"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İlâç zehir olur mu?

M. Latif SALİHOĞLU
17 Ağustos 2018, Cuma
Her hastalığın kendine göre bir ilâcı, bir devâsı var. O ilâçları, ayrıca kararında ve dozajında kullanmalı. Aksi halde, alerji yapar, zarar verir, hatta bir yerde ilâç iken, bir başka yerde zehir etkisi yapar. Böylelikle, kişiyi ölüme dahi götürebilir.

Meselâ, su ekseriyetle şifâlı bir ilâç iken, bazı durumlarda (misâl, bazı ameliyatlarda) içilmesi tıbben sakıncalı olur.

Meselâ, başağrısı sıkıntısı çeken birine ishal ilâcının veya öksürük şurubunun verilmesi, aynı şekilde bir aksülâmele yol açabilir. Faydadan ziyade zarar verme ihtimali var.

Çarpıcı bir misâli de, yakînen şahit olduğumuz elîm bir hadiseden verelim:

Aile büyüğümüz olan sâliha bir hanımın ilâçlara ziyade bir zaafı vardı. İlâçların fiyatı da hayli indirimli ve neredeyse bedavaya yakın ucuzlukta olunca, onu kimse tutamıyordu. Onu hastaneye götürdük, doktora muayene ettirdik. Doktor akciğer tedâvisine yönelik belli dozda kullanması için bir ilâç yazdı. Eczaneden aldık, kullandı, iyi geldi.

O merhume hanım, kullandığı ilâç iyi geldi diye, bizden habersiz ve hatta gizlice aynı ilâcı başkasına aldırmış. Zamanla öğrendik ki, bir doz yerine 4-5 doz kullanmış ve akciğerini iflâsın eşiğine getirmiş.

Neticede, “Akciğer yetmezliği”nden vefat etti. Allah rahmet eylesin.

İşte, tam bu noktada, Üstad Bediüzzaman’ın Münâzarât’ında geçen çok çarpıcı bir suâl-cevap kısmını iktibas ile mevzuya devam edelim:

“Suâl: Derman, dermandır; neden zehir olsun?

“Cevap: Bir derdin dermanı, başka bir derde zehir olabilir. Bir derman hadden geçse, dert getirir.”

Aktarmış olduğumuz o ölümcül misâlde, “dermanın hadden geçmesi” söz konusu. 

* * *

Tıbbî hastalıklar gibi, bir takım ailevî, içtimaî ve siyasî hastalıklar da var ki, onların tedâvisi de sözle, fikirle, yazıyla, izâhla, irşatla, nasihatla mümkün olabiliyor.

Bu tür konularda bilhassa dikkat edilmesi gereken nokta, isabetli söz ve nasihatın da ayarında, kararında, dozajında yapılması.

Böyle yapılmayıp, ölçüsüzce veya ajitasyonla söylenecek söz veya nasihat, aksi tesir meydana getirebilir. İlâç yerine zehir etkisine sebebiyet verebilir.

Misâl, söz ve nasihatla dağılmanın eşiğinde olan bir aileyi yeniden kaynaştırmak mümkün olduğu gibi, hatalı veya ölçüsüzce kullanılacak sözler, yapılacak gereksiz konuşmalar sebebiyle, o ailenin birbirine düşerek büsbütün dağılması da ihtimal dahilinde.

* * *

Demek ki, her şeyin, her hizmet ve faaliyetin kendine has ölçüsü ve usûlü dairesinde îfâ ve icrâ edilmesi lazım. 

Kezâ, doğru sözlerin dahi “lâf sokmadan”, damara dokundurmadan, aksülamele mahal vermeden, hazımsızlığa yol açmadan aktarılması gerekir.

Aksi halde, fayda yerine zarara, yani ilâç yerine zehire, devâ yerine derde sebebiyet verilmesi hem mümkün, hem muhtemel.

Yazılan sözlerin, yapılan vâz û nasihatların, muhtaç veya muhataplar üzerinde nasıl bir tesir meydana getirdiğine, bir de bu açıdan bakıp değerlendirmekte fayda var.

GÜNÜN TARİHİ: 17 Ağustos 1999

Büyük Marmara Depremi. Başta Gölcük olmak üzere İzmit, Adapazarı ve Yalova’yı da (7.4) şiddetle sarsan bu depremde on binlerce insan vefat etti; ölenlerin iki-üç misli kadar da yaralananlar oldu.

Depremin merkez üssü, bilâhare Gölcük Donanma Karargâhı’nın bulunduğu yer olarak tesbit ve ilân edildi.

Okunma Sayısı: 2210
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı