"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İlkeli, izzetli bir duruş

M. Latif SALİHOĞLU
05 Kasım 2015, Perşembe
Kimi insan var, adeta taparcasına gücün, kuvvetin, şöhretin, servetin tarafını tutar.

Kimi insan var, hakkın kuvvette olduğuna inanır; değişen kuvvet dengesine göre de pozisyon alır.

Kimi insan var, eline geçen kuvveti hak-hukuk demeden muhaliflerine karşı acımasızca kullanır.

Bütün bu kesimleri şu şekilde kategorize etmek de mümkün: Güce tapan, güçten korkan ve gücü kullananlar.

Bir de hepsinden farklı bir bakış açısıyla “Kuvvet haktadır” diyerek, bu kudsî prensibe daima ve hayatının sonuna kadar sâdık kalanlar var.

İşte, asıl tebrike, takdire şâyân olanlar bunlardır.

Bunlar vakur ve izzetlidirler.

Bedenleri ezilse de, izzetlerini çiğnettirmezler.

Boyunları kesilse de, çekmeye gelmezler.

İzzet û ikbâl ile bâb-ı hükûmetten çekilseler de, millet yolundaki hizmetin azimetinden asla geri dönmezler.

Dâvâları için ölümü hiçe sayarlar.

Kefenleri boyunlarında gezerler.

Zillet içinde yaşamaktansa, izzetle ölmeyi tercih ederler.

Ekmeksiz yaşarlar; hürriyetsiz yaşamayı kabul etmezler.

Şu “darb-ı mesel”e hakkıyla istihkak kesbederler: “Eksik olsun zilletle boyun eğerek, kazandığın ekmek.”

* * *

Evet, insan olan insanı şu dünyada mes’ud edebilen en büyük nimet, imandan gelen hürriyettir, izzettir, celâdettir, cesarettir...

İmanı zayıf ya da tahkiki olmayanlar, zoru görünce kıvırmaya başlar.

Kuvveti görünce, hemen boyun eğip serfürû eder.

Zalimi görünce, aklına ilk gelen şey “Ver elini öpeyim abi” diyerek ona tabasbus etmektir.

Böyleleri, güya ölümden korkup çekinirler; ama, aslında Allah’ın her günü tekrar be-tekrar ölürler.

Hatta, ruhen ve mânen öldükleri için, bir cihette ölümden beter olurlar. Mert olan, eceli gülerek karşılar ve sadece bir kere ölür.

* * *

Siyaset topuzunun güm güm sadâ verdiği ve korkunun kimi coğrafyalarda dağları aştığı şu günlerde, yukarıda zikrettiğimiz hakikatli derslere çokça ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.

Zira, “havf damarı” denilen korku duygusu, günümüzde dindar olan kimselerde bile önemli tesir icra edebiliyor. Ki, bu sebepten olsa gerek ihlâsı kıran bir “Desise-i Şeytâniye” olarak Nur Külliyatında genişçe yer almıştır.

Bu korku damarıyla birlikte, ayrıca tamâ (maddiyat), tembellik, hubb-u câh, fikr-i unsuriyet ve enaniyet gibi desiselerin de ihlâsı kıran en büyük mâniler listesinde zikredildiğini hatırlatarak konuya devam edelim.

* * *

Başlıkta ifade edildiği gibi, mevcut şartlar ne olursa olsun, hal-i âlem ne şekilde değişirse değişsin, insan evlâdına yakışan şey, daima vakur, ilkeli ve izzetli bir duruşa sahip olmaktır.

Şükürler olsun, Nurânî kaynaklardan almış olduğumuz tahkiki iman dersleriyle, bu izzetli duruşumuzu her devirde, her hâl ve şart altında muhafaza ettik, ediyoruz.

Bununla beraber, teessüfle görüyoruz ki, siyasetin değişen veya yükselen gücü, kuvveti veya topuzu karşısında, mevcut tavrını muhafaza edemeyip dökülenler, yamulanlar, yahut âniden kıvırmaya başlayanlar oluyor.

İşte, insanoğlunun en çetin imtihanı da, böyle zamanlarda ve böylesi durumlarda kendini gösteriyor.

Zillete düşüp korkanlar, aslında iki tarafta da kaybeder.

İzzetli duruş sergileyenler ise, zahiren zahmet-meşakkat çekseler de, mânen her iki cihanda said ve aziz olurlar.

Bu bahsi, Şair Nesimî’nin “minnetsiz hayat”a vurgu yapan pek manidar iki dörtlüğü ile bitirelim.

Hâr içinde biten gonca güle minnet eylemem.

Arabî-Farisi bilmem, dile minnet eylemem.

Sırat-ı Mustakîm üzre gözetirim Rahman’ı.

İblis’in tâlim ettiği yola minnet eylemem.

Bir acâip derde düştüm herkes gider kârına.

Bugün buldum bugün yerim, Hak kerimdir yarına.

Zerrece tamâhım yok şu dünyanın varına.

Rızkımı veren Hüdâ'dır, kula minnet eylemem.

Siyasetin matematiği

Daha evvelki yazı ve sohbetlerimizde de ifade ettiğimiz gibi, siyasetin kendine has bir mantığı, kendine mahsus bir matematiği var.

Normal matematikte 2x2=4 eder. 

Siyasetin matematiğine göre ise, sonuç bazen 3, bazen 5 eder. Sinerjiye bağlı olarak bazen 10’a da çıkabilir. Ama, çok nâdir olarak 4 eder.

İşte, bu realitenin çarpıcı bir tablosu gözlerimizin önünde duruyor:

MHP, eski oylarının yüzde 4’ünü kaybettiği halde, milletvekillerinin tam tamına yüzde 50’sini kaybetti.

Aynı MHP, kendisiyle zıt paralelde siyaset yapan HDP’den daha fazla oy aldığı halde, milletvekili sayısı itibariyle bu partinin 19 sandalye gerisinde kaldı.

@salihoglulatif: 1 Kasımdan sonra çark eden edene... 180 derece dönüş yapan yapana... Oysa ne demişler: "Eksik olsun zilletle boyun eğerek, kazandığın ekmek"

Okunma Sayısı: 4383
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • talebe

    5.11.2015 12:46:36

    Allah razı olsun. yine herzamanki gibi tedavi edici nitelikte risele i nur temelli bir durusu baz alan yazı. duaları m sizinle.

  • Garib Doğu

    5.11.2015 12:28:10

    ''İlkeli, izzetli duruş'' başlığı altında yazılan makale tek kelime ile enfes... İlkeli ve izzetli duruş bu kadar güzel ifade edilebilir. Hakka serfürû edenlerle, gücün karşısında eğilip bükülenler net olarak anlatılmış. Aslında ''Zilletle yaşamaktansa izzetle ölmeyi tercih ederiz”in bir mükemmel şerhi gibidir bu yazı... Bu izzetli duruş; bir yol, bir tarz, bir meslektir. Peygamberlerin, sıddıkların, salihlerin yoludur. Evet kuvvet hakta ve ihlastadır. Bu bir düstur, bir temel prensiptir. Ve bir cihette hayat telâkkimiz. Kuvvet güçte, malda, çoğunlukta, mevki ve makamda vesair nesnelerde değil. Hakikat bu merkezde iken, bu nurani, güçlü,kuvvetli, düstura riayet etmemek, aykırı hareket etmek, aklın, vicdanın ve i'zanın kârı değil. Hele sadakatin, ihlasın, ferasetin kârı hiç değil. Neyse… Yazarımızı can ü gönülden tebrik ediyorum. Rabbim sıhhat ve afiyet ve bereketli bir ömür ihsan eylesin. Hıfz-i İlahi devam etsin.

  • DEMOKRAT

    5.11.2015 11:51:42

    Artık yorum yazma dönemim bitti demiştim Salihoğlu.Ama söz konusu Yeni Asya,Nurlar ve dik duruş olunca "Al bir yorum daha"dedirttin bize...Farklısınız kardeşim,farklıyız kardeşim kısacası "Nev-i şahsına münhasır bir zümreyiz"ve "Özeliz"kardeşim.Aslında bizi tenkit edenlerde kıskanıyor,azsınız diyenler deçatlıyor.Ama ne derlerse desinler biz buyuz ve tarih bizi hep dimdik,onurlu ve başı göğe değecek kadar imanlı inananlar olarak kaydedecek.Allah var,gam yok.Din gününün sahibine teslim olanlar için yeis ve keder olur mu hiç.Önümüz açık ve biz fırtınalı ve karanlık günlerin "Deniz fenerleri"yiz.Sıradan ve ucuz şeylerle işimiz olmaz.

  • vefa umurca

    5.11.2015 11:35:05

    bir tek kalsakta , istibdata hayır. isteyen istediği kadar kıvırır. kıvıranlar hep vardır ve olacaktır. ama doğru birdir. 100 kişişinin 99 hayır doğru o değil desede o doğru ise bir kişinin söylemesi yeter. anı gelince hak yerini bulur.

  • Hüseyin İLHAN

    5.11.2015 07:06:40

    Bizler 'EKMEKSİZ YAŞARIM,HÜRRİYETSİZ ASLA,diyen aziz üstadımızın yolundayız.Aziz üstadımızın kırdım dediği putu'pot kıdı,diyenlerleCENAB-I HAKKIN CC.haram kıldığı faizi müslümanın her hanesine sokan,zinayı kolaylaştırıp,ümmet-i muhammedi ayrıştıran,din kardeşini siyoniste satanların arkasına düşen bedbahtlardan eylemeyen RABBİMİZE HAMDOLSUN.

  • Abdurrahman KOÇAK

    5.11.2015 00:27:35

    Evet Yeni Asya camiası budur....Bir de hepsinden farklı bir bakış açısıyla “Kuvvet haktadır” diyerek, bu kudsî prensibe daima ve hayatının sonuna kadar sâdık kalanlar var. İşte, asıl tebrike, takdire şâyân olanlar bunlardır.... Teşekkürler Sayın Yazar....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı