet veren böylesi vahşiyâne çarkların dişlileri arasındaki o tiksindirici günahlara bulaşmamak ve hissedar olmamak adına yüce Rabbimize sığınıyor ve bizi bunlardan muhafaza etmesi için O’na duâ ve niyâzda bulunuyoruz.

GÜNÜN TARİHİ: 11 Ekim 1972

Siyasette bir milât

Bugün değişik bir versiyonla iktidarda olan siyasî hareketin bir milâdı 11 Ekim 1972’ye dayanıyor. Zira, Adalet Partisinin önünü kesen ve CHP’nin başındaki Bülent Ecevit’e ilk kez Başbakan olma yolunu açan Millî Selamet Partisi o gün kuruldu.

Bu tarihten iki-üç sene evvel (26 Ocak 1970), yine aynı misyon çizgisinde olmak üzere, bağımsız adayların öncülüğünde Millî Nizam Partisi (MNP) kurulmuş ve bilâhare Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmıştı.

Dolayısıyla, MNP herhangi bir seçime girme-katılma şansını bulamamıştı. 

Bu arada şunu da hatırlatalım ki, “Millî Nizam”ın isim babası Eşref Edib Beydir.

İkinci bir ara notu: Necmettin Erbakan, MNP kurulduğu anda başkan seçildi; MSP ise, kurulduktan 10 gün kadar sonra İsviçre’den gelip bu partinin başına geçti.

Bir ara notu da şu: İktidardaki AKP’nin çekirdek kadrosu bu siyasî kökenden gelmedir. Aradaki fark, kendi ifadelerine göre “gömlek değişimi”nden ibarettir.

* * *

Şimdi, tekrar MSP’nin kuruluş mâcerasına dönelim: Bu partinin ilk genel başkanı Süleyman Arif Emre’dir. Necmettin Erbakan, MNP’nin kapatılması üzerine İsviçre’ye gitmişti. 20 Ekim günü gelip MSP’nin başına geçti. İşte, bu tarihten itibaren Türkiye siyasetinde yeni ve farklı bir milât oluştu. Bu milâdı ana başlıklar halinde aşağıdaki şekilde nazara vermek mümkün:

* Din adına siyaset yapma ve iktidar için dinî istismar etme dönemine girilmiş oldu.

* 1950’den bu yana demokratik yoldan hiç iktidar yüzü göremeyen CHP’nin (1974’te Erbakan-Ecevit hükümeti koalisyon ile) iktidara gelme şansı doğmuş oldu.

* 1950’den bu yana yapılan bütün hür seçimlerde iktidar olan-olabilen Demokrat misyon temsilcileri, o tarihten sonra bir daha tek başına iktidara gelme şansını, fırsatını bulamadı.

Dolayısıyla, Millî Görüş hareketinin aktif şekilde siyaset sahnesine çıkışı, hem kendileri, hem Halk Partisi, hem de Demokrat misyon açısından bir nevi milât olmuştur.

Okunma Sayısı: 2723
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı